Hayvanat bahçesi gibi ancak kafeslerde insanların olduğu İnsanat bahçeleri 1950’ye kadar Avrupa’nın en utanç verici sırlarından biridir. Dünyanın dört bir yanından getirilen siyahi insanlar hayvanlarla beraber kafeslere kapatılıp sergileniyordu ve ziyaretçi sayıları da oldukça fazlaydı.
1800’lerin sonlarından en son görülen 1958’e kadar Avrupa’da, dünyanın dört bir yanından getirilen yerlilerin "insanat bahçesi" adı verilen yerlerde sergilenmesi çok popülerdi.
Ziyaretçilerin tahta çitler arkasından izlediği bir 'Kongo Köyü' bulunan Belçika'nın başkenti Brüksel'deki 1958 Fuarı'nda bir Afrikalı kız.
Afrikalılar, Kızılderililer, Aborjinler gibi topluluklardan tutsak edilen insanlar kollarından tutulup Avrupa’ya getiriliyor ve Avrupalı, o çok ileri görüşlü (!) insanlara sergileniyordu. En çok ilgiyi Afrikalılar çekiyordu. Öyle ki 1889’da Paris’de yarı çıplak şekilde sergilenen çoğunluğu Afrikalı 400 tutsağı, 18 milyon insan ziyaret etmişti.
1958'de Brüksel, Belçika'daki Dünya Fuarı'nda bu alaycı "Senegal köyü" yer aldı. Batı dünyasında yapılan gösteriler, Avrupalılar ile ilkel sayılan insanlar arasındaki kültürel farkı vurgulamak için tasarlandı.
Bu kadar yoğun ilgi gören insanat bahçeleri bir süre sonra Kuzey Amerika da destek vererek bu kervana katıldı.
Tüm bu sergilenenler arasında belki de en çok aşağılananı Ota Benga adında pigme bir yerli olmuştu.
Akıllara durgunluk veren bir hikayeye sahip Ota Benga. Adı yerel dilde "dost" anlamına gelen Kongo'da pigme bir toplulukta yaşayan bir yerliydi. Bir gün çıktığı avdan köyüne döndüğünde karısının ve 2 çocuğunun, kabilesinin çoğuyla birlikte öldürüldüğünü gördü.
Bu vahşeti yapan Amerikalılar sanki marketten alacaklarının listesiyle gelmiş gibiydiler. İstedikleri "1 adet pigme şefi, şefin eşi, 1 yetişkin erkek, 1 yetişkin kadın, 1 evlenmemiş genç kadın, 2 çocuk, 1 kadın rahip, 1 erkek rahip (veya tıp doktoru), mümkünse yaşlı. Bu sayılanların hepsi pigme olacak."
Ota Benga ve diğer tutsaklar 1904 yılında Amerikalılar tarafından sergilenecekleri kafeslere götürüldüler. Ota Benga diğerlerine göre daha arkadaş canlısıydı ve dişlerinin sivriliğinden dolayı diğerlerinden ayrılıyordu. İnsanlara tanıtılırken “düşük seviyeli bir insan” diye sunuluyordu.
Ziyarete gelenler, Afrika'nın saf yamyamlarından biri diye lanse edilen Ota Benga'nın kendisini görmek için 25 sent, ekstradan bir de dişlerini görmek için fazladan 5 sent para ödüyorlardı. Aşağılanma öyle korkunç boyutlara ulaştı ki Amerikalılar onu 1906'da Bronx Hayvanat Bahçesi'nde maymun ve orangutanlarla aynı kafese attı.
Ota Benga’nın bulunduğu kafesin önüne yazılanlar akıllara durgunluk veriyordu. Sanki bir hayvanı tanıtır gibi:
İnsanların sergilendiği bu yerlerde çalışan özellikle siyahi görevliler bu duruma karşı çıkmaya başladılar.
Kısa sürede ziyaretçi rekoru kıran hayvanat bahçesi yönetimi diğer taraftan insan hakları savunucularının artan baskılarına dayanamadı ve Ota Benga'yı bir süre sonra serbest bıraktı. Serbest kalan Ota Benga ingilizce öğrenip bir tütün fabrikasında işe girdi fakat yaşadıklarının izlerini hiçbir zaman silemeyen Ota Benga 1916 yılında daha fazla dayanamayarak kalbine ateş ederek intihar etti.
Saint-Louis fuarında beş pigme. Ota Benga soldan ikinci.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanat bahçesi kavramı yok olsa da Avrupa'nın kusurlu geçmişinin rahatsızlık verici ırkçılık öyküsü olarak hafızalarda yer almaya devam ediyor.
ib-19b504ac7fd6df419.webp
1800’lerin sonlarından en son görülen 1958’e kadar Avrupa’da, dünyanın dört bir yanından getirilen yerlilerin "insanat bahçesi" adı verilen yerlerde sergilenmesi çok popülerdi.
ib-296e609515400fd8b.webp
Ziyaretçilerin tahta çitler arkasından izlediği bir 'Kongo Köyü' bulunan Belçika'nın başkenti Brüksel'deki 1958 Fuarı'nda bir Afrikalı kız.
Afrikalılar, Kızılderililer, Aborjinler gibi topluluklardan tutsak edilen insanlar kollarından tutulup Avrupa’ya getiriliyor ve Avrupalı, o çok ileri görüşlü (!) insanlara sergileniyordu. En çok ilgiyi Afrikalılar çekiyordu. Öyle ki 1889’da Paris’de yarı çıplak şekilde sergilenen çoğunluğu Afrikalı 400 tutsağı, 18 milyon insan ziyaret etmişti.
ib-3100af4e0b2f9b250.webp
1958'de Brüksel, Belçika'daki Dünya Fuarı'nda bu alaycı "Senegal köyü" yer aldı. Batı dünyasında yapılan gösteriler, Avrupalılar ile ilkel sayılan insanlar arasındaki kültürel farkı vurgulamak için tasarlandı.
Bu kadar yoğun ilgi gören insanat bahçeleri bir süre sonra Kuzey Amerika da destek vererek bu kervana katıldı.

1906'da New York Bronx Hayvanat Bahçesi’nde Kongolu pigme Ota Benga
Akıllara durgunluk veren bir hikayeye sahip Ota Benga. Adı yerel dilde "dost" anlamına gelen Kongo'da pigme bir toplulukta yaşayan bir yerliydi. Bir gün çıktığı avdan köyüne döndüğünde karısının ve 2 çocuğunun, kabilesinin çoğuyla birlikte öldürüldüğünü gördü.
Bu vahşeti yapan Amerikalılar sanki marketten alacaklarının listesiyle gelmiş gibiydiler. İstedikleri "1 adet pigme şefi, şefin eşi, 1 yetişkin erkek, 1 yetişkin kadın, 1 evlenmemiş genç kadın, 2 çocuk, 1 kadın rahip, 1 erkek rahip (veya tıp doktoru), mümkünse yaşlı. Bu sayılanların hepsi pigme olacak."
Ota Benga ve diğer tutsaklar 1904 yılında Amerikalılar tarafından sergilenecekleri kafeslere götürüldüler. Ota Benga diğerlerine göre daha arkadaş canlısıydı ve dişlerinin sivriliğinden dolayı diğerlerinden ayrılıyordu. İnsanlara tanıtılırken “düşük seviyeli bir insan” diye sunuluyordu.
Ziyarete gelenler, Afrika'nın saf yamyamlarından biri diye lanse edilen Ota Benga'nın kendisini görmek için 25 sent, ekstradan bir de dişlerini görmek için fazladan 5 sent para ödüyorlardı. Aşağılanma öyle korkunç boyutlara ulaştı ki Amerikalılar onu 1906'da Bronx Hayvanat Bahçesi'nde maymun ve orangutanlarla aynı kafese attı.
Ota Benga’nın bulunduğu kafesin önüne yazılanlar akıllara durgunluk veriyordu. Sanki bir hayvanı tanıtır gibi:
“ | Afrika Pigmesi, "Ota Benga" Yaş: 23 Yıl Boy: 1.49 metre Ağırlık: 46 kg Kasai Nehri, Kongo Özgür Devleti, Güney Orta Afrika'dan Dr. Samuel P. Verner tarafından getirildi. Eylül boyunca her öğleden sonra sergilenecektir diye yazılmıştı. Orjinali: The African Pygmy, "Ota Benga." Age, 23 years. Height, 4 feet 11 inches. Weight, 103 pounds. Brought from the Kasai River, Congo Free State, South Central Africa, by Dr. Samuel P. Verner. Exhibited each afternoon during September. | ,, |
İnsanların sergilendiği bu yerlerde çalışan özellikle siyahi görevliler bu duruma karşı çıkmaya başladılar.
Kısa sürede ziyaretçi rekoru kıran hayvanat bahçesi yönetimi diğer taraftan insan hakları savunucularının artan baskılarına dayanamadı ve Ota Benga'yı bir süre sonra serbest bıraktı. Serbest kalan Ota Benga ingilizce öğrenip bir tütün fabrikasında işe girdi fakat yaşadıklarının izlerini hiçbir zaman silemeyen Ota Benga 1916 yılında daha fazla dayanamayarak kalbine ateş ederek intihar etti.
ota-benga-221cef3813af1a738.webp
Saint-Louis fuarında beş pigme. Ota Benga soldan ikinci.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insanat bahçesi kavramı yok olsa da Avrupa'nın kusurlu geçmişinin rahatsızlık verici ırkçılık öyküsü olarak hafızalarda yer almaya devam ediyor.
- Sonraki Konu