Büyük Türkçe Sözlük
* Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt.
* Sınavlarda sorulan soruların çözülmüş biçimi.
* Bir kimsenin şahsıyla ilgili basın yayın organlarında çıkan haberlere karşılık olarak ya düzeltme ya da cevap verme hakkı.
* Sınavlarda sorulan soruların cevaplarının bulunduğu kâğıt.
* karşılık olarak bildirmek veya söylemek.
* ihtiyacı karşılamak.
* iyi sonuç vermek, iyi sonuç alınmak.
* Cevaplamak işi.
* Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya karşılık vermek, yanıtlamak.
* Cevaplandırılmak işi, yanıtlandırılma.
* Bir şeyin cevabı, karşılığı verilmek, yanıtlandırılmak.
* Cevaplandırmak işi, yanıtlandırma.
* Bir şeyin cevabını, karşılığını vermek, yanıtlandırmak.
* İçinde cevap bulunan, yanıtlı.
* Cevabının ücreti bir şey sorup cevap almak için telgraf gönderen kimse tarafından önceden ödenmiş olan telgraf türü.
* Cevabı verilmemiş, karşılıksız, yanıtsız.
* karşılığında herhangi bir cevap vermemek, bir tepki göstermemek.
* İzin, müsaade.
* hoş görmek, uygun bulmak.
* Dolaşma, dolanma, gezinme, gezinti.
* Değnek.
* Atlara binilerek değneklerle oynanan bir çeşit top oyunu, polo.
* Bir şeyin özü, maya, gevher.
* Değerli süs taşı, mücevher.
* İyi yetenek.
* Töz.