Büyük Türkçe Sözlük
* Geçirmez kauçuklu yağmurluk.
* Üzüntüsü olmayan.
* Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırışetmeyen, tasasız.
* Gamsız olma durumu, tasasızlık.
* Bazı insanların çenelerinde, yanaklarında doğal olarak bulunan veya güldükleri zaman görülen küçük çukur.
* Yan bakış, göz süzme, sitemli bakma.
* Batı Afrika'daki Gana'da yaşayan veya Gana halkından olan kimse.
* Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde.
* Maden cevher damarının işletilemeyen değersiz bölümü.
* Dibi tarayarak sünger avcılığında kullanılan tekne türü.
* Sinirlerde ve lenf damarlarında yer yer ortaya çıkan yuvarlak şişlik.
* Merkezî sinir sistemi dışında bulunan hücre gövdelerinin oluşturduğu kitle.
* Yasa dışı işler yapan çete üyesi.
* Herhangi bir çıkar için her türlü kötülüğü yapan kimse.
* Gangster olma durumu.
* Zengin, varlıklı.
* Bol.
* Bol bol.
* Cömert, eli açık.
* Savaşta düşmandan zorla ele geçirilen mal.
* Bir rastlantı sonucu ele geçen kazanç veya imkân.
* Yağma sonrasında elde kalan mal, çalıntı.
* At yarışlarında birinciliği kazanan (at).
* Bu at için alınan bilet.
* bir at yarışında resmî programda yer alan atın numarası nı taşıyan bileti alarak onun birinci gelmesi tahmini üzerine para yatırmak.
* Yolcu ve eşya ulaşımını sağlamak için demir yolu ile ilgili birçok kuruluşun bulunduğu yer.
* Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık.
* Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar.
* Otomobil, vagon gibi taşıtların konulduğu üstü örtülü yer.
* Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer.
* Şehirler arası yolcu...