Büyük Türkçe Sözlük
* İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf.
* Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin...
* Kolay anlaşılabilen resim.
* Gözün ön bölümünde bulunan, ışığı geçiren küresel zar, kornea.
* Saydamlaşmak işi, şeffaflaşma.
* Saydam bir duruma gelmek, şeffaflaşmak.
* Belirgin, açık bir duruma gelmek.
* Saydamlaştırmak işi.
* Saydam duruma getirmek, şeffaflaştırmak.
* Saydam olma durumu, şeffaflık.
* Saydam olmayan, ışığı geçirmeyen.
* Saydam olmama durumu, ışığı geçirmeme özelliği.
* Saydırmak işi.
* Saymak işini yaptırmak, sayısınıbuldurmak, sayı belirterek sonuç almak.
* Sözünü dinletmek, saygı gösterilmesini sağlamak.
* Gölge.
* Koruma, yardım.
* Gölgelik.
* Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla.
* istenilen bir şeyi başkasının aracılığıyla elde etmek.
* Uygun, yakışır.
* (ihtimal derecesi daha az olmak üzere) Eğer.
* Üzerine yazıyazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife.
* Gazete, dergi gibi yayınlarda özel bir alan için ayrılmış...
* basım evinde dizilen yazılarısayfa durumuna getirmek.