* Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek.
* Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek.
* Yere devrilmek, yere serilmek.
* Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
* Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
* Yağmak.
* Vurmak, değmek, rastlamak.
* Vakti gelmeden (ölü) doğmak.
* Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak.
* Çıkarmak, eksiltmek.
* Bir zorunluk sebebiyle bulunduğu yerden ayrılmak, gitmek.
* Aşırı ilgi veya sevgi göstermek.
* Uğramak, kapılmak.
* Yakışmak, uygun gelmek.
* Yakışık almak.
* Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak.
* Bulunmak.
* Biriyle yaşamak, çalışmak, birlikte olmak durumunda kalmak.
* Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak.
* Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak.
* İşbaşından uzaklaşmak.
* Hızı, gücü, değeri azalmak.
* (ısı ve basınç için) Eksilmek, azalmak.
* Düşkünleşmek.
* Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek.
* Belirli zamana rastlamak.
* Fırsat çıkmak.
* Olmak, olumsuz bir duruma girmek.
* Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak.
* Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılır.
* Bayağılaşmak.
* Alışmak, müptela olmak.
* Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek.
* Yere devrilmek, yere serilmek.
* Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
* Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
* Yağmak.
* Vurmak, değmek, rastlamak.
* Vakti gelmeden (ölü) doğmak.
* Atlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak.
* Çıkarmak, eksiltmek.
* Bir zorunluk sebebiyle bulunduğu yerden ayrılmak, gitmek.
* Aşırı ilgi veya sevgi göstermek.
* Uğramak, kapılmak.
* Yakışmak, uygun gelmek.
* Yakışık almak.
* Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak.
* Bulunmak.
* Biriyle yaşamak, çalışmak, birlikte olmak durumunda kalmak.
* Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak.
* Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak.
* İşbaşından uzaklaşmak.
* Hızı, gücü, değeri azalmak.
* (ısı ve basınç için) Eksilmek, azalmak.
* Düşkünleşmek.
* Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek.
* Belirli zamana rastlamak.
* Fırsat çıkmak.
* Olmak, olumsuz bir duruma girmek.
* Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak.
* Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılır.
* Bayağılaşmak.
* Alışmak, müptela olmak.