5 Yıldızlı Kaptan
“Kanake” Almanya’daki Türkiye kökenli göçmenlerin en sık duyduğu ırkçı küfürlerden birisi. Aşağılamak için kullanılan bu küfre 1990’lı yıllarda tepki olarak Kanaklığı kabul eden akımlar ortaya çıktı. Almanya’da sıkça kullanılan Kanake’nin aslında Uzak Asya’da Pasifik’in ortasında bulunan Yeni Kaledonya’daki Kanak halkından geldiğini çok azımız biliyor. Sömürgecilik, sömürü ve isyanla dolu Kanakların tarihi, aslında biz göçmenlerin yaşadıklarından pek farklı değil.
“Kanake” 1960’lı yıllardan beri Almanya’da yabancıları ve göçmenleri aşağılamak için en sık kullanılan küfür ve hakaret kelimelerinin başında geliyor. Daha çok Güney Avrupa ve Türkiye’den gelen göçmenlere yönelik kullanılan bu küfür ve aşağılama kelimesine “yabancı”, “Türk” anlamları yükleniyor.
1990’lı yıllarda özellikle Türkiye kökenli gençler bu kavrama yüklenen negatif anlama gösterdikleri tepkiyle, çoğu zaman göğüslerine gererek “Evet biz Kanakız” demeye başladılar. Olumsuzluğu olumsuzlayan bu akımlar “kendisine güvenen göçmenler” olarak görüldü. Yarı Almanca, yarı Türkçe konuşmanın arttığı bu yıllarda, iki dili karıştırak yapılan konuşmalara “Kanakensprache-Kanak dili” denilmeye başlandı.
Bugün her ne kadar 1960’lı ve 70’li yıllardaki gibi yaygın bir şekilde kullanılmasa da, “Kanake” yine de yeri geldiğinde göçmenlere ayrımcılık amacıyla sıkça başvurulan bir küfür. Bu nedenle literatürdeki yerini henüz kaybetmiş değil.
ALMANCA’DA KANAKE İLK NE ZAMAN KULLANILDI?
Bu kelimenin Almanya’ya nasıl dahil olduğu konusunda net bir bilgi bulunmuyor. Wikipedia’da yer alan bilgilere göre ise “Kannakermann” Alman diline 19. Yüzyıl’ın sonlarında daha çok denizciler tarafından birbirine güven ve dostluk amacıyla kullanılmaya başlanmış. 20. Yüzyıl’ın ortalarında ise doğrudan “Kanake” daha çok Ruslara ve eski Sovyetler Bölgesi’nden gelen “kara kafalılar” için kullanılmaya başlanmış. Özellikle de Hitler faşizmi döneminde esir alınan Rus askerler için sıkça dillendirilmiş…
YENİ KALEDONYA’DA BİR YERLİ HALK: KANAKLAR
Buna rağmen, Alman dilindeki olumsuzluk içeren anlamının daha çok Uzak Asya’da Pasifik Okyanusu ortasında yer alan Yeni Kaledonya kaynaklı olduğu tahmin ediliyor. İlk olarak 1774 yılında İngiliz-Avustralyalı gezgin Thomas Cook tarafından keşfedilen ada önce İngilizler, sonra da (1853) yılında Fransa tarafından işgal edilmiş. Halen de Fransa’ya bağlı denizaşırı bir ada devleti olma özelliği taşıyor.
2014 sayımına göre 268 bin kişinin yaşadığı ada halkının yüzde 44’ünü Kanaklar oluşturuyor. Adadaki en büyük yerli halk gurubu olan Kanakların yanı sıra sonradan yerleştirilen Fransızlar ve diğer halklar yaşıyor. Havai dilinde “Kanak”, “İnsan” ve “Halk” anlamında kullanılıyor.
SÖMÜRGECİLİĞE KARŞI SAVAŞ VE ATAİ’NİN KAFASI
Kanake’nin olumsuz bir anlamda Alman diline geçmesi de büyük olasılıkla Kanakların Fransız sömürgeciliğine verdikleri mücadeleden ötürü “isyankar” olarak tanımlanmalarından kaynaklanıyor. Almanya’da doğup büyüyen ve protesto içerisinde Türkiye kökenli gençlerin zamanla kendilerine “Kanake” demesinde bu arka plan bilgisi de yer almış olabilir. Olumsuz kavrama olumlu anlam yükleyenler bu temelde 1998 yılında her türlü hiyerarşiyi reddeden “Kanak Attak” adında bir inisiyatif oluşmuştu. Her türden ırkçılığı ve milliyetçiliği reddeden grup, kimlik siyasetine karşı çıkıyordu. Grubun üyeleri arasında Türkiye kökenli yazar Feridun Zaimoğlu da bulunuyordu. Zaimoğlu 1995 yılında ilk kitabı olan “Kanak Sprak”ı yayınlanmış ve tanınmasına yol açmıştı. Kitapta sokak diliyle argo konuşan, Almanca ve Türkçe’yi karıştıran anlatımlara yer verilmişti. Her ne kadar örgüt ya da inisiyatif bugün varlığını sürdürmese de bugün halen internette aktif bir internet sitesi bulunuyor.
Anarşist tarzda dışlama ve ayrımcılığa karşı çıkan Kanak Attack’ın Yeni Kaledonya’deki Kanak halkının Fransız sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleden haberdar olduğu anlaşılıyor. Kanakların mücadelesi konusunda Die Welt gazetesinden Mattias Heine’nin yazdığı makale pek çok bilgiyi içeriyor.
Fransız sömürgeciliğine karşı Kanak halkının 1878 gerçekleştirdiği başkaldırı sırasında, 1200 insan katledildi. Katledilen hareketin lideri Atai ve yoldaşı Le Meche’nin kafası ibret olsun diye Fransa’ya getirilerek Paris Doğa Tarih Müzesi’nde sergilendi. Yapılan araştırmalarda 2011’de, müzedeki kafatasları ve bazı kemik parçalarının Kanaklara ait olduğu Fransa tarafından kabul edilir. Eylül 2014’te ise sessiz sedasız iki isyancının kafası Yeni Kaledonya’ya götürülür. Fransa, Yeni Zelenda’nın isteği üzerine daha önce kendi ülkesinden götürdüğü isyancıların kafasını da iade etmişti.
5 Eylül 2015’te Die Welt gazetesinde Johannes Wetzel’in yazdığına göre, “Hareketin lider Atai’nin başı“ olarak kayıtlara geçen bilimsel raporlarda, kafanın alkol konulmuş bir teneke kutu içerisinde Paris’e getirildiği ve bir antropolog tarafından incelendiği belirtiliyor. Paris’teki Musée du Quai Branly’de açılan “Kanak” adlı bir sergi için yazılan bir metinde ise tamamlanmış üç ölü maskesinden söz edildikten sonra altında da, “Atai, Yeni Kaledonya’daki isyanın başı” yazılıyordu.
İsyancıların kellelerinin bir de müzelerde sergilenmesi Fransız sömürgeciliğinin barbarlığını çıplak şekilde ortaya koyuyor.
MİSAFİR İŞÇİ KANAKLAR
Fransa tarafından adanın işgal edilmesinden sonra Kanakların bir bölümü Pasifikte bulunan başka adalara sürülmüş ya da köle işçi olarak kullanılmış. Götürüldükleri yerlerde ise sürekli “Kanake” diye aşağılanmışlar. Daha sonra Avustralya’ya kadar gemilerle götürülüp çalıştırılan Kanaklar da olmuş. Götürülenlerin önemli bir bölümü bir daha geri dönmemiş. Gelenlerin bir bölümünün gemileri Fransızlar tarafından batırılmış. Büyük ihtimalle, Fransa sömürgeciliği sürdürmek, Kanakların direnişini kırmak için ada dışına sürmeyi asıl politika haline getirmiş. Nakil sırasında yollarda çok sayıda Kanak’ın hastalıktan, açlıktan öldüğü de kayıtlara geçmiş durumda.
Başka adalara “misafir işçi” olarak gönderilen Kanakların çoğu tarlalarda, mutfaklarda köle gibi çalıştırılmış.
Bu nedenle Almanya’nın Pasifikteki sömürgeciliği döneminde de “Kanak” kavramı kullanılmış. Kavram Fransa’da da yaygın şekilde geçmişte kullanıldı. Deniz aşırı sömürgelere “Kanaky” deniliyor. İlk isyanın lideri Atai ise Yeni Kaledonyalılar tarafından hiç unutulmadı. 1960’lı yılların sonunda ortaya çıkan bağımsızlık hareketi de kendisini “1878 Grubu” olarak adlandırmıştı.
Özetle Almanya’da “misafir işçi” Türkiyeliler ve onların çözükleri için ayrımcılık ve dışlanma amacıyla kullanılan “Kanake” Pasifik’in orta yerindeki küçük bir adaya kadar uzanıyor. Bu adada yaşayan Kanak kalkının kaderi de “misafir işçiler”in kaderinden pek farklı değil. Sömürü ve daha fazla kar için insanlık dışı yaşam koşulları dayatılmış, insan muamelesi görülmemiş.
Baskı ve sömürünün olduğu yerde isyan, başkaldırı da kaçınılmaz. Her dönem ve koşullar kendisine göre bir “isyan” biçimi geliştiriyor. Kanaklığı kabul etmek de bu isyan biçimlerinden birisi olsa gerek.
Yararlanılan kaynaklar:
Alinti
Kanak.webp
“Kanake” 1960’lı yıllardan beri Almanya’da yabancıları ve göçmenleri aşağılamak için en sık kullanılan küfür ve hakaret kelimelerinin başında geliyor. Daha çok Güney Avrupa ve Türkiye’den gelen göçmenlere yönelik kullanılan bu küfür ve aşağılama kelimesine “yabancı”, “Türk” anlamları yükleniyor.
1990’lı yıllarda özellikle Türkiye kökenli gençler bu kavrama yüklenen negatif anlama gösterdikleri tepkiyle, çoğu zaman göğüslerine gererek “Evet biz Kanakız” demeye başladılar. Olumsuzluğu olumsuzlayan bu akımlar “kendisine güvenen göçmenler” olarak görüldü. Yarı Almanca, yarı Türkçe konuşmanın arttığı bu yıllarda, iki dili karıştırak yapılan konuşmalara “Kanakensprache-Kanak dili” denilmeye başlandı.
Bugün her ne kadar 1960’lı ve 70’li yıllardaki gibi yaygın bir şekilde kullanılmasa da, “Kanake” yine de yeri geldiğinde göçmenlere ayrımcılık amacıyla sıkça başvurulan bir küfür. Bu nedenle literatürdeki yerini henüz kaybetmiş değil.
ALMANCA’DA KANAKE İLK NE ZAMAN KULLANILDI?
Bu kelimenin Almanya’ya nasıl dahil olduğu konusunda net bir bilgi bulunmuyor. Wikipedia’da yer alan bilgilere göre ise “Kannakermann” Alman diline 19. Yüzyıl’ın sonlarında daha çok denizciler tarafından birbirine güven ve dostluk amacıyla kullanılmaya başlanmış. 20. Yüzyıl’ın ortalarında ise doğrudan “Kanake” daha çok Ruslara ve eski Sovyetler Bölgesi’nden gelen “kara kafalılar” için kullanılmaya başlanmış. Özellikle de Hitler faşizmi döneminde esir alınan Rus askerler için sıkça dillendirilmiş…
YENİ KALEDONYA’DA BİR YERLİ HALK: KANAKLAR
Buna rağmen, Alman dilindeki olumsuzluk içeren anlamının daha çok Uzak Asya’da Pasifik Okyanusu ortasında yer alan Yeni Kaledonya kaynaklı olduğu tahmin ediliyor. İlk olarak 1774 yılında İngiliz-Avustralyalı gezgin Thomas Cook tarafından keşfedilen ada önce İngilizler, sonra da (1853) yılında Fransa tarafından işgal edilmiş. Halen de Fransa’ya bağlı denizaşırı bir ada devleti olma özelliği taşıyor.
2014 sayımına göre 268 bin kişinin yaşadığı ada halkının yüzde 44’ünü Kanaklar oluşturuyor. Adadaki en büyük yerli halk gurubu olan Kanakların yanı sıra sonradan yerleştirilen Fransızlar ve diğer halklar yaşıyor. Havai dilinde “Kanak”, “İnsan” ve “Halk” anlamında kullanılıyor.
SÖMÜRGECİLİĞE KARŞI SAVAŞ VE ATAİ’NİN KAFASI
Kanake’nin olumsuz bir anlamda Alman diline geçmesi de büyük olasılıkla Kanakların Fransız sömürgeciliğine verdikleri mücadeleden ötürü “isyankar” olarak tanımlanmalarından kaynaklanıyor. Almanya’da doğup büyüyen ve protesto içerisinde Türkiye kökenli gençlerin zamanla kendilerine “Kanake” demesinde bu arka plan bilgisi de yer almış olabilir. Olumsuz kavrama olumlu anlam yükleyenler bu temelde 1998 yılında her türlü hiyerarşiyi reddeden “Kanak Attak” adında bir inisiyatif oluşmuştu. Her türden ırkçılığı ve milliyetçiliği reddeden grup, kimlik siyasetine karşı çıkıyordu. Grubun üyeleri arasında Türkiye kökenli yazar Feridun Zaimoğlu da bulunuyordu. Zaimoğlu 1995 yılında ilk kitabı olan “Kanak Sprak”ı yayınlanmış ve tanınmasına yol açmıştı. Kitapta sokak diliyle argo konuşan, Almanca ve Türkçe’yi karıştıran anlatımlara yer verilmişti. Her ne kadar örgüt ya da inisiyatif bugün varlığını sürdürmese de bugün halen internette aktif bir internet sitesi bulunuyor.
Anarşist tarzda dışlama ve ayrımcılığa karşı çıkan Kanak Attack’ın Yeni Kaledonya’deki Kanak halkının Fransız sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleden haberdar olduğu anlaşılıyor. Kanakların mücadelesi konusunda Die Welt gazetesinden Mattias Heine’nin yazdığı makale pek çok bilgiyi içeriyor.
Fransız sömürgeciliğine karşı Kanak halkının 1878 gerçekleştirdiği başkaldırı sırasında, 1200 insan katledildi. Katledilen hareketin lideri Atai ve yoldaşı Le Meche’nin kafası ibret olsun diye Fransa’ya getirilerek Paris Doğa Tarih Müzesi’nde sergilendi. Yapılan araştırmalarda 2011’de, müzedeki kafatasları ve bazı kemik parçalarının Kanaklara ait olduğu Fransa tarafından kabul edilir. Eylül 2014’te ise sessiz sedasız iki isyancının kafası Yeni Kaledonya’ya götürülür. Fransa, Yeni Zelenda’nın isteği üzerine daha önce kendi ülkesinden götürdüğü isyancıların kafasını da iade etmişti.
5 Eylül 2015’te Die Welt gazetesinde Johannes Wetzel’in yazdığına göre, “Hareketin lider Atai’nin başı“ olarak kayıtlara geçen bilimsel raporlarda, kafanın alkol konulmuş bir teneke kutu içerisinde Paris’e getirildiği ve bir antropolog tarafından incelendiği belirtiliyor. Paris’teki Musée du Quai Branly’de açılan “Kanak” adlı bir sergi için yazılan bir metinde ise tamamlanmış üç ölü maskesinden söz edildikten sonra altında da, “Atai, Yeni Kaledonya’daki isyanın başı” yazılıyordu.
İsyancıların kellelerinin bir de müzelerde sergilenmesi Fransız sömürgeciliğinin barbarlığını çıplak şekilde ortaya koyuyor.
MİSAFİR İŞÇİ KANAKLAR
Fransa tarafından adanın işgal edilmesinden sonra Kanakların bir bölümü Pasifikte bulunan başka adalara sürülmüş ya da köle işçi olarak kullanılmış. Götürüldükleri yerlerde ise sürekli “Kanake” diye aşağılanmışlar. Daha sonra Avustralya’ya kadar gemilerle götürülüp çalıştırılan Kanaklar da olmuş. Götürülenlerin önemli bir bölümü bir daha geri dönmemiş. Gelenlerin bir bölümünün gemileri Fransızlar tarafından batırılmış. Büyük ihtimalle, Fransa sömürgeciliği sürdürmek, Kanakların direnişini kırmak için ada dışına sürmeyi asıl politika haline getirmiş. Nakil sırasında yollarda çok sayıda Kanak’ın hastalıktan, açlıktan öldüğü de kayıtlara geçmiş durumda.
Başka adalara “misafir işçi” olarak gönderilen Kanakların çoğu tarlalarda, mutfaklarda köle gibi çalıştırılmış.
Bu nedenle Almanya’nın Pasifikteki sömürgeciliği döneminde de “Kanak” kavramı kullanılmış. Kavram Fransa’da da yaygın şekilde geçmişte kullanıldı. Deniz aşırı sömürgelere “Kanaky” deniliyor. İlk isyanın lideri Atai ise Yeni Kaledonyalılar tarafından hiç unutulmadı. 1960’lı yılların sonunda ortaya çıkan bağımsızlık hareketi de kendisini “1878 Grubu” olarak adlandırmıştı.
Özetle Almanya’da “misafir işçi” Türkiyeliler ve onların çözükleri için ayrımcılık ve dışlanma amacıyla kullanılan “Kanake” Pasifik’in orta yerindeki küçük bir adaya kadar uzanıyor. Bu adada yaşayan Kanak kalkının kaderi de “misafir işçiler”in kaderinden pek farklı değil. Sömürü ve daha fazla kar için insanlık dışı yaşam koşulları dayatılmış, insan muamelesi görülmemiş.
Baskı ve sömürünün olduğu yerde isyan, başkaldırı da kaçınılmaz. Her dönem ve koşullar kendisine göre bir “isyan” biçimi geliştiriyor. Kanaklığı kabul etmek de bu isyan biçimlerinden birisi olsa gerek.
Yararlanılan kaynaklar:
www.welt.de
Er war der Anführer eines erfolglosen Aufstands gegen die Kolonialherren. Das kostete ihn den Kopf. Nach 136 Jahren gaben die Franzosen jetzt Atais Haupt an seine Nachfahren auf Neukaledonien zurück.
www.welt.de
Kanaka heißt „Mensch“ in Hawaii. Wie wurde ein Südsee-Ausdruck zum Schimpfwort für Türken in Deutschland? Dahinter verbirgt sich eine Geschichte von Menschenhandel, Kolonialismus und Zwangsarbeit.
www.francetvinfo.fr
Les reliques de cette figure du combat indépendantiste ont été rendues à ses descendants.
Alinti