* Kaynamak işi.
* Kaynamak: Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulunca, buhar durumuna geçerek fokurdamak.
* (Böyle bir sıvının içinde bulunan şey) Fokurdamak.
* (Yemek için) Pişmek, haşlanmak.
* Yerden çıkmak.
* (Kırık, çatlak kemik veya metal parçaları için) Eski durumunu almak, birbirine yapışmak.
* (Yara için) Kapanmak, iyileşmek.
* (Mayalı bir şey için) Kabarıp köpürmek.
* (Mide için) Ekşimek.
* Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak.
* Çok miktarda bulunmak.
* Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak.
* (Bir yerde) Huzursuzluk, tedirginlik olmak.
* İstenildiği gibi olmamak, gerçekleşmemek.
* Arada kaybolmak.
* Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak.
* Kaynamak: Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulunca, buhar durumuna geçerek fokurdamak.
* (Böyle bir sıvının içinde bulunan şey) Fokurdamak.
* (Yemek için) Pişmek, haşlanmak.
* Yerden çıkmak.
* (Kırık, çatlak kemik veya metal parçaları için) Eski durumunu almak, birbirine yapışmak.
* (Yara için) Kapanmak, iyileşmek.
* (Mayalı bir şey için) Kabarıp köpürmek.
* (Mide için) Ekşimek.
* Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak.
* Çok miktarda bulunmak.
* Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak.
* (Bir yerde) Huzursuzluk, tedirginlik olmak.
* İstenildiği gibi olmamak, gerçekleşmemek.
* Arada kaybolmak.
* Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak.