Üst
Beynine Saplanan Şarapnel Parçasıyla Zihninin İçinde Mahsur Kalan Adam

Beynine Saplanan Şarapnel Parçasıyla Zihninin İçinde Mahsur Kalan Adam

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Ugur
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ugur

Ugur

Administrator
Lev Alexandrovich Zasetsky.webp
Lev Alexandrovich Zasetsky.webp
Bir sabah uyanıyorsunuz ve artık bedeninizin bir tarafını hissetmiyor, dünyayı olduğu gibi değil, parçalanmış ve anlamsız bir şekilde algılıyorsunuz. Ne okuyabiliyor ne de yazabiliyorsunuz. Ancak tüm bunlara rağmen farkındasınız. Düşünebiliyorsunuz. Hatırlamaya çalışıyorsunuz. Ve yazmak zorundasınız… Bu, gerçek bir insanın, Lev Alexandrovich Zasetsky’nin hayat öyküsü.

Zasetsky’nin beyin hasarı sonrası yaşadığı bilişsel kayıplar, Sovyet nöropsikolog Alexander Luria tarafından belgelenmiş ve bilim tarihine geçmiştir. Bu hikâye yalnızca tıbbi bir vaka değil, aynı zamanda insan azminin, bilincin ve “benlik” arayışının öyküsüdür.

Savaş ve Dönüm Noktası​

Lev Zasetsky, 1920 yılında Sovyetler Birliği'nde doğdu. 2. Dünya Savaşı sırasında genç bir asker olarak cephede görev yapıyordu. 1943 yılında, Nazi kuvvetleriyle girilen bir çatışmada şarapnel parçası başının sol arka kısmına isabet etti.

Kurşun beyninin sağ parieto-occipital (yani sağ yan-arka) bölgesini parçaladı. Hayatta kaldı… ama başka biri olarak.

Bu darbe sonrası, Zasetsky'nin zihinsel dünyası sonsuza kadar değişti.

Beyin Yaralanmasının Ardından​

Zasetsky, kaza sonrası birçok kritik yetisini kaybetti:
  • Nesneleri ve insanları bütünlük içinde göremiyordu.
  • Sözcükleri tanıyamıyor, okuyamıyor, yazamıyordu.
  • Sol tarafını hissetmiyor, bedeninin bir yarısını unutmuş gibiydi.
  • Hafızası bölük pörçüktü, zaman ve mekân duygusu karışmıştı.
  • Düşüncelerini toparlamak neredeyse imkânsızdı.

Ancak en ilginç yanı, tüm bu bozulmalara rağmen zihinsel farkındalığının yerinde olmasıydı. Kendisinde bir sorun olduğunu biliyor, buna direniyor ve yeniden anlam kurmaya çalışıyordu. Yani bir anlamda kendi zihinsel çöküşünün canlı tanığıydı.

Alexander Luria ile Tanışma​

Sovyet nöropsikolojisinin kurucularından olan Prof. Alexander Luria, Zasetsky’yi Moskova’daki Burdenko Hastanesi’nde tedavi altına aldı. Zasetsky’nin durumu o kadar sıra dışıydı ki Luria, onu hem bir hasta hem de bir bilimsel “pencere” olarak görmeye başladı.

Luria, Zasetsky ile tam 26 yıl boyunca çalıştı. Bu süre zarfında Zasetsky, kendi zihinsel yıkımını anlamak ve toparlamak için çaba gösterdi.

En şaşırtıcı yönlerden biri, Lev’in tekrar yazmayı öğrenmeye çalışmasıydı. Kelimeleri düzgün yazamasa da kendi hayatını, düşüncelerini ve içsel deneyimlerini anlatmak için mücadele etti. Kelimeleri harf harf kâğıda dökerek, yıllar içinde 3.000 sayfalık bir günlük tuttu.

“A Mind Afire” – Bir Bilinç Yangını​

Luria, Zasetsky’nin deneyimlerini ve vakasını “The Man with a Shattered World” (Parçalanmış Bir Dünyaya Sahip Adam) adlı çığır açan kitabında yayınladı. Kitap, Zasetsky’nin kendi yazdıklarıyla birlikte, Luria’nın bilimsel analizlerini de içeriyordu.

Zasetsky’nin yazı stili yavaş, bozuk ve tutarsızdı. Ancak sayfalarda apaçık görünen bir şey vardı: İnanç, direnç ve benliğini yeniden inşa etme çabası.

Bir paragrafı bitirmesi bazen günler sürüyordu. Ancak yazmayı bıraktığı bir an olmadı.

Bilincin Derin Soruları​

Zasetsky’nin vakası bilim dünyasında şu soruları yeniden gündeme getirdi:
  • Benlik nedir?
  • Hafıza olmadan kim oluruz?
  • Dünya algımız bozulduğunda, gerçeklik hâlâ sabit midir?
  • Bir insan, kendi zihinsel yıkımını fark ettiğinde bile “insan” kalabilir mi?
Zasetsky bu sorulara bilimsel değil, varoluşsal düzeyde cevap verdi.

Ölümü ve Mirası​

Lev Zasetsky, 1993 yılında hayata gözlerini yumdu. Arkasında yalnızca bir bilimsel vaka değil, aynı zamanda felsefi bir miras bıraktı.

Bugün nöropsikoloji, nörobilim ve bilinç çalışmaları alanında hâlâ onun ismi geçmektedir. Pek çok bilim insanı için, Zasetsky insan zihninin hem kırılganlığını hem de dayanıklılığını temsil eder.

Lev Alexandrovich Zasetsky’nin hikâyesi bir trajediyle başlar; ama özünde bir kahramanlık öyküsüdür. Hafızasını, görsel bütünlüğünü ve kelimeleri kaybetmesine rağmen, kendisini anlatmak için savaşmayı bırakmadı.
 

Rastgele Resimler

Geri