Büyük Türkçe Sözlük
* Yurt dışındaki işçilerin veya geçici görevle yurt dışına giden kamu görevlilerinin dönüşlerinde kendi mesleklerinin icrası veya kişisel kullanım...
* Canlı varlıkların maddî bölümü, vücut.
* Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde.
* Kale duvarı.
* İnsan vücudu üzerine uygulanan ceza.
* Vücudu güçlendirmek ve sağlığı korumak amacıyla araçlı veya araçsız hareketler yapma.
* Spor işlerinden sorumlu makam.
* Bkz. beden eğitimi.
* Beden bakımından.
* Beden eğitimi öğretmeni.
* Bedeniyle, vücuduyla, fiilen.
* Bedenle ilgili, bedensel.
* Bedeni olan.
* Bedenle ilgili, bedenî.
* İçinde değerli eşya alınıp satılan kapalı çarşı.
* Çölde, çadırda yaşayan göçebe.
* Böyle bir hayat sürdüren kimse.
* (büyük b ile) Bedevilik tarikatından olan derviş.
* Bedevî olma durumu.
* (büyük b ile) XIII. yüzyılda kurulan bir Sünnî tarikatı.
* Kötülük isteyen, kötü yürekli.
* Besbelli, apaçık.
* Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen.
* Estetik.
* Bediîleşmek işi.
* Bediî duruma gelmek.
* Estetik bilimi, güzel sanatlar.