Büyük Türkçe Sözlük
* Dokunmuşkumaşlardaki tarak izlerini yok etmek için bu kumaşları bir bıçaktan geçirme işlemi.
* Parlaklık verme.
* Konusu polisin ilgilendiği alanlarda olan.
* Polis mesleğini ön plânda tutan film.
* Polisiye olayları işleyen macera romanı.
* Polis olma durumu.
* Polisin görevi.
* Çok tanrıcı.
* Çok tanrıcılık.
* Politika ile ilgili, siyasî, siyasal.
* Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa.
* Yöntem.
* Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularınıokşamak, zayıf...
* politika izlemek.
* politika yoluyla bir işi çözümlemek istemek.
* Politika ile uğraşan kimse, siyasetçi.
* Karşısındakinin duygularınıokşayarak çıkar sağlayan (kimse), siyasetçi.
* Politika ile uğraşma işi veya tutkusu.
* Yoğunluğu çok düşük cam, vernik, kauçuk veya köpük görünüşündeki lâstiğe benzeyen madde.
* Bir çeşit Polonya dansı.
* Bu dansın müziği.
* Çevgen.
* Polonyalı.
* (küçük harfle) Bir çeşit dans.
* Bu dansın müziği.
* Polonya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
* Atom numarası 84, atom ağırlığı210 olan, ilk radyoaktif element. Kısaltması Po.
* Tahta üzerine sürüldüğünde koruyucu, parlak bir katman oluşturan poliasidin doymamış alkollere veya glikollere etkimesiyle elde edilen kimyasal...