Büyük Türkçe Sözlük
* Dökmek işi.
* Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan.
* Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan.
* Kalıba dökülmek yoluyla...
* yetersiz ve gelişi güzel önlemlerle iş görülemez, yürütülemez.
* İçinde % 2'den % 6'ya kadar karbon bulunan bir demir-karbon alaşımı, font, pik (l).
* Dökümcü.
* Dökümcülük.
* Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları yerden, kaptan başka bir yere boşaltmak.
* Belli bir yere boşaltmak.
* Akıtmak, düşürmek.
*...
* Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam, 90, XC.
* Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık olan.
* birçok yere uğramak.
* Doksan sıfatının üleştirme biçimi, her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan.
* Doksanın sıra sıfatı, sırada seksen dokuzuncudan sonra gelen.
* İçinde doksan tane bulunan.
* Doksan yaşında olan.
* Hekim.
* Bir fakülteyi veya bir yüksek okulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yüksek öğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel...
* tedavide çabuk ve kesin sonuç almak ümidiyle birçok doktora başvurmak.
* Doktor unvanını kazanmak için verilen sınav.
* Bir fakülte veya yüksek okulu bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle...
* Doktorası olan.
* Doktorası olmayan.
* Hekim olma durumu, hekimlik, tabiplik.
* Doktor olma durumu.
* Öğreti.
* Doktrinle ilgili (kimse veya görüş).
* Döktürmek işi.