Üst
Dârütta‘lîm-i Mûsikī Cemiyeti

Dârütta‘lîm-i Mûsikī Cemiyeti

1912 yılında İstanbul’da kurulan Türk mûsikisi cemiyeti ve topluluğudur.

Dârütta‘lîm-i Mûsikî Cemiyeti kurucuları ve ilk üyeleri
Dârütta‘lîm-i Mûsikî Cemiyeti kurucuları ve ilk üyeleri
1912 yılında bestekâr ve ud sanatçısı Fahri Bey (Kopuz) yönetiminde Şehzadebaşı’nda faaliyetine başladı. Bazı yayınlarda kuruluş tarihinin 1916 yılı olarak gösterilmesi yanlıştır. Amacı Türk mûsikisini geliştirmek, ses ve saz sanatkârları yetiştirmek olan cemiyetin kurucuları Fahri Bey, kemanî ve piyanist Reşad Bey (Erer), neyzen İhsan Aziz Bey ve kanunî Âmâ Nâzım’dır. Dârütta‘lîm-i Mûsikī’nin kurucuları dışındaki ilk üyeleri arasında neyzen İhsan Bey, kemanî ve tanburî Ömer Bey, tanburî Ahmed Neş’et Bey, kemanî ve ûdî Hâşim Bey, hânende Sıdkı ve Hâfız Memduh (İmre) beylerle hânende Arap Cemal Bey (Câlân) bulunmaktadır. Gerek öğretici gerekse icracı olarak görev alan bu sanatçı kadrosu sonraları şu isimlerle genişledi: Kemanî Ahmed Cevdet Bey (Çağla), kanunî Hasan Ferid Bey (Alnar), kanunî Vitali Efendi, tanburî İzzeddin Bey (Ökte), santurî Zühdü Bey (Bardakoğlu), santurî Nebile Nâzım Hanım, ûdî ve tanburî Selâhattin Bey (Pınar), kemençevî Hafîd Bey, kanunî Nâime Hanım (Sipâhi), piyanist Fevzi Bey (Arslangil), hânende Celâl Bey (Tokses), hânende Mustafa Zeki Bey (Çağlarman), Hâmid Bey (Dikses), Hâfız Burhan Bey (Sesyılmaz), Sabri Sühâ Bey (Ansen), Mustafa Bey (Çağlar), Safiye Hanım (Ayla). İlk yıllarda Suphi Bey (Ezgi) klasik eserler meşki, Hüseyin Sadeddin Bey de (Arel) nazariyat dersleri verdi. Onların öğrencisi olan Fahri Kopuz, sonraki yıllarda ud derslerinin yanı sıra usul ve makam derslerini de vermeye başlamıştır.

Dönemin ünlü mûsikişinaslarının ders verdiği ve çok sayıda talebenin yetiştiği bu özel kurum, eğitim ve öğretimin yanı sıra hoca ve talebelerden meydana gelen Dârütta‘lîm-i Mûsikī Heyeti adlı icra topluluğu ile de seviyeli konserler vermiş ve plaklar doldurmuştur. Bu klasik Türk mûsikisi konserleri sırasıyla Beyazıt’taki Moda ve Merkez kıraathanelerinde, daha sonra Şehzadebaşı’ndaki Şems Kıraathanesi’nde perşembe, cuma ve pazar günleri, ayrıca ramazan ayında her akşam düzenli bir şekilde devam etmiş ve devrin mûsiki severlerinin çok yakın ilgisiyle karşılanmıştır. Heyet bu başarılı icralarını iki defa Almanya ve üç defa Mısır’da verdiği konserlerle de sürdürmüştür.

Özel mûsiki kurumlarının en uzun ömürlüsü olan ve zamanın gözde bir mûsiki okulu haline gelen Dârütta‘lîm-i Mûsikī, ayrıca gerçekleştirdiği yaprak ve defter biçimindeki nota yayını ile de Türk mûsikisi repertuvarına önemli katkılarda bulunmuş, üç seri küçük, bir seri de orta boy nota yayını yapmıştır. Üzerinde seri numarası bulunan küçük boy yayınlardan iki serinin kapaklarında Arap harfleriyle neşredilenlerinde tanbur çalan kız, Latin harfleriyle yayımlananlarında ise lir kompozisyonu bulunmaktadır. Bu serilerden biri perakende notalar, diğeri fasıl defterleri şeklindedir. Küçük boy nota serisinin üçüncüsü de “suda yüzen kuğu” kapak kompozisyonu ile “Âsâr-ı Nefîse-i Mûsikiyye” adı altında neşredilmiş perakende notalardır. Orta boy yayınlar ise perakende notalar, İzak Algazi külliyatı, sûzidil fasıl defteri ve Ali Salâhî Bey’in ud metodudur. Ayrıca “Tanbûrî Cemil Külliyatı” bu seride yayımlanmıştır.

Dârütta‘lîm-i Mûsikī çeşitli plaklar da yapmıştır. Odeon firmasınca kaydedilen yetmiş sekiz devirli bu plakların yüz etiketlerinde kurumun ismi “Conservatoire Turque” şeklinde kaydedilmiştir.

Yirmi yıl kadar büyük bir canlılıkla faaliyetlerini sürdüren Dârütta‘lîm-i Mûsikī, 1931’de bazı üyelerin ayrılması üzerine dağıldı. Bir müddet sonra Fahri Kopuz tarafından yeniden faaliyete geçirildiyse de onun 1939’da Ankara Radyosu’nda görev almasıyla kapandı.

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi
 
Geri
Üst