Büyük Türkçe Sözlük
* kendini belli edecek bir biçimde.
* Bkz. bayrak töreni.
* Bayrak karşısındaki saygı duruşu.
* Atletizmde dört sporcudan oluşan ekibin aralarında paylaştıkları mesafelere başlarken elden ele geçirmek yoluyla bir sopayı, bayrağı düşürmeden...
* Ordu hizmeti, askerlik.
* Bayrak çeken kimse.
* Bayrak yapan, diken veya satan kimse.
* bağırıp çağırarak, hırçınlık etmek.
* Bayraklaşmak işi veya durumu.
* Bayrak değeri kazanmak.
* Bayrağı olan, üzerine bayrak çekilmiş bulunan (yer).
* Bkz. eli bayraklı.
* Bayrak olmaya uygun kumaş.
* Bayrak asmaya uygun direk.
* Bayrağı taşıyan kimse.
* bir akımın, bir görüşün yayılmasında öncü olarak çalışmak.
* Bayraktarın görevi.
* öncülük etmek, yol göstermek.
* Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler.
* Sevinç, neşe.
* Özel olarak kutlanan gün.
* Bayram günlerinde padişahların camiye gidiş ve geliş şırasında yapılan tören.
* (Hicrî takvime göre) Ramazandan sonra gelen ay, şevval.
* Bayram dolayısıyla süslenmiş, donatılmış, sevinçli çocuk.
* Bayram günü doğmuş çocuk.
* gösterilen bu ilginin, bu yakınlığın bir sebebi olacak.