* Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
* Koymak.
* Bir işi başka bir zamana ertelemek.
* Unutmak.
* Eski bulunduğu yerini veya durumunu değiştirmemek.
* Saklamak, artırmak.
* Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek.
* Engel olmamak.
* Sarkıtmak.
* (ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb.) Kalmak.
* Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek.
* Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak.
* (bıyık veya sakal) Uzatmak.
* Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak.
* Boşamak.
* Kötü bir durumda terk etmek.
* Ayrılmak, terk etmek.
* Sınıf geçirmemek, döndürmek.
* Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek.
* Bakılmak, korunmak için vermek.
* Yanına almamak, yanında götürmemek.
* Sahiplik hakkını başkasına vermek.
* Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak.
* (bulunduğu veya dokunduğu yerde) Oluşturmak, meydana getirmek.
* Koymak.
* Bir işi başka bir zamana ertelemek.
* Unutmak.
* Eski bulunduğu yerini veya durumunu değiştirmemek.
* Saklamak, artırmak.
* Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek.
* Engel olmamak.
* Sarkıtmak.
* (ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb.) Kalmak.
* Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek.
* Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak.
* (bıyık veya sakal) Uzatmak.
* Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak.
* Boşamak.
* Kötü bir durumda terk etmek.
* Ayrılmak, terk etmek.
* Sınıf geçirmemek, döndürmek.
* Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek.
* Bakılmak, korunmak için vermek.
* Yanına almamak, yanında götürmemek.
* Sahiplik hakkını başkasına vermek.
* Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak.
* (bulunduğu veya dokunduğu yerde) Oluşturmak, meydana getirmek.