
Ugur
Administrator
Antik Çağ, insanlık tarihinde doğa olaylarının gözlemlenmeye, sorgulanmaya ve sistematik biçimde açıklanmaya başlandığı önemli bir dönemi temsil eder. Bu çağda bilimsel bilgi genellikle felsefe, matematik, astronomi ve tıp alanlarında yoğunlaşmış; bu bilgiler yazıya dökülerek sonraki medeniyetlere aktarılmıştır. Bilim, günlük yaşamı kolaylaştırma aracı olmaktan ziyade, doğanın yapısını anlamaya yönelik entelektüel bir faaliyet olarak görülmüştür.
Antik Mısır’da ise bilim daha çok pratik alanlarda gelişmiştir. Mimari ve mühendislik, özellikle piramitlerin inşası sırasında ciddi anlamda ilerlemiştir. Geometri, arazi ölçümü ve su taşkınlarının etkisini azaltmak amacıyla Nil Nehri’nin döngüsünü izleme çalışmaları ile gelişmiştir. Ayrıca Mısırlılar, temel tıbbi uygulamalarda ve anatomi bilgisi konusunda da dönemlerine göre ileri sayılabilecek bir düzeye ulaşmıştır.
Pisagor, sayılarla evreni açıklamaya çalışarak matematiksel düşünceyi felsefi bir zemine taşımıştır. Eukleides (Öklid), yazdığı Elementler adlı eserle geometrinin temelini atmış, Arşimet ise suyun kaldırma kuvveti ve kaldıraç yasaları gibi fiziksel prensipleri tanımlayarak bilim tarihine damga vurmuştur.
Astronomi alanında, Samoslu Aristarkhos Güneş merkezli evren modelini ilk öne süren düşünürlerden biri olmuş, ancak bu görüş dönemin hâkim olan yer merkezli anlayışı nedeniyle uzun süre kabul görmemiştir. Hipparkhos ve Batlamyus (Ptolemaios), yıldız katalogları ve gezegen hareketleri üzerine sistematik gözlemler yapmıştır. Batlamyus’un Almagest adlı eseri Orta Çağ boyunca astronomi alanında temel kaynak olmuştur.
antik-cagda-bilim.webp
Mezopotamya ve Antik Mısır
Bilimsel gelişmelerin en erken örnekleri Mezopotamya’da Sümerler, Babiller ve Asurlular tarafından ortaya konmuştur. Bu toplumlar özellikle astronomi ve matematik alanlarında dikkate değer ilerlemeler kaydetmiştir. Gök cisimlerinin düzenli hareketlerini gözlemleyen Mezopotamyalılar, takvim oluşturma, tutulmaları öngörme ve zaman ölçümünde oldukça ileri teknikler geliştirmiştir. Ayrıca 60 tabanlı sayı sistemi ve günümüzdeki saat kavramının temelleri de bu coğrafyada atılmıştır.Antik Mısır’da ise bilim daha çok pratik alanlarda gelişmiştir. Mimari ve mühendislik, özellikle piramitlerin inşası sırasında ciddi anlamda ilerlemiştir. Geometri, arazi ölçümü ve su taşkınlarının etkisini azaltmak amacıyla Nil Nehri’nin döngüsünü izleme çalışmaları ile gelişmiştir. Ayrıca Mısırlılar, temel tıbbi uygulamalarda ve anatomi bilgisi konusunda da dönemlerine göre ileri sayılabilecek bir düzeye ulaşmıştır.
Antik Yunan Dünyası
Antik Yunan uygarlığı, bilimsel düşüncenin soyutlama ve sistemleştirme yönüyle derinleştiği bir dönem olarak kabul edilir. Miletli Thales ile başlayan doğa felsefesi, doğa olaylarını tanrılardan bağımsız olarak açıklamaya çalışan ilk yaklaşımları temsil eder. Thales'in ardından Anaksimandros, Anaksimenes gibi düşünürler doğanın ilk nedenini araştırmaya devam etmiştir.Pisagor, sayılarla evreni açıklamaya çalışarak matematiksel düşünceyi felsefi bir zemine taşımıştır. Eukleides (Öklid), yazdığı Elementler adlı eserle geometrinin temelini atmış, Arşimet ise suyun kaldırma kuvveti ve kaldıraç yasaları gibi fiziksel prensipleri tanımlayarak bilim tarihine damga vurmuştur.
Astronomi alanında, Samoslu Aristarkhos Güneş merkezli evren modelini ilk öne süren düşünürlerden biri olmuş, ancak bu görüş dönemin hâkim olan yer merkezli anlayışı nedeniyle uzun süre kabul görmemiştir. Hipparkhos ve Batlamyus (Ptolemaios), yıldız katalogları ve gezegen hareketleri üzerine sistematik gözlemler yapmıştır. Batlamyus’un Almagest adlı eseri Orta Çağ boyunca astronomi alanında temel kaynak olmuştur.
Antik Roma’nın Katkısı
Antik Roma'da bilim, Yunan etkisiyle gelişmiş ancak daha çok mühendislik ve pratik uygulamalara odaklanmıştır. Roma yolları, su kemerleri, hamamlar ve şehir planlaması, dönemin gelişmiş mühendislik bilgisinin ürünüdür. Plinius ve Vitruvius gibi Romalı yazarlar, doğa tarihi ve mimarlık üzerine eserler vererek bilimsel bilginin belgelenmesine katkı sağlamıştır. Tıpta ise Galenos’un yazıları, anatomi ve fizyolojiye dair bilgileri yüzyıllar boyunca Avrupa’da standart kabul edilmiştir.- Önceki Konu
- Sonraki Konu