* Bir alışveriş ilişkisinde, borçlu olunan şeyin karşılığını alacaklıya vermek, tediye etmek.
* Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek.
* (bir iş, bir kuruluşiçin) Harcanan, yatırılan parayıçıkartmak, itfa etmek.
* Bir işin, bir görevin karşılığını vermek.
* Bir şeye özveri ile, zahmetle kavuşmak.
* Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek.
* (bir iş, bir kuruluşiçin) Harcanan, yatırılan parayıçıkartmak, itfa etmek.
* Bir işin, bir görevin karşılığını vermek.
* Bir şeye özveri ile, zahmetle kavuşmak.