1. Öğüt verme, nasihat etme, iyiliğe yöneltme, hayırlı şeyleri hatırlatma, bir kimsenin kalbini yumuşatacak şekilde söz söyleme, tavsiyede bulunma. “Lokman, oğluna vaaz ederek şöyle dedi: “Ey yavrucuğum! Allah’a ortak koşma, çünkü Allah’a ortak koşmak en büyük zulümdür.” (Kur’an-ı Kerim 31/13)
2. Din görevlilerinin cami ve mescitlerde Müslümanları eğitmek ve güzel olan şeylere yöneltmek amacıyla, cuma ve bayram günlerinde, ramazan ayında ve mübarek gecelerde Kur’an-ı Kerim ve hadislere dayanarak yaptıkları dinî konuşmalar. Vaaz, yaygın eğitimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu nedenle bütün peygamberler gibi Hz. Muhammed de vaaz metodundan büyük ölçüde yararlanmıştır. “Hz. Peygamber bir bayram günü Müslümanlara vaaz etti. Vaazında, Allah’ın emirlerine ve yasaklarına uymak suretiyle takvalı olmayı ve kadınların da çokça sadaka vermesini öğütledi.” (Cabir b. Abdullah)
2. Din görevlilerinin cami ve mescitlerde Müslümanları eğitmek ve güzel olan şeylere yöneltmek amacıyla, cuma ve bayram günlerinde, ramazan ayında ve mübarek gecelerde Kur’an-ı Kerim ve hadislere dayanarak yaptıkları dinî konuşmalar. Vaaz, yaygın eğitimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu nedenle bütün peygamberler gibi Hz. Muhammed de vaaz metodundan büyük ölçüde yararlanmıştır. “Hz. Peygamber bir bayram günü Müslümanlara vaaz etti. Vaazında, Allah’ın emirlerine ve yasaklarına uymak suretiyle takvalı olmayı ve kadınların da çokça sadaka vermesini öğütledi.” (Cabir b. Abdullah)