64 dogumlu ihitiyar bir Istanbul'lu olarak eski Istanbul'u çooook özledim. Belki yagmur yagdiginda yollar çamur olur, üzerimiz batardi ama kuruduktan sonra silkelerdik dökülüp giderdi üzerimizdeki çamur. Simdi ise sayisi milyonlara ulasan ve üstteki komsusunu bile tanimayan Istanbul'lularin birbirine attigi çamurlar sadece izi kalsin diye atiliyor ve bu iz bazen hiç çikmiyor malesef.
Belki bugünkü gibi evimizde dogal gazli kombiler yoktu ve dumanli havayi teneffüs ederdik ama en azindan bu kadar egzos gazi tenefüs etmiyorduk o zamanlar.
Evimiz bugünkü gibi yüksek ve yalitimli binar degildi belki ama en azindan nefes alabilecegimiz bir bahçemiz vardi. Simdiki gibi, yaz sicaginda nefes alabilmek için yarim metrekare balkonlara mahkum degildi Istanbul'lular. Ayrica komsuda pisen bize, bizde pisende komsuya düserdi o zamanlar.
Velasil eski bir Istanbul'lu olarak o günleri ariyorum ve özledim. Belki gençler beni anlamaz ama onlarin beni anlamasini beklemiyorum zira yasayamadiklari güzelligin ne oldugunu bilemezler.
En büyük korkum ise, benim eski Istanbul'u aradigim gibi, günümüz gençleride yillar sonra bu günün Istanbul'unu arayacaklar...