Büyük Türkçe Sözlük
* Yuvarlanmak, dönmek.
* Durumu bozulmak, kötüye gitmek.
* Uğraşmak, peşinde koşmak, yuvarlanıp gitmek.
* Tekeri olan,tekerlekli.
* Tekrarlanma.
* tekrarlanmak.
* Birleşikgillerden, kökleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki (Tragopogon porrifolius).
* (dişi keçi) Teke istemek.
* Çoğalma, artma.
* çoğalmak, artmak.
* Oluş, oluşma, var olma, doğuş.
* Kefenleme.
* kefenlemek.
* Kâfir sayma.
* Bizans imparatorluğu zamanında vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli'deki Hristiyan beylerine verilen ad.
* Tekfur olma durumu.
* Tekfurun yönetimi altında bulunan yer.
* Kelimelerde bir varlığı veya çekimli fiillerde bir kişiyi bildiren biçim, teklik, müfret, çoğul, çokluk karşıtı: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi.
* Tekil olma durumu.
* Boş, içinde kimse bulunmayan.
* Uğurlu.
* Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu.
* (yer, zaman vb. için) cin, peri vb.doğaüstü varlıkların bulunduğuna inanılan, uğursuz, tehlikeli.
* (insan veya hayvan için) kendisinde doğaüstü...
* Tekin olmayan, uğursuz.
* Belli davranış veya sözlerin bir toplumca, bir toplumsal grupça tehlikeli sayılması ve olumsuz yaptırımlara bağlanarak...
* Postu siyah çubuklarla ve beneklerle süslü, kül renginde veya boz olan (kedi).
* Barbunyaya benzeyen bir balık (Mugil surmulletus).