Büyük Türkçe Sözlük
* Adlar, isimler.
* kendisine değer verilmemek, adı anılmamak.
* Sözler arasında anlam birliği olması durumu.
* Anlamları aynı veya birbirine çok yakın olan (kelimeler), anlamdaş, müteradif, sinonim.
* Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı.
* Basit örnek.
* Bir malın niteliğini belirtmek, özelliklerini göstermek amacıyla, o malın parasız verilen veya gönderilen parçası.
* Kölelik, tutsaklık, esirlik.
* Hakimiyet altında bulunma.
* Boyunduruk.
* uzun süre esir olarak bulunmak.
* Başörtüsü.
* Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel.
* (bir iş veya sözde) Doğru biçim.
* Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasî.
* Hazır ol durumu.
* Dimdik kımıldamaksızın, hazır ol durumu, esas duruş.
* hazır ol durumunu almak.
* belirli bir kurala dayandırmak.
* Başından, temelinden, kökeninden.
* Doğrusu, doğrusunu isterseniz, zaten, zati.
* Nasıl olsa, gene.
* Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, asal.
* gerçek olmamak, yalan olmak.
* Esaslandırmak işi veya durumu.
* Esaslı duruma getirmek, sağlamlaştırmak.
* Esaslanmak işi veya durumu.