Büyük Türkçe Sözlük
* Çalgı veya ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça.
* Geçici, düşüncesizce, değişken istek.
* Değişken, geçici isteklerde bulunarak huysuzca davranmak.
* Kaprisi olan.
* Kaprisi olmayan.
* Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şumul.
* Kapsamak işi.
* Telsiz telefonlarda konuşmanın yapılabileceği alan.
* İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak.
* İçine alma (alınma), şümullendirme (şümullendirilme).
* (Bir şeyin) sınırları içine giren öğeleri genişletmek, şümullendirmek.
* Kapsamı olan.
* Kapsamı geniş olan, şümullü.
* Bütün özelikleri ve incelikleri içine alan tanım, kısır döngü karşıtı.
* Kabı olmayan.
* Kaplanmamış olan.
* Şişe kapağı.
* Ateşli silâhlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla ateşlenen, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça.
* Oyuncak...
* Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli.
* (spor oyunlarında) Takım başı.
* Kaptan pilot.
* Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde...
* Kaptanın gemiyi yönettiği, geminin üst katında bulunan bölüm.
* Kaptan köprüsü.
* Bkz. kaptanıderya.
* Uçak komutanı.
* Şehirler arası yolcu otobüslerinde sürücü.