Büyük Türkçe Sözlük
* yoksulluk ölümden de beterdir.
* Gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris.
* Mala veya yiyecek içecek şeylere doymak bilmeyen, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, camgöz.
* Aç gözlü olma durumu veya aç gözlüye yakışacak davranış, doymazlık, tamahkârlık, tamah.
* bir şeye karşı aşırı istek duymak, doyumsuzca davranmak, tamahkârlık etmek.
* "uğraşılarda uyanık bulunmak gerekir, yoksa umulmadık bir anda büyük zararlarla yüz yüze gelirsin" anlamında kullanılır.
* karnını doyuramamak.
* yoksulluğa düşmek.
* mide boşken henüz bir şey yiyip içmemişken.
* büyük bir istekle.
* yoksulluktan yaşayamayacak bir duruma gelmek, yoksul bir duruma düşmek.
* insanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.
* Merak, kararsızlık veya kuşku anlatır.
* Açmaya yarayan araç.
* Anahtar.
* Kokusuz, güzel renkli çiçekler açan bir bitki, açelya, azelya.
* Açmak işini yapan.
* Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı.
* Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk.
* Atılgan, gözü pek, yiğit, kabadayı, yılmaz, kabına sığmaz.
* Güçlü...
* Anahtar.
* İştah açmak için yemekten önce içilen alkollü içki, aperatif.
* Bkz. Acar.
* Acarlaşmak işi.
* Acar duruma gelmek.