Büyük Türkçe Sözlük
* Tanımak işi.
* Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında, bunun kim veya ne olduğunu hatırlatmak.
* Daha önce görmüş olmak, ilişkisi...
* Tanımazlık.
* Tanımama durumu.
* bir kimseyi tanıdığı hâlde tanımıyormuş gibi davranmak.
* Tanımlamak işi, tarif etme.
* Bir kavramı bütün ögeleri ile eksiksiz anlatmak, özel ve değişmez niteliklerini sayarak bir şeyi tanıtmak, tarif etmek.
* Tanımlanmak işi.
* Tanımıyapılmak, tarif edilmek.
* Tanımlamak işi veya biçimi.
* Tınlama.
* Tanınmak işi veya biçimi.
* Ahenkli, ritmik.
* Tanınmak işi.
* Kim olduğu bilinmek.
* Herhangi bir özelliği ile bilinmek.
* (hukukî yönden) Varlığı kabul edilmek.
* Herhangi bir özelliği ile ün kazanmış olan.
* Ünlü.
* Tanıdık (kimse veya yer), bildik.
* daha önceden tanışmış olmak.
* Birbirini tanıyanlardan her biri.
* Birbiriyle tanışmış bulunma, birbirini tanımış olma durumu.