Emekli Admin
- Görüntüleme: 50K
- Cevaplar: 1
“ | Mekke döneminde inmiştir. 56 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen "elMüddessir"kelimesinden almıştır. Müddessir, tıpkı bir önceki sûrenin adıolan müzzemmil gibi, örtünüp bürünen demektir. Sûrede başlıca, Hz. Peygamberintebliğ ve davetle görevlendirilmesi, müşriklerin ona karşı çıkmasıve onların cehennemle uyarılması konu edilmektedir. | ,, |
MUDDESSİR Suresi (Sure No:74)
Bismillâhirrahmânirrahîm
- 74/MUDDESSİR-1: Yâ eyyuhel muddessir(muddessiru)
1. Ey örtünüp bürünen (Peygamber!)
- 74/MUDDESSİR-2: Kum fe enzir
2. Kalk da uyar.
- 74/MUDDESSİR-3: Ve rabbeke fe kebbir
3. Rabbini yücelt.
- 74/MUDDESSİR-4: Ve siyâbeke fe tahhir
4. Nefsini arındır. - 74/MUDDESSİR-5: Verrucze fehcur
5. Şirkten uzak dur.
- 74/MUDDESSİR-6: Ve lâ temnun testeksir(testeksiru)
6. İyiliği, daha fazlasını bekleyerek (bir kazanç elde etmek için) yapma.
- 74/MUDDESSİR-7: Ve li rabbike fasbir
7. Rabbinin rızasına ermek için sabret.
- 74/MUDDESSİR-8: Fe izâ nukıre fîn nâkû(nâkûri)
8,9. Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür.
- 74/MUDDESSİR-9: Fe zâlike yevme izin yevmun asî(asîrun)
8,9. Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin bir gündür.
- 74/MUDDESSİR-10: Alel kâfirîne gayru yesîr(yesîrin)
10. Kâfirler için hiç kolay değildir.
- 74/MUDDESSİR-11: Zernî ve men halaktu vahîdâ(vahîden)
11. Beni, yarattığım kişiyle baş başa bırak.
- 74/MUDDESSİR-12: Ve ce'altu lehu mâlen memdûdâ(memdûden)
12,13. Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
- 74/MUDDESSİR-13: Ve benîne şuhûdâ(şuhûden)
12,13. Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
- 74/MUDDESSİR-14: Ve mehhedtu lehu temhîdâ(temhîden)
14. Kendisine alabildiğine imkânlar sağladım.
- 74/MUDDESSİR-15: Summe yatmau en ezîd(ezîde)
15. Sonra da o hırsla daha da artırmamı umar.
- 74/MUDDESSİR-16: Kellâ, innehu kâne li âyâtinâ anîdâ(anîden)
16. Hayır, umduğu gibi olmayacak. Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı inatçıdır.
- 74/MUDDESSİR-17: Se urhikuhu saûdâ(saûden)
17. Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
- 74/MUDDESSİR-18: İnnehu fekkere ve kadder(kaddere)
18. Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.
- 74/MUDDESSİR-19: Fe kutile keyfe kadder(kaddere)
19. Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!
- 74/MUDDESSİR-20: Summe kutile keyfe kadder(kaddere)
20. Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti!
- 74/MUDDESSİR-21: Summe nazar(nazare)
21. Sonra (Kur'an hakkında) derin derin düşündü.
- 74/MUDDESSİR-22: Summe abese ve beser(besere)
22. Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı.
- 74/MUDDESSİR-23: Summe edbere vestekber(vestekbere)
23,24. Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: "Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir."
- 74/MUDDESSİR-24: Fe kâle in hâzâ illâ sihrun yu'ser(yu'seru)
23,24. Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: "Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir."
- 74/MUDDESSİR-25: İn hâzâ illâ kavlul beşer(beşeri)
25. "Bu, ancak insan sözüdür."
- 74/MUDDESSİR-26: Se uslîhi sekar(sekare)
26. Ben onu "Sekar"a (cehenneme) sokacağım.
- 74/MUDDESSİR-27: Ve mâ edrâke mâ sekar(sekaru)
27. Sekar'ın ne olduğunu sen ne bileceksin?
- 74/MUDDESSİR-28: Lâ tubkî ve lâ tezer(tezeru)
28. Geride bir şey koymaz, bırakmaz.
- 74/MUDDESSİR-29: Levvâhatun lil beşer(beşeri)
29. Derileri kavurur.
- 74/MUDDESSİR-30: Aleyhâ tis'ate aşer(aşare)
30. Üzerinde on dokuz (görevli melek) vardır.
- 74/MUDDESSİR-31: Ve mâ cealnâ ashâben nâri illâ melâiketen ve mâ cealnâ ıddetehum illâ fitneten lillezîne keferû li yesteykınellezîne ûtûl kitâbe ve yezdâdellezîne âmenû îmânen ve lâ yertâbellezîne ûtûl kitâbe vel mu'minûne, ve li yekûlellezîne fî kulûbihim maradun vel kâfirûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(meselen), kezâlike yudıllullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ(yeşâu), ve mâ ya'lemu cunûde rabbike illâ hû(huve), ve mâ hiye illâ zikrâ lil beşer(beşeri)
31. Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkâr edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah, örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
- 74/MUDDESSİR-32: Kellâ vel kamer(kameri)
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- 74/MUDDESSİR-33: Vel leyli iz edber(edbere)
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- 74/MUDDESSİR-34: Ves subhı izâ esfer(esfere)
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- 74/MUDDESSİR-35: İnnehâ le ıhdel kuber(kuberi)
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- 74/MUDDESSİR-36: Nezîren lil beşer(beşeri)
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- 74/MUDDESSİR-37: Li men şâe minkum en yetekaddeme ev yeteahhar(yeteahhare)
32,33,34,35,36,37. Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
- 74/MUDDESSİR-38: Kullu nefsin bimâ kesebet rehîneh(rehînetun)
38. Herkes kazandığına karşılık bir rehindir.
- 74/MUDDESSİR-39: İllâ ashâbel yemîn(yemîni)
39. Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka - 74/MUDDESSİR-40: Fî cennât(cennâtin), yetesâelûn(yetesâelûne)
40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
- 74/MUDDESSİR-41: Anil mucrimîn(mucrimîne)
40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
- 74/MUDDESSİR-42: Mâ selekekum fî sekar(sekare)
40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
- 74/MUDDESSİR-43: Kâlû lem neku minel musallîn(musallîne)
43. Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik." - 74/MUDDESSİR-44: Ve lem neku nut'ımul miskîn(miskîne)
44. "Yoksula yedirmezdik."
- 74/MUDDESSİR-45: Ve kunnâ nehûdu maal hâidîn(hâidîne)
45. "Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık."
- 74/MUDDESSİR-46: Ve kunnâ nukezzibu bi yevmid dîn(dîni)
46. "Ceza gününü de yalanlıyorduk."
- 74/MUDDESSİR-47: Hattâ etânel yakîn(yakinu)
47. "Nihayet ölüm bize gelip çattı."
- 74/MUDDESSİR-48: Fe mâ tenfeuhum şefâatuş şâfiîn(şâfiîne)
48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
- 74/MUDDESSİR-49: Fe mâ lehum anit tezkireti mu'rıdîn(mu'rıdîne)
49. Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?
- 74/MUDDESSİR-50: Ke ennehum humurun mustenfireth(mustenfiretun)
50,51. Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler. - 74/MUDDESSİR-51: Ferret min kasvereh(kasveretin)
50,51. Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler. - 74/MUDDESSİR-52: Bel yurîdu kullumriin minhum en yu'tâ suhufen muneşşereh (muneşşereten)
52. Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.
- 74/MUDDESSİR-53: Kellâ, bel lâ yuhâfûnel âhıreh(âhıreten)
53. Hayır! Onlar ahiretten korkmuyorlar.
- 74/MUDDESSİR-54: Kellâ innehu tezkireh(tezkiretun)
54. Hayır, düşündükleri gibi değil! Şüphesiz bu (Kur'an) bir uyarıdır.
- 74/MUDDESSİR-55: Fe men şâe zekereh(zekerehu)
55. Artık kim dilerse ondan öğüt alır.
- 74/MUDDESSİR-56: Ve mâ yezkurûne illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), huve ehlut takvâ ve ehlul magfireh(magfireti)
56. Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)