Büyük Türkçe Sözlük
* sohbet edilmek.
* Bkz. lâf taşımak.
* bir söze karşılık vermekte gecikmemek.
* Lâkırdı bulup söyleyen, konuşkan.
* Geveze.
* Dedikoducu.
* konuşan kimsenin, bir başkasının söze başlaması veya anî bir olay sonucunda sözü yarım kalmak.
* sessiz, az konuşan, durgun kimse.
* konuşulan bir şeyin önemsizliğini veya yersizliğini anlatmak için söylenir.
* hakkında konuşmak.
* gereksiz ve boş sözlerle konuşmayı uzatmak.
* konuşarak oyalamak.
* birinin sözünü bitirmesine imkân vermeden onu ters bir karşılıkla susmak zorunda bırakmak.
* konuşmasını beceremeyip aynı şeyleri tekrarlamak.
* Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses.
* Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik.
* karşılıklı, gelişigüzel, havadan sudan konuşmak.
* Gereksiz, anlamsız, boş söz.
* Boşlâkırdılar, değersiz sözler.
* Kısa ve özlü (söz), Veciz.
* Hanigiller familyasından yuvarlak kuyruğu bulunan bir balık türü (Epinephelus zeneus).
* Gözyaşı ile ilgili.
* Süt şekerini (laktoz) üzüm şekerine (glikoz) çeviren bir bağırsak enzimi.