Büyük Türkçe Sözlük
* Tepeye doğru, yo kuşbaşına yönelerek.
* Bayırlaşmak durumu.
* (yer ve yol için) Dikleşmek.
* Başında, kulak yerinde iki sorgucu bulunan, yırtıcı gece kuşlarının genel adı.
* uğursuzluk getirdiğine inanılan kimseler için söylenir.
* Büyüklükleri çeşitli olan kukumav, puhu gibi yırtıcı kuşları içine alan kuşlar familyası.
* Nazlı, şımarık (biçimde).
* Zenginlik.
* Şımarıklık, naz, işve.
* Baylanmak işi.
* Nazlanmak, şımarmak.
* Baymak işi.
* (yiyecek) Baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak.
* Aldatmak, kandırmak, etki altında bırakmak.
* Damar aktarma.
* Devre dışı bırakma.
* Kalpte tıkanmış bir damarın beslediği bölgeye kan akışını artırmak için o bölgeye eklemek için yapılan damar ameliyatı.
* millî yas ilân etmek için bayrağı direğin yarısına kadar indirmek.
* Bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dik dörtgen...
* gönüllü asker toplamaya girişmek.
* bir ülkü yolunda toplanmaya çağırmak.
* bayrağı bir direğe veya ipe takmak.
* bayraklı bir sopayı bir yere saplamak.
* Bayrak asmak için hazırlanmış uzun direk.
* Gemilerde güvertenin en yüksek direği.