Büyük Türkçe Sözlük
* Benzer seslerin kullanılması.
* Eşsesli.
* Tek sesli olma durumu.
* Tek tanrıcılığa inanan (kimse), monoteist.
* İnsanın, doğada ve toplumda, ilk veya değişmez sebebi araştırmasına yol açan tarihî şartların etkisiyle her şeye gücü yeten bir tek tanrı...
* Tek bakış açısı, tek yanlı.
* Sadece bir pırlantası veya elması olan yüzük.
* Birer birer, bir bir.
* Bir anlatım içinde çift tırnakta verilen bir alıntının içinde yer alan bir başka sözü tek tırnak arasında gösterme ve bu tek tırnak (' ')...
* Az, seyrek (olarak).
* Yalnız bir görüşü, bir düşünceyi benimseyen.
* Üzerinde trafiğin yalnız bir yönde hareket edebildiği kara yolu.
* Tek yumurtada döllenen ve çıkan ikizler.
* Karşılıklı olma, karşılama.
* Karşı olum.
* karşılık olmak, karşılamak, bir şeyin yerini tutmak.
* Teklifler.
* Vergiler, salmalar.
* Olgunluk, olgunlaşma.
* Evrim, gelişim, gelişme.
* olgunlaşmak.
* evrim geçirmek, gelişmek.
* Dalkavukluk etme, birinin her dediğini, her yaptığını onaylama.
* Bir araya gelme, toplanma, sıkışma.
* Yoğun duruma gelme, yoğunlaşma.
* toplanmak.
* yoğunlaşmak.