* Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları yerden, kaptan başka bir yere boşaltmak.
* Belli bir yere boşaltmak.
* Akıtmak, düşürmek.
* Saçmak, serpmek.
* Salmak, bırakmak.
* Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek.
* Teninde kızamık, kızıl, su çiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak.
* Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı gibi şeyleri kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak.
* Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek.
* Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak.
* Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek.
* Çok söylemek.
* Bir şeyi yok etmek için atmak.
* Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak.
* Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak.
* Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak.
* Yakmak, tutuşturmak.
* Kullanmak, harcamak, sarf etmek.
* Belli bir yere boşaltmak.
* Akıtmak, düşürmek.
* Saçmak, serpmek.
* Salmak, bırakmak.
* Üstünde bulunan bir şeyi düşürmek.
* Teninde kızamık, kızıl, su çiçeği hastalıklarında olduğu gibi kırmızı lekeler çıkmak.
* Maden, mum eriyiği veya çimento, alçı gibi şeyleri kalıba akıtarak biçim vermek, döküm yapmak.
* Sulu hamuru kızgın yağ veya tepsinin içine akıtarak pişirmek.
* Bir yere çokça bir şey yığmak, taşımak.
* Bol bol vermek, ödemek, sarf etmek.
* Çok söylemek.
* Bir şeyi yok etmek için atmak.
* Çok sayıda öğrenciyi sınavda veya bir üst sınıfa geçirmede başarısız saymak.
* Bir işte veya bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik yapmak.
* Açığa vurmak, söylemek, ortaya koymak.
* Yakmak, tutuşturmak.
* Kullanmak, harcamak, sarf etmek.