- Görüntüleme: 823
- Cevaplar: 1
İçindekiler
kellog-deneyi.webp
Deneyin Arka Planı
Winthrop Kellogg, insana en yakın primat türü olan şempanzelerin bilişsel ve davranışsal gelişimleriyle ilgili uzun süredir ilgileniyordu. Şempanzelerin davranışsal olarak insanlara ne kadar benzeyebileceğini gözlemlemek amacıyla bu radikal deneyi başlattı. Deney, 1931 yılında, Kellogg'ların yeni doğan oğulları Donald ile şempanze yavrusu Gua'yı birlikte büyütmeleri üzerine kurgulandı.Kellogglar, Gua'yı, oğulları Donald ile aynı ev ortamında yetiştirdi ve iki tür arasındaki bilişsel, davranışsal ve dil gelişimi arasındaki farkları gözlemledi. Deneyin temel amacı, şempanze yavrusunun insan davranışlarını öğrenip öğrenemeyeceğini ve insan dili ile etkileşime geçip geçemeyeceğini araştırmaktı.
Deneyin Yürütülmesi
Gua, 7.5 aylıkken Kellogg ailesinin evine getirildi ve bu andan itibaren Donald ile aynı ortamda büyütüldü. İkisi de aynı tür fiziksel, sosyal ve dilsel uyarıcılara maruz kaldılar. Gua'nın insanlara özgü davranışları ve dil becerilerini kazanıp kazanamayacağı özellikle merak edilen bir konuydu.Deney boyunca Kellogglar, Gua ve Donald'ın motor becerilerini, sosyal davranışlarını, bilişsel gelişimlerini ve dil öğrenme kapasitelerini karşılaştırdılar. Her iki çocuk da aynı testlere tabi tutuldu ve gelişimsel ilerlemeleri kaydedildi.
Deneyin Bulguları
Deney sonucunda Kellogglar, bazı ilginç bulgulara ulaştılar:Motor ve Fiziksel Gelişim
Gua, fiziksel ve motor becerilerde Donald'dan daha hızlı gelişti. Gua, örneğin, yürümeye daha erken başladı ve çevreyle daha hızlı etkileşime geçti. Bu, şempanzelerin doğuştan gelen güçlü motor becerileriyle bağlantılıydı.Sosyal Davranışlar
Gua, sosyal etkileşimlerde Donald'a benzer şekilde davranışlar sergiledi. Oyuncaklarla oynadı, yemek yemeyi öğrendi ve aile üyelerine karşı şefkatli davranışlar sergiledi. Ancak, Gua'nın bu davranışlarının büyük bir kısmının, doğal eğilimlerinden ziyade taklitten kaynaklandığı gözlemlendi.Dil Öğrenme
Deneyin en önemli noktalarından biri olan dil öğrenimi konusunda ise Gua, beklenildiği gibi insan dilini öğrenmede başarısız oldu. Gua, Donald gibi kelimeleri anlamayı ve konuşmayı başaramadı. Şempanze, sınırlı bir dilsel gelişim sergileyerek sadece bazı sesleri taklit edebildi. Bununla birlikte, işaret ve vücut dili gibi insan dışı iletişim yollarında oldukça başarılıydı.Kognitif Gelişim
Bilişsel açıdan, Gua'nın öğrenme ve problem çözme yetenekleri şempanze türüne özgü sınırlar taşıyordu. Donald, soyut düşünme ve dilsel işaretleri anlamada büyük bir gelişim gösterirken, Gua bu alanlarda daha kısıtlı kaldı.Deneyin Sonuçları ve Etik Tartışmalar
Kellogg Deneyi, insan olmayan primatların insanlarla benzer gelişimsel süreçlere sahip olabileceğini gösterdi, ancak türler arasında belirgin bilişsel ve dilsel sınırların var olduğunu ortaya koydu. Gua, insana özgü birçok davranışı öğrenmesine rağmen, insan dilini öğrenmede başarısız oldu. Deneyin sonucu, insan dili gelişiminin genetik olarak belirlenmiş bir kapasiteye dayandığını ve çevresel faktörlerin tek başına yetersiz kaldığını gösterdi.Ancak, deneyin etik yönü zaman içinde büyük eleştirilere yol açtı. Birçok kişi, Gua'nın insana özgü bir ortamda yetiştirilmesinin şempanze yavrusu için doğal olmayan ve stresli bir deneyim olduğunu savundu. Aynı zamanda, Donald'ın da bu tür bir deneyde yer almasının, onun psikolojik ve sosyal gelişimi açısından riskli olduğu düşünülmüştür. Nitekim, deney planlandığı gibi iki yıl sürmemiş, dokuz ayın sonunda sonlandırılmıştır. Donald’ın şempanzeyi taklit etmeye başlaması, yani insana özgü gelişiminde gerilemeler yaşaması, deneyin erken sonlandırılmasına yol açtı.
Sonuç
Kellogg Deneyi, 20. yüzyılın başlarındaki psikolojik deneyler arasında benzersiz ve sıra dışı bir yer tutar. İnsan ve şempanze arasındaki bilişsel ve dil gelişimini karşılaştırmak amacıyla yapılan bu deney, şempanzelerin bazı insan davranışlarını öğrenebileceğini, ancak dil ve soyut düşünce gibi karmaşık bilişsel becerilerde insanlarla aynı seviyeye ulaşamayacaklarını göstermiştir. Aynı zamanda, deney etik tartışmalara da yol açarak bu tür çalışmaların sınırlarını ortaya koymuştur. Bugün, bu tür deneyler, hayvan hakları ve etik araştırma standartları nedeniyle tekrarlanamaz.Kellogg Deneyi, insan gelişiminin biyolojik ve çevresel unsurlarını anlamada önemli bir kilometre taşı olmasına rağmen, etik ve bilimsel sınırların belirlenmesinde de bir ders niteliği taşır.
Deneyden Sonra Donald'ın Hayatı
Kellogg Deneyi'nin sona ermesinden sonra Donald Kellogg'un hayatı hakkında net ve kapsamlı bilgilere ulaşmak zor, çünkü ailesi, deneyden sonraki dönemde onunla ilgili ayrıntılı bilgiler paylaşmadı. Ancak, deney sırasında Donald'ın bazı psikolojik etkiler yaşadığı biliniyor.Deneyin erken sonlandırılmasının ana sebeplerinden biri, Donald’ın şempanze Gua'yı taklit etmeye başlamasıydı. Donald, Gua'nın davranışlarını, özellikle de ses çıkarma ve hareket biçimlerini taklit ediyordu. Bu durum, ailesinin endişelenmesine neden oldu ve deneyin insan gelişimi üzerindeki potansiyel olumsuz etkilerini düşünerek süreci durdurmalarına yol açtı.
Donald'ın deneyden sonra normal bir yaşam sürdüğü düşünülüyor. Yetişkinlik dönemine dair bilinen sınırlı bilgiler, onun Florida Eyalet Üniversitesi'nden mezun olduğu ve sonrasında doktorasını tamamladığı yönündedir. Ancak, hayatının ilerleyen dönemlerinde Donald'ın depresyon yaşadığı ve 1960'ların sonunda, ne yazık ki 42 yaşında intihar ettiği biliniyor.
Donald'ın deneyden nasıl etkilendiği ve bu etkilerin onun psikolojik gelişiminde nasıl bir rol oynadığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak deneyin etik açıdan tartışmalı olduğu ve çocuk üzerinde duygusal ve psikolojik etkiler bırakmış olabileceği düşünülüyor.
Deneyden Sonra Şempanze Gua'nın Hayatı
Kellogg Deneyi'nin sona ermesinden sonra şempanze Gua, insanlarla yaşadığı deneysel ortamdan ayrılmak zorunda kaldı. Deney 9 ay sürdükten sonra sona erdirildiğinde, Gua ailesiyle birlikte Florida'daki Orange Park'ta bulunan Yerkes Primat Laboratuvarı'na geri gönderildi.Ne yazık ki Gua’nın hayatı, deneyden sonra çok uzun sürmedi. Deneyin bitiminden yaklaşık bir yıl sonra, 21 aylıkken Gua zatürreden hayatını kaybetti. Onun bu erken ölümü, insan dışı bir ortamda insanlara benzer koşullarda yetiştirilmenin şempanzenin sağlığı üzerindeki etkileri konusunda bazı sorulara yol açtı.
Gua'nın bu deneydeki rolü ve kısa yaşamı, daha sonraki hayvan hakları ve etik araştırmalar tartışmalarında önemli bir örnek olarak anılmaya devam etti.