İçindekiler
Osmanlı-Venedik Savaşı (1499-1503)
Savaştan önce
Osmanlı Sultanı II. Bayezid ve Venedik Cumhuriyeti docesi Agostino Barbarigo hükûmet sürmesinin başlarında yaklaşık olarak 1490 itibaren Osmanlı-Venedik ilişkileri bozulmaya başladı. Venedik, Osmanlıların giderek artan gücünden kaygılanıyor ve elinden geldiğince Osmanlıları yıpratmaya çalışıyordu.Fatih Sultan Mehmet döneminde,Osmanlilarla Venedik 1463-1479 Osmanlı-Venedik Savaşı olarak da anılan uzun süren bir savaş yapılmışlardı.Bu savaşI Osmanlılar kazanmıştı. 1479'da yapılan anlaşmayla Ege Denizi'ndeki bazı adaları Osmanlılara kaptıran Venedik, bu toprakları da geri almak için de Osmanlılara karşı çabalarını artırdı. Osmanlı devleti aleyhinde bu Venedik Cumhuriyeti çabaları, Fatih Sultan Mehmet'in ardılı Sultan II. Bayezid'in tepkisini çekiyordu.
1481 yılında Fatih Sultan Mehmet öldüğünde, ülkede taht kavgası baş göstermişti. Fatih'in en sevdiği oğlu olan Şehzade Cem (Cem Sultan), ağabeyi ve tahtın varisi II. Bayezid'e yenilmiş ve Anadolu'dan kaçmıştı. Ancak önce Saint Jean Şövalyeleri'ne, sonra da Papalık'a esir düşmüş, Avrupalıların elinde oyuncak gibi II. Bayezid'e karşı koz olarak kullanılmış ve sonunda II. Bayezid'in ödediği büyük paralarla 1495'te Papa Alexander Borgia tarafından zehirletilerek öldürülmüştü . Cem Sultan'ı oyuncak gibi kullananlar arasında Venedik Cumhuriyeti de vardı. Saltanatının başından beri Venedik'e düşman olan II. Bayezid, Venedik'e hak ettiği dersi vermek istiyordu. Gitgide kötüleşen ilişkiler sonucu nihayet 1499'da gerçek savaş patlak verdi.
Savaşın İlk Yılları
II. Bayezid, Venedik seferine çıkmak amacıyla 31 Mayıs 1499'da İstanbul'dan ayrıldı. Donanmayı o sıralarda Venedik hâkimiyetinde olan Kıbrıs Adası'nın üzerine göndermek suretiyle, Kıbrıs'ın tehdit altında olduğu izlenimini verdirerek Venediklilerin kuvvetlerini dağıtmayı başarmıştı. Amiral Melchior Trevisano, Mora'daki Venedik üslerinin başkumandanı tayin edildi ve hummalı bir savunma hazırlığına başlandı.Sultan Vardar Yenicesi'ne geldi. Burada Rumeli Beylerbeyi Koca Mustafa Paşa, Venediklerin elindeki İnebahtı üzerine gönderildi. 1493'ten beri Kaptan-ı Derya'lık görevinde bulunan Küçük Davut Paşa Mora sularındaydı.
200 parçalık büyük Venedik Donanması Osmanlı Donanması'nı Mora sularından uzaklaştırmak maksadıyla Modon açıklarına gelmişti. Donanmanın başında Amiral Antonio Grimaldi vardı. Mora'nın güneybatı ucundaki Gallo Burnu'nun açıklarında iki dev Donanma karşı karşıya geldi. Donanmayı Hümayun'u Kemal Reis idare ediyordu.
Sağ cenahın kumandanı Barak Reis amiral gemisini düşman gemilerinin arasına sürdü. Onlarca Venedik gemisi bu gemiyi indirmek için çalışıyorlardı. Düşman gemilerinin en yoğun olduğu bölgeye girip, gemideki barut deposunu ateşe veren Barak Reis, büyük bir patlamaya ve onlarca Venedik gemisinin infilakına neden oldu. Lakin kendisi ile birlikte 500 levent de ölenler arasındaydı. Bu hadisenin ardından taarruza geçen Osmanlı Donanması Venediklileri perişan etti.
Sapienza Deniz Savaşı ismi ile tarihe geçen bu savaş Osmanlıların tarihte kazandıkları ilk açık deniz savaşıdır. Büyük kahramanlıklarından dolayı Sapienza adasına Barak Reis adası adı verildi. Venedik Elçisi Alvise Manenti devletine gönderdiği raporda Osmanlı Sadrazamı'nın elçiye
“ | Sen Sinyoria hükümetine söyle artık deniz ile evlenmesini bıraksınlar; artık sıra bize gelmiştir. | ,, |
dediğini bildirmiştir. Bu zaferin ardından Venedik üslerini koruyacak bir kuvvet mevcut değildi.
30 Ağustos 1499'da, Sapienza zaferi'nden 33 gün sonra İnebahtı kalesi de Osmanlı'nın olmuştu. Bölgedeki Venedik Amirali'nin büyük donanması ile geri çekilmesi kaledekilerin maneviyatını bozmuş, kale komutanı kaleyi teslim etmişti. Osmanlı Ordusu için sıra, Mora'daki 3 büyük Venedik üssü olan ve Venedik'in dusman gözeltmek için "denizde gozu" olarak Koron ve Modon kaleleri ile Navarin kalesine sıra gelmişti.
Ancak bu sıralarda 1479'dan bu yana Osmanlı hâkimiyetinde olan Kefalonya adasına Venedik asker çıkarıp işgal etmişti. Ardından önceleri kendi hâkimiyetlerinde olan Preveze'deki Osmanlı tersanelerini basıp, kızaktaki gemileri yakmışlar fakat geri püskürtülmüşlerdi.
Fransızların Midilli Kuşatması
Papa'nın teşviki ile Fransa da,Venedik'in müttefiki olarak Osmanlı'ya karşı savaş açmıştı. 1501 yılının Eylül ayında Ege Denizi'ne giren Fransız donanması 10.000 piyade taşıyordu. Eylül ortalarında da Midilli muhasarası başladı.Bunun üzerine Sultan Bayezid'in Manisa sancakbeyi olan ikinci oğlu Şehzade Korkut, şimdiki Ayvalık'a gelerek 800 kişilik yardımcı kuvveti adaya geçirmişti. Ekim sonlarında Osmanlı Donanması'nın Çanakkale Boğazı'ndan çıktığını öğrenen Fransızlar 6 haftadan beri devam ettirdikleri kuşatmayı kaldırmış ve Mora'nın güneyindeki Çuha Adası açıklarına gelmişlerdi. Burada müthiş bir fırtınaya kapılan donanmadan yalnızca birkaç yüz kişi kurtulabilmişti.Fransız donanması geri çekilirken, İspanyollar hazırladıkları donanma ile Ege'ye girmiş fakat Fransızlarla birleşemediklerinden dolayı hiçbir şey yapamadan geri dönmüşlerdir.
Savaşın Son Yılları
Venedik, Osmanlı Devleti ile artık başedemiyordu. Özellikle Osmanlı akıncılarının yapmış olduğu her akın Venedik için büyük bir tehlike idi. Zira Osmanlıların her an için Venedik şehrini dahi istila etme ihtimali mevcuttu. Mora'dan tamamıyla atılan Venedik, denizlerde de faaliyet gösteremiyor, Kemal Reis başta olmak üzere Türk denizcileri Venedik'e göz açtırmıyorlardı.Kefalonya gibi Aya Mavri adasını da işgal eden Venedik, 1502 yılının başlarında adayı ele geçirdi. Adayı korumakla görevli küçük yeniçeri müfrezesi vuruşmadan kaleyi teslim etmiş ve akabinde silahları ile birlikte İstanbul'a gelmişti. Sultan Bayezid düşmana karşı silah atmadan kaleyi teslim eden bu askerleri idam ettirdi. Birkaç ay sonra adaya gelen Kemal Reis 30 Ağustos 1502 tarihinde Venediklileri adadan çıkardı. 13 Ağustos 1502 tarihinde Venedik'in Arnavutluk'ta bulunan son üssü Dıraç'ın da Osmanlı'ya geçmesi ile Venedik'in Yunanistan gibi Arnavutluk'la da bir bağlantısı kalmadı.