Büyük Türkçe Sözlük
* üzüntü verecek veya içinden güç çıkılır bir durum yaratmak.
* önemsiz bir şeyi önemli bir sorun durumuna getirmek.
* herhangi bir güçlük yok!.
* Meşe korusu veya meşe ormanı.
* Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse.
* Sevinç.
* Sevinçle.
* Hayvanları dürtmekte kullanılan, ucu demirli değnek, üvendire.
* Uğraşılan şey, işgüç, uğraşı.
* Bir işle uğraşan, işgörmekte olan.
* Çalışır, kullanılır durumda olan, dolu.
* vaktini almak.
* uğraştırmak.
* oyalamak.
* vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak.
* Meşgul olma, uğraşma durumu.
* Uğraş.
* Bir şeyi elle sıvazlama.
* Abdest alırken ıslak eli başa ve meste sürme.
* Sergi.
* Şehit düşülen yer veya şehidin gömüldüğü yer.
* Meshetmek işi.
* Abdest alırken ıslak eli başa ve meste sürmek.
* Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın.
* Ünlü, tanınmış kimse.
* ün kazanmak, tanınmak, ün almak, ünlenmek.