Büyük Türkçe Sözlük
* Korkak, tabansız, yüreksiz.
* Ödleğe yaraşır (bir biçimde), ödlek gibi.
* Ödlek olma durumu veya ödlekçe davranış.
* Ateşsiz.
* Çok yoksul, aç ve barınaksız.
* çok korkmak.
* ansızın çok korkmak.
* Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat.
* Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan, mükâfat.
* herhangi bir başarı karşısında armağana lâyık görülmek.
* ödüllendirmek.
* Ödüllendirmek işi.
* Bir başarıyı veya bir iyiliği ödülle değerlendirmek, mükâfatlandırmak.
* Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ivaz, taviz.
* Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç.
* Anlayışsız ve kaba (kimse).
* Odunun yapısını, fiziksel, mekanik ve kimyasal özelliklerini inceleyen bilim dalı, ksiloloji.
* anlayışsız, görgüsüz.
* Odunun kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür, mangal kömürü.
* Bitkiye destek olan, besi suyunu taşıyan, odunda bulunan katı maddelerden her biri.
* Sadece odun yakılmasına elverişli bir soba türü.
* ödünle uzlaşma sağlamak.