* Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
* Bir şeyi yere doğru bırakmak.
* (bir kimseyi) Uzaklaştırmak, göndermek, ilgisini kesmek.
* Koymak.
* Yerleştirmek, bir kenara koymak.
* Uzatmak.
* Bir yerden başka bir yere taşımak.
* (sille, tokat, kılıç) Vurmak.
* (top, tüfek gibi silâhlar için) Patlatmak.
* (kurşun, gülle, ok gibi şeyleri) Hedefe iletmek.
* (zaman bildiren tümleçlerle) Geri bırakmak.
* Örtmek.
* (yapılmış kötü bir işi birine) Yüklemek.
* Sözle sataşmak.
* Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak.
* İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak.
* Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek.
* Çıkarmak, dışarıya vermek.
* Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak.
* Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak.
* İçki içmek.
* Bilmeden, kestirerek söylemek.
* Yalan veya abartmalı söz söylemek.
* Çatlamak, yırtılmak veya yapışık olduğu yerden ayrılmak.
* (kalp, nabız gibi kan dolaşımı ile ilgili organlar için) Vurmak, çarpmak.
* (sıkıntı dolayısıyla) Giyilen bir şeyi çıkarmak.
* Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak.
* Değerini eksiltmek.
* (renk için) Solmak.
* Söylemek.
* Göndermek, yollamak.
* Haykırmak, bağırmak.
* Etkisi kaybolmak, alışmak, bırakmak.
* Götürmek, sahiplenmek.
* Bir şeyi yere doğru bırakmak.
* (bir kimseyi) Uzaklaştırmak, göndermek, ilgisini kesmek.
* Koymak.
* Yerleştirmek, bir kenara koymak.
* Uzatmak.
* Bir yerden başka bir yere taşımak.
* (sille, tokat, kılıç) Vurmak.
* (top, tüfek gibi silâhlar için) Patlatmak.
* (kurşun, gülle, ok gibi şeyleri) Hedefe iletmek.
* (zaman bildiren tümleçlerle) Geri bırakmak.
* Örtmek.
* (yapılmış kötü bir işi birine) Yüklemek.
* Sözle sataşmak.
* Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak.
* İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak.
* Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek.
* Çıkarmak, dışarıya vermek.
* Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak.
* Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak.
* İçki içmek.
* Bilmeden, kestirerek söylemek.
* Yalan veya abartmalı söz söylemek.
* Çatlamak, yırtılmak veya yapışık olduğu yerden ayrılmak.
* (kalp, nabız gibi kan dolaşımı ile ilgili organlar için) Vurmak, çarpmak.
* (sıkıntı dolayısıyla) Giyilen bir şeyi çıkarmak.
* Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak.
* Değerini eksiltmek.
* (renk için) Solmak.
* Söylemek.
* Göndermek, yollamak.
* Haykırmak, bağırmak.
* Etkisi kaybolmak, alışmak, bırakmak.
* Götürmek, sahiplenmek.