Büyük Türkçe Sözlük
* Nalın giymiş olan, takunyalı.
* Nalını olmayan, takunyasız.
* Nallamak işi.
* Nal çakmak (hayvanın ayağına).
* Öldürmek.
* Nallanmak işi veya biçimi.
* Nallanmak işi.
* Nallamak işine konu olmak.
* (hayvan veya hayvana benzetilen kişi) ölmek.
* Ad.
* Ün.
* şöhret sahibi olmak, tanınmak.
* ün sahibi olarak tanınmak.
* ününü her yana yaymak.
* ün kazanmak.
* adına, kendine, kendisine.
* Mağlup olmamış, hiçbir yenilgi almamış.
* Evlenmelerinde yasa bakımından sakınca olmayan (kadın ve erkek).
* Yabancı, el.
* Namahrem olma durumu.
* Müslümanların günde beşkez yapmaları dince buyrulan ve dua okuyarak kıyam, rükû, sücut, kuut denilen beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak...
* Namaz kılarken kadınların başlarına örttükleri tülbent vb. kumaştan yapılan örtü.
* Başa örtülen bir tür örtü.
* namaz ibadetini yerine getirmek.