Büyük Türkçe Sözlük
* Eşelenmek işi.
* Eşelemek işi yapılmak.
* Bulunduğu yeri kendi kendine eşelemek.
* Üretilen mal değerlerinin iniş çıkışına göre tespit edilen ücret ödeme ölçümü.
* Bkz. mantık.
* Hiçbir hastalığı, vücutça hiçbir eksiği olmayan, sağlıklı, sıhhatli, salim.
* Esenlemek işi, selam.
* Biriyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi...
* Esenleşmek işi, selamlaşma.
* Birbirine selam vermek, selamlaşmak.
* Vedalaşmak.
* Esen olma durumu, sağlık, afiyet, sıhhat, selamet.
* Esenliği olan.
* Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt.
* İz, işaret, im.
* (soyut kavramlar için) Belirti.
* hiçbir belirti, iz olmamak.
* "Büyük boy yazı kağıdı" anlamında kullanılan esericedit kağıdı deyiminde geçer.
* Eskiden kullanılan bir tür kağıt.
* Esermek işi veya durumu.
* Bakmak, beslemek, yetiştirmek.
* Emek vererek ortaya çıkarmak.
* Bireye, üreme işinde ayrı bir görev veren ve erkekle dişiyi ayırt ettiren özel yaradılış, cinslik, cinsiyet.
* Bir organizmanın dişi veya erkek...
* Erkek veya dişi eşeyden birine sahip olan, diğer eşey olmadan üreyemeyen cinsliği olan.