Büyük Türkçe Sözlük
* Böylece, yavaşyavaş.
* ne olursa olsun, her hâlde, bu durumda.
* kuşkusuz, tabiî, elbette.
* O biçimde, tam öyle.
* Öylelikle.
* O yoldan, o biçimde, sonunda, öylece.
* Öylesine.
* Ona benzer, onun gibisi.
* Aşırı bir biçimde, fazla, o kadar çok.
* Uyluk.
* Hacim, cirim.
* İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
* Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekân karşılığı.
* Oymalı, girintili çıkıntılı.
* Resim ve heykel sanatında ögelere hacim duygusu ve biçim verme işi, modelâj.
* Resim ve heykelde ögelere oylum duygusu ve biçim vermek.
* Küçülterek yapmak.
* Oylumu olan, hacimli.
* Büyük, geniş.
* Oymak işi.
* Bir nesnenin yüzeyini özel araçlarla oyarak veya delerek türlü biçimler verme.
* Ağaç yongası.
* Oyularak yapılan süsleme.
*...
* Yer etmiş, uzun tecrübeler sonunda kabul görmüş nasihat.
* Çinko, bakır, tahta gibi levhalara kazıma ile yapılan, resimleri kâğıda basma tekniği.
* Oyma işleri yapan sanatçı, hakkâk.
* Oyma yapma sanatı.
* Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak.
* Kumaş gibi bir şeyi girintili bir biçimde kesmek.
* Dil ve...