Ansiklopedi Şerbet nedir? Osmanlı'dan günümüze Şerbet Kültürü ve Şerbetler

Şerbet Nedir?​

Şerbet  nedir? Osmanlı'dan  günümüze  Şerbet Kültürü ve  ŞerbetlerŞerbet, şarap ve şurup, aynı kelime kökünden gelmektedir ve Türkçeye Arapça “şerben” (içmek) kelimesinden geçmiştir. Şerbetin Batı’ya yayılışı ise, büyük oranda Osmanlı İmparatorluğu zamanında gerçekleşmiştir. Bu nedenle Batı dünyasında, Osmanlıların kullandığı şerbet kelimesinden türeyen isimlerle anılmış olup, 16. yüzyılda İtalyancaya “sorbetto” şeklinde geçmiştir. İtalyanların “sorbetto”su Fransızca “sorbet” ve İspanyolca “sorbete” kelimelerini türetmiştir. Almanlar tıpkı Fransızlar gibi “sorbet”, Sırp ve Hırvatlar “šérbe”, Portekizliler de “sorvete” demişlerdir. Diğer Avrupa ülkelerinde de benzer isimlerle anılan şerbetin Avrupa’da yayılışının oldukça hızlı olduğu anlaşılmaktadır.

Özellikle 16. yüzyılda Orta Doğu ve Asya’da en çok tüketilen içeceklerden birisi olan şerbet; doğum, sünnet, düğün, bayram, imece ve ölüm gibi toplumu birleştiren hadiselerde ikram edilmesinin yanı sıra, tıpta ilaç olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca İslamiyet’te alkolü içeceklerin yasaklı olmasından dolayı, çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Osmanlı’da içecek kültürü doğrudan şerbet ve hoşaflara yoğunlaşmıştır. Kaynaklara göre bütün Müslüman şehirlerinde “şerbetçi” dükkânlarına mutlaka rastlanmaktadır.

Osmanlıda Şerbet Kültürü​

Şerbet, Osmanlılarda en çok tüketilen içeceklerden birisidir. Portakal, turunç,şeftali, kayısı, erik, badem, kavun çekirdeği, gül, menekşe, yasemin, nar,kızılcık, çilek, koruk, keçiboynuzu, demirhindi, vişne, fulya, zambak, muhabbet çiçeği gibi birçok çeşidi olan şerbetler günün her saatinde serinletici olarak içilmekte ve ikram edilmektedir. Halk arasında, saraylarda, konaklarda ve köşklerde çeşitli şerbetler özel ibrikler içinde bulunmakta ve yemekte su yerine ikram edilmektedir. Misafirlere kış aylarında sıcak olarak tarçın şerbetinin, yaz aylarında koruk ve bal şerbetlerinin, özellikle de nar şerbetinin sunulması kibarlık olarak görülmektedir.

Şerbetler, soğuk olmaları için içine bolca buz ilave edilerek hazırlanmakta ve Osmanlı’da şerbetler arasında özellikle “demirhindi şerbeti”nin çok meşhur olduğu bilinmektedir. Yaz aylarında sokaklarda seyyar şerbetçilerin gezdiği, sırtlarında taşıdıkları güğümler ve bellerine doladıkları bardaklarla dolaşarak halka soğuk şerbet dağıttıkları, şerbetlerin soğuk kalması için gümüş bardaklarda servis ettikleri, “Şerbet var. Şerbet! Buz gibi otuz iki dişe birden keman çaldırıyor.” ve “Cana safâ, ruhagıda” gibi sözlerle caddeleri turladıkları kaydedilmektedir.

Demirhindi (Hint Hurması) Afrika kökenli olup bütün tropikal ülkelerde, özellikle Hindistan ve Mısır’da yetiştirilen bir ağaç türüdür. Bu ağacın köklerinden yapılan demirhindi şerbeti, demirhindi, tarçın, zencefil,karanfil gibi 40 çeşit kökten oluşmaktadır. Şerbetin tatlandırılması için karakovan balı (Kars Kağızman yöresinden) kullanılmaktadır. Kökler iyice kaynatıldıktan sonra süzülüp, içine bal ilave edilerek ve bir süre daha kaynatıldıktan sonra soğuk olarak servis yapılmaktadır. Sarayda ise şerbet, tatlı, reçel, hoşaf ve turşular ile kokulu el sabunlarının ve çeşitli macunlarla ilaçların yapıldığı yer olan “Helvahane”de üretilmektedir. Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulan Helvahane, sarayın en önemli bölümlerinden biridir ve 18. yüzyılda “Helvacıbaşı”nın yönetiminde 6 usta ve 100 kadar yardımcı ile çalışmaktadır.

Helvahane’de menekşe, gülşeker, gül ile limon, kırmızı gül, nilüfer, karabaş, dut, ünnap, ayva, ayva yaprağı, vişne, demirhindi, nergis, usul, dinari, şahtere şerbetleri ile çeşitli bitkilerin karışımından elde edilen ecza şerbetleri yapılmaktadır. Nilüfer çiçeği şerbeti padişaha sunulurken beraberinde taze nilüfer verildiği kaydedilmektedir.

Hazırlanan şerbetler özleri kristal sürahilerde muhafaza edilmekte, bu şerbetlere koku ve tat vermesi için şekerin yanında misk, amber ve meyve parçaları gibi maddeler konulmaktadır. Helvahane’de yapılan şerbetler dışında, Saraya dışarıdan şerbet alındığı da bilinmektedir. İstanköy ve sakız adasından her sene padişah için saraya halis limon suyu gönderildiği, Saray’da en sevilenlerden biri olan “nar şerbeti”nin Bursa’dan alındığı, ayrıca “kırmızı gül şerbeti”nin Valide Sultan için getirildiği bilinmektedir. Saray dışından gelen diğer şerbetler arasında Şam’dan gelen “Ribas”, her yıl Mısır’dan gelen Hummas (kuzu kulağı), Yanbolu-İstimye’den getirilen anber baris (kadın tuzluğu), Edirne’den gelen kırmızı gül ve gül ile limon şerbetleri bulunmaktadır. Bunlar sıradan insanların tadamadığı, saray seçkinlerinin damak zevklerine hitap eden tatlar olarak kalmıştır. Osmanlıda büyük öneme sahip olan bu şerbetlerimiz, Sultan II. Abdülhamit döneminde 19.yüzyıl sonlarında bazı gayrimüslimlerin İstanbul’da meşrubat fabrikası (gazozhane) açmaları ve daha sonraları Cumhuriyet Döneminde 1930 yılında gazoz üretimine başlanmasıyla ve daha sonrasında 1960’lı yıllarda meşrubat sanayisinin iyice gelişmesiyle gittikçe yavaş yavaş unutulmaya başlanmıştır.

Özellikle Batı’dan gelen hazır meyve suları ve gazlı içeceklerin tüketiminin yayılmasıyla şerbet kültürümüz de sönmeye başlamış, hatta şerbetlerimizin neredeyse tamamen sofralarımızdan kalkmasına neden olmuştur.

Günümüzde Şerbet Kültürü​

Bugün ülkemizde şerbet kültürünün gerçekten yaşatıldığı şehir vardır, denilebilir mi bilemiyoruz. Örneğin Gaziantep’te sokaklarda ve parklarda meyan kökünden yapılan “meyan şerbeti” çok bilinen ve yaygın bir gelenektir. Ancak Gaziantep’te devam ettirilen bu kültür yeni nesil arasında pek rağbet görmemekte, bir-iki kuşak sonrasında yok olacağının sinyallerini açıkça vermektedir. Bunun yanında bazı Doğu ve Güneydoğu illerimizde de seyyar şerbetçilere rastlanır. Ancak ülkemizdeki diğer illerde seyyar şerbetçilere neredeyse hiç rastlanmamaktadır. İstanbul’da Osmanlı Mutfağı üzerine çalışan ünlü restoranlarımızda şerbet kültürümüz bugün hala son derece önem verilerek yaşatılmaktadır. Ancak bu restoranların hem sayısının az olması hem de ekonomik açıdan sadece üst kesime hitap etmelerinden dolayı sınırlı kesime hizmet verebilmektedir.

Ayrıca İstanbul’da az da olsa bazı semtlerde özellikle ramazan aylarında seyyar şerbetçilere rastlanmaktadır. Bunun yanında İstanbul kadar olmasa da Antalya, Bodrum, İzmir gibi önemli turistik merkezlerimizde de Osmanlı Mutfağı üzerine çalışan restoranlarda şerbet kültürümüz yaşatılmaktadır. Ülkemizde şerbet kültürümüzün varlığı en fazla ramazan aylarında hissedilmektedir. Son yıllarda marketlerde satılmak üzere bazı markalar tarafından şerbet üretimi yapılarak, markalaştırma çalışmasına gidilmektedir. Ancak bu markalar, şerbet üzerine yürüttükleri satış geliştirme çalışmaları ve reklam kampanyalarını sadece ramazan aylarında yapmakta, maalesef bu durum yeni nesil gençler arasında şerbet sadece ramazan aylarında içilen bir içecektir, imajı vermektedir.

Osmanlı'nın şerbetleri​


Çekici renkleri, güzel tatlarıyla dünya çapında haklı bir ünü olan Osmanlı şerbetleri günümüz Türk mutfak kültüründe de doğallığı ile öne çıkıyor. Bu lezzetli ve faydalı içecekler, meyve, baharat ve çiçek özlerinden yapılır, şifalı içecekler olarak görülüp hastalıklara ilaç, dertlere deva olarak kullanılır. Ayrıca, sıcak havalarda serinlemek, yemeklerden sonra sindirimi desteklemek için de şerbetler tercih edilir. Şerbetler özel günlerde, kutlamalarda da tüketilir. Osmanlı döneminden beri sevilerek tüketilen şerbetlerin değerli tarifleri değişmeden günümüze dek gelmiştir. Günümüzde fabrikasyon meyve suları yaygın olsa da daha evvel mevsimine göre sıcak ve soğuk içilen meyve ve baharat şerbetleri revaçtaydı. Daha bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı bilinmezken, şerbetin hatırı yüksekti. Hatta kahve çıktıktan sonra bile, kahveden önce şurup ikram etmek âdetti.

Mevsimine göre Resûlullah aleyhisselâm serin şerbetleri severdi. En çok bal şerbetini tercih ederdi. Mevlânâ hazretleri, "Hayatta en sevdiğim şeyler, hamam ve şerbettir" derdi.

Her zaman, her yerde, her saat içilebilir. Meyveden, baharattan veya güzel kokulu çiçeklerden yapılır. En basiti kayısı, vişne, incir gibi meyveleri kaynatıp biraz şeker veya bal katarak hazırlanır; buz veya kar ilavesiyle ikram edilir. Şerbet sadece serinletici değil, iştah acıcıdır da. Onun için yemek davetlerinde sofraya geçmeden evvel ikram edilir. Yemekle beraber de içilir.

Demirhindi, vişne, portakal, turunç, şeftali, kayısı, erik, badem, nar, kızılcık, karadut, harnup (keçiboynuzu), koruk, sübye (kavun çekirdeği), tarçın, karanfil, meyankökü, menekşe, yasemin, gelincik, gül şurubu gibi çok çeşidi vardı.

Temr-i hindî, yani Hind hurması, aslı kalın gövdeli zümrüt yeşili renkte ekşimsi tropik bir meyvedir. Eskiden bamya, yaprak sama gibi bazı yemeklere ekşimsi tat versin diye konurdu. Üzerine şeker serpip meyve niyetine de yenirdi. Avrupalılar buna tamarint der ve alkollü içki imalinde kullanırlar.

Sağlığa birçok faydası olduğu düşünülen demirhindi sert kabukları olan bir meyvedir, Hint hurması ismiyle de bilinir. Kabuklarından ayrılan demirhindi bir gece suda bekletildikten sonra kaynatılır, şerbete karanfil ve tarçın da eklenir.

Demirhindi Nedir?​

Afrika, Mısır, Güney Afrika ve Karayip topraklarında kendine can bulan demirhindi, tropikal özellikler taşıyan bir ağacın meyvesidir. Tropik topraklarda yetiştiği gibi ülkemizde demirhindi nerede yetişir diyecek olursanız, en uygun iklim şartlarını Güney kentleri karşılayacaktır. Sıcağı ve ılıman havayı seven bir ağaçtır kendisi.

Demirhindi ağaçlarında ilkbahar sonu gibi kırmızı ve sarı renklerde salkımlar oluşur. Neredeyse 20 metreyi bulan boyu ile, koyu renkli meyvelerini taşır. Olgunlaşma dönemine yakın zamanlarda demirhindi meyvesi çok ekşi tada sahiptir. Bir süre bekledikten sonra yani meyve geliştikçe tadı da tatlı hale gelir.

Demirhindi meyvesinin Arapça’da adı Hint hurması olarak geçmektedir. Meyveleri az da olsa keçiboynuzuna benzer. Çok yıllık ağaçlardan biri olan demirhindi ağacı, neredeyse 150 yıl hayata tutunur. Verimli topraklarda ve bakımı yapıldığında bir ağaçtan yaklaşık 200 kilo meyve elde edilebilir. Bu meyve Afrika civarında baharat olarak tercih edilmektedir. Ülkemizde ise sıkça Ramazan şerbetlerinde kullanılmaktadır. Hatta Ramazan şerbetinde olmasının da bir hikayesi vardır:

“Hikayeye göre Kanuni Sultan Süleyman, bir gün gezintilerinde yeniçerilerden su istemiş. Yeniçeriler de Kanuni Sultan Süleyman’a bir tas içinde buz gibi serinleten şerbet ikram etmişler. Şerbetten bir iki yudum alan Kanuni, şerbeti çok beğendiğini söylemiş. Beğenmesine karşılık şerbetin ikram edildiği tası altınla doldurup göndermiş. O günden sonra bu şerbet daha kıymetli ve duyulur hale gelmiş.”

Demirhindi Faydaları Nelerdir?​

Demirhindi faydası birçok hastalığa ilaç gibi gelmektedir. Şimdi listeye göz attığınızda neden demirhindi meyvesini tüketmeliyim sorusunun yanıtını bulabilirsiniz. Demirhindi neye yarar diyorsanız:
  • Demirhindi meyvesi besin değeri açısından pek çok mineral ve vitamine sahiptir. C vitamini, karoten, protein, folat, niasin, tiamin, bakır, potasyum, kalsiyum, demir, selenyum, fosfor, çinko ve magnezyum gibi mineralleri içermektedir.
  • Demirhindi ile kan basıncı kontrol altına alınır ve vücudun ihtiyacı olan mineraller karşılanır.
  • Lifli bir meyvedir. Bu yönüyle bağırsak problemleri çeken kişiler tarafından sıkça tercih edilmektedir.
  • Kan şekerini dengeleyip insülini düşürür. Ayrıca kalp hastalıklarına karşı da koruyucu bir meyvedir. Tansiyon değerlerini normal seviyeye getirir.
  • Antioksidan özelliklere sahip bir meyvedir. Demirhindi tüketildiğinde vücutta zararlı maddeler barınmaz. Kısa süre içinde bağırsaklardan atılır.
  • Demirhindi yaraların iyileşmesinde, hücrelerin yenilenmesinde, dokuların onarılmasında büyük etkiye sahiptir.
  • Cilt sağlığınızı koruyacak bir meyvedir. Cildi koruduğu gibi vücut yağlanmasının da önüne geçer. Bağırsakları çalıştıracağı için hazımsızlığı ortadan kaldırır. Bu döngü ile kilo alımı önlenir.
  • Mide asitlerini dengeler ve ülser gibi mide hastalıklarının oluşmasını önler.

Demirhindi Şerbeti Faydaları Nelerdir?​

Ramazan gecelerinde sıkça tüketilen demirhindi serbeti sağlık için çok büyük etkiye sahiptir. Pek çok kişinin severek tükettiği demirhindi şerbeti faydası ise şu şekilde ifade edilebilir:
  • Boğaz ağrısını dindirir öksürüğü keser.
  • Demirhindi karaciğer dostudur. Demirhindi şerbeti içerek karaciğer yağlanmasını önleyebilirsiniz.
  • Yaz sıcaklarında ferahlatıcı bir içecek olabilir. Bu yönüyle susuzluğu da giderir.
  • Antioksidan özelliği sayesinde metabolizmanızı aktif hale getirir. Sık sık idrara çıkarır. Böylece vücudunuzda oluşan ödemi atabilirsiniz.
  • Vücuda kanserli hücrelerin yayılmasını durdurur.
  • Yemek sonrasında tüketildiğinde hazımsızlığı giderir.
  • Bir bardak demirhindi şerbeti ile kan şekeri dengelenebilir.
  • Mide asitlerini dengeler ve yanmayı önler.
  • Bağırsaklarda oluşan iltihabı temizler.
  • Kabızlık gibi problemleri ortadan kaldırır.
  • Bol vitamin içermesi yönüyle vücut direncini korur ve güçlendirir.
  • Demirhindi şerbeti tam bir bağışıklık dostudur.

Demirhindi Zararları ve Yan Etkileri​

Demirhindinin yan etkilerini çok fazla tükettiğinizde görebilirsiniz. Midede yanma ve kusma hissi ile zararlarını gösterebilir. Bu stresli etkileri görmemek için günlük miktarınızı korumalısınız. Çok fazla tüketimde karaciğeri etkileyerek tahribata neden olabilir. Uzun süre içildiğinde karaciğer işlevini yitirme tehlikesi ile karşı karşıya gelir. Ölçülü olmak her zaman iyi olacaktır.

DEMİRHİNDİ ŞERBETLERİ :​

Demirhindi şerbeti1- Demirhindi Şerbeti Tarifi (temr-i Hindi) İçin

Malzemeler

  • 500 gr demirhindi (tamarind)
  • 1 adet zencefil kök (ginger root)
  • 2 adet zerdeçal kök (turmeric root)
  • 2 adet kabuk tarçın (cinnamon stick)
  • 7-10 adet karanfil (cloves)
  • 3-5 adet yenibahar (allspice (pimento))
  • 1 adet muskat cevizi (rendele nutmeg)
  • 3-5 adet kakule (cardamom seed (amomum)
  • 200 ml saf gül suyu (rose water)
  • 20 gr rezene (fennel)
  • 20 gr anason (anise)
  • 3 litre su
Demirhindi Şerbeti Tarifi (temr-i Hindi) Yapılışı
  1. Öncelikle demirhindi meyvesinin bir gece önceden 1 litre suda ıslatılarak bekletilmesi gerekiyor.
  2. Suda bekleyen demirhindi meyvesi suyu ile birlikte kaynatılacak büyük bir tencere alınır ve içine muskat cevizi, gül suyu, su hariç diğer baharatlar iyice yıkanıp süzüldükten sonra eklenir.
  3. Daha sonra muskat cevizi yıkanıp üzerine rendelenir.
  4. Gül suyu ve 3 litre su ilave edilerek önce yüksek ateşte daha sonra da kısık ateşte toplam 2 saat kaynatıldıktan sonra soğumaya bırakılır.
  5. Ekşimsi bir tadı olduğundan bu aşamada isteyen damak zevkine göre istediği miktarda tozşeker/pekmez ilave ederek biraz daha kaynatabilir.
  6. Tamamen soğuyup rengi çıkınca temiz bir tülbentten geçirilip cam şişeye doldurulur ve buzdolabında muhafaza edilir.
  7. İçerken sulandırılarak ve soğuk olarak içilmesi tavsiye edilir.
  8. Servis yaparken içine buz, taze nane yaprağı veya limon dilimi ilave edilebilir. Ben içerken içine 1 çay kaşığı bal karıştırıp içmeyi seviyorum siz nasıl tercih ederseniz. Afiyet olsun.
Öneri:

* Demirhindi Şerbetini, demirhindi, karanfil, kabuk tarçın ve tozşekeri/pekmezi kaynatarak da yapabilirsiniz.
* Demirhindi meyvesini ve diğer baharatları aktarlarda rahatlıkla bulabilirsiniz.
* Demirhindinin kabuksuz ve çekirdeksiz olanından alırsanız uğraşmak zorunda kalmazsınız.
* Kaynatma süresi bazı tariflere 6 saat olarak geçse de 1-2 saat yeterli oluyor.

2- Soğuk algınlığı için Demirhindi Şerbeti

Soğuk algınlığı için Demirhindi  ŞerbetiMalzemeler
  • 250 gr Demirhindi meyvesi ( Aktarlarda 1 paketi 500 gr olarak satılıyor yarısını kullanmanız yeterli )
  • 2-3 adet karanfil
  • 1 adet çubuk tarçın
  • 1 adet zencefil
  • 3-4 adet kuşburnu
  • 1 buçuk su bardağı şeker
  • 2 litre su
Demirhindi Şerbeti Tarifi Yapılışı

2 litre soğuk suya malzemeleri ekleyelim şekerin 1 bardağı suya ilave edilecek bir gece bekletelim sabaha bitkiler rengini vermiş olacak. Sonra şekerin kalanınıda ilave edip orta ateşte 1 buçuk saat kaynatılacak .Kaynadıktan sonra ocaktan alınıp soğuyunca tamamen posasından ayrılıp süzgeç yada tülbentle süzülecek şişeye konup 1 gecede dolaptan bekletilip soğuk tüketilecek bağışıklığa ve susuzluğa birebir mayhoş tadı sevenler mutlaka denemeli :)

Afiyet olsun

3- Farklı yöntemlerle Demirhindi Şerbeti

Ramazanın vazgeçilmez lezzeti ama kışın da bağışıklık sistemini kuvvetlendiren, yazın harareti alan harika bir şerbet. Ayrıca ismi gibi demir eksikliklerinede çok iyi geliyor. Hazır meyve sularının zararını biliyoruz hepimiz. çok iyi bir alternatif. Demirhindiyi akşamdan tencereye alın ve üstünü dört parmak geçecek kadar su koyup kapağını kapatın. Islanıp demirhindinin kendini bırakması gerekiyor.

Şerbet  nedir? Osmanlı'dan  günümüze  Şerbet Kültürü ve  ŞerbetlerErtesi gün diğer malzemeleri de içine koyup ocağın altını açıyoruz. Kaynamaya başlayınca altını kısıyoruz. Bir saat altı kısık kaynaması gerekiyor. Bir saat dolduktan sonra altını kapatıp soğumasını bekliyoruz. Soğuyan şerbeti elekten süzeceğiz. İşte burası önemli az suyla ıslatıp kaynattığımız demirhindiyi suyla yavaş yavaş açacağız. Rengi güzel olmasını isterseniz vişne suyuyla açın. Yani açma işlemi şöyle demirhindiyi elimizle sıkıyoruz.

Suyu süzülünce bir iki bardak vişne suyu veya suyun içine eleği boşaltıyoruz. Tekrar karıştırıyor ve elekten geçiriyoruz. Bu işlemi demirhindilerin kabuk gibi kalıncaya kadar devam ediyoruz. Şeker kullanmak inisiyatife kalmış. Yada içine vişne reçeli ekleyip iyice karıştırıp sonra süzebiliriz. Ekşi sevenler için kendilerince ölçü kullanabilirler. Tatlı sevenler de şeker kullanabilirler. 5 lt yakın şerbet çıkıyor.

Afiyet olsun.

4- Antibiyotik Etkili Demirhindi Şerbeti

Malzemeler

  • 100 gr Demirhindi
  • 3 tane kabuk tarçın
  • 3, 4 tane kök zencefil
  • 7, 8 tane karanfil
  • 3 tane kakule
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 3. 5 lt su
Demirhindi Şerbeti Tarifi Yapılışı

Sıcak yaz günlerinde asitli içecekler yerine doğal ev yapımı içecek sevenler için güzel bir tarifi. Öncelikle demirhindi baharatını 3-4 saat öncesinden üzerini geçecek kadar kaynar su döküp ıslatıyoruz. 3-4 saat sonra büyük bir tencereye demirhindiyi ıslattığımız su ile beraber alıyoruz. üzerine de şeker, su ve diğer baharatları da koyup yaklaşık 35, 40 dk kaynatıyoruz. Şeker oranını kendi zevkinize göre ayarlayabilirsiniz. .Ilıyınca ince bir tülbentle süzüp buzdolabında soğuttuktan sonra servise hazır hale geliyor.

Afiyet olsun.

5- Bağırsak dostu Demirhindi şerbeti

Malzemeler

  • 500 gr demirhindi
  • 1 kök zencefil
  • 2 tane kabuk tarçın
  • 18-20 tane karanfil
  • 10-12 tane kakule
  • 7-8 tane yenibahar
  • 2 tane zerdeçal
  • 1 tane muskat cevizi
  • 2 su bardağı şeker
  • 4 litre su
Demirhindi (Temr-i Hindi) Şerbeti Tarifi Yapılışı

Şerbet  nedir? Osmanlı'dan  günümüze  Şerbet Kültürü ve  ŞerbetlerOsmanlı Saray mutfağında ve tıbbi alanlarında kullanılan unutulmaya yüz tutmuş bir meyve demirhindi (Temr-i Hindi). Kanuni Sultan Süleyman’ın en çok sevdiği içecek olduğu söylenilen demirhindi şerbetini araştırdığımız zaman vücudumuz için ne kadar önemli bir meyve olduğunu görüyoruz. Vücudun su ihtiyacını giderici ve serinletici özelliği olan demirhindi şerbeti özellikle ramazan ayında tüketilen bir içecektir. Hindistan’dan Mısır’a oradan da Osmanlı Saraylarına gelen bir meyve olan demirhindiyi araştırdığımız zaman kabızlıktan bağırsaklara, kansızlıktan karaciğer yağlanmasına kadar iyi geldiği söylenen, bünyeyi güçlendiren enerji veren bir içecek olduğunu görüyoruz. Ama tıbbi bir bilgiye sahip olmadığımızdan dolayı herhangi bir rahatsızlık için bunları ilaç niyetine tüketemeyiz. Mayhoş bir tadı olan, asitli içecekler yerine evde sevdiklerimize sunabileceğimiz sağlıklı bir içecek türü olan demirhindi şerbetinin tarifine gelelim.

Bütün malzemelerimizi aktarlarda bulabiliriz.

– Aktardan paket içinde aldığımız demirhindilerimizi bir gece önceden 1 lt kadar üzerini geçecek kadar suyla ıslatıyoruz.
– Sabaha kadar rengini vermiş olan demirhindilerin içine kakulelerimizi havanda ezip tohumlarını çıkardıktan sonra atıyoruz.
– Muskat cevizi dışındaki bütün malzemelerimizi atıyoruz ve kısık ateşte kaynamaya bırakıyoruz.
-Muskat cevizimizi rendeliyoruz.
-2, 30 saat kadar kısık ateşte kaynatıyoruz.
-Soğumaya bıraktığımız şerbetimizi ince süzgeçten geçirerek posasını ayırıyoruz.

Not: Mayhoş bir tadı olan şerbetimizin damak tadınıza göre şekerini biraz fazla katabilirsiniz ya da içerken bal ile tatlandırabilirsiniz.

Afiyet olsun. .

6- Soğuk ya da sıcak içilebilen şekersiz Demirhindi Şerbeti :

Malzemeler

  • 200 gr presslenmiş demirhindi
  • 3 adet kabuk tarçın
  • 3 adet karanfil
  • 2 kaşık süzme bal
  • 2 lt kaynamış su
Şekersiz Demirhindi Şerbeti (Suyu) – İster Buz Gibi İster Sıcacık Tüketin Tarifi Yapılışı

Malum günümüzde her şey yapaylaşırken biz de sağlığımız adına pakete giren şeylerden sağlığımız adına korkar olduk.Peki sağlıklı ve buz gibi bir şeyler içmeye ne dersiniz?
  1. Şimdi öncelikle 2 lt suyumuzu kettle da kaynatıyoruz. Bu esnada tenceremize demirhindi, karanfil ve tarçını ekliyoruz.
  2. Kaynatan suyu tencereyle buluşturuyoruz ve bu şekilde 10 dk kadar orta ateşte kaynatıyoruz.
  3. Ocaktan alınca ılınmasını bekleyip, ılıyınca 2 kaşık balı ekliyoruz ve bir süzgeç yardımıyla süzüp, şişeleyip, dolaba kaldırıyoruz.
  4. Soğuyunca geriye buz gibi mayhoş şerbetin tadını çıkarmak kalıyor .
Not: Yoğun gelirse içerken soğuk su ekleyerek şerbeti incelte bilirsiniz . Sıcakken çay olarak da tüketebilirsiniz.
 

LOĞUSA ŞERBETİ​

Loğusa ŞerbetiLohusa şerbeti, Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşmış hoş bir içecek sunma geleneğidir. Rengiyle gözlere, lezzeti ile damaklara hitap eden mis kokulu lohusa şerbeti; yeni doğan bebeği ziyarete gelenlere ikram edilir. Sıcak ya da soğuk ikram edilebilen şerbet, her hali ile oldukça sevilir. Yeni doğan bebek erkek ise şerbet sürahisinin boğazına, yeni doğan bebek kız ise şerbet sürahisinin kapağına bir tülbent bağlanır.

Toz şeker, lohusa şekeri ve su tencereye koyulur. Karanfil, tarçın ve zencefil temiz bir tülbente sarılarak tencereye atılır. Çubuk tarçınlar ortadan ikiye bölünerek eklendiğinde daha güzel bir tat ve koku verecektir. Kaynamaya başladıktan sonra 20 dakika kadar kısık ateşte tutulur. Şekeri yoğun olduğu için bardakların yarısına lohusa şerbeti, yarısına da sıcak içmek isteyenlere kaynar su, soğuk içmek isteyenlere ise soğuk su eklenerek servis edilir. Annenin şerbeti soğuk içmemesi önerilir. Yanında badem başta olmak üzere her türlü kuruyemiş ikram edilebilir. 1 su bardağı lohusa şerbeti yaklaşık 360 kaloriye denk gelir ve lohusa şerbeti 2 hafta kadar buzdolabında muhafaza edilebilir.

Lohusa şekeri, kızılcık şekeri, kızamık şekeri yada lohusa şerbeti şekeri olarak da bilinen kırmızı renkli boya ile renklendirilmiş içerisinde doğal boya, tarçın, zencefil, pancar şekeri ve karanfil gibi baharatları olan bir şekerdir. Tarihi Osmanlı zamanına dayanan bu şekerden yapılan lohusa şerbeti, doğum sonrası doğum yapılan eve gelen misafirlere ikram edilirdi. Ayrıca doğum yapan ev tarafından yapılan şerbet komşulara ve akrabalara dağıtılırmış. Çocuk erkek olmuşsa, içinde lohusa şerbeti olan sürahiye mavi tülbent, kız olmuşsa kırmızı tülbent bağlanırmış. Ayrıca lohusa şerbetinin faydaları arasında, anne sütünü arttırması, anne sütüne güzel bir koku vermesi sayılmıştır.

Aynı zamanda mevlüt ve özel günlerde, Ramazan aylarında teravihlerden sonra bu şerbeti dağıtmak bir gelenekti. Yine eski zamanlarda görücü usulü gelen erkek evine, kız evi tarafından kızamık şekerinden yapılan kızamık şerbeti ikram edildiği bilinmektedir.

Kızamık şekeri olarak da bilinmesinin nedeni eski zamanlar bu şekerden yapılan şerbetin kızamık hastalarına iyi geldiği inancıdır. Burada kızamık hastalığına olan etkisi bu şerbetin içildikten sonra su isteğini arttırması ve içen kişinin suyu daha fazla tüketme isteği ile açıklanmaktadır. Bunun dışında zatürre hastalığına karşı da kullanıldığı bilinmektedir.

Lohusa şerbetinin faydaları ve zararları nelerdir?​

  • Yeni doğum yapmış ve/veya emzirme döneminde olan annelerin sütünün artmasına yardımcı olur.
  • Doğal ve faydalı malzemelerden yapıldığı için aynı zamanda anne sütünün kalitesini de arttırır.
  • Anne sütünün tat ve kokusunu bebeğin daha çok seveceği bir hale getirdiği de halk arasındaki söylentilerdendir.
  • İçeriğindeki baharatlar sayesinde yalnızca annelerin değil; içen herkesin bağışıklığını destekler ve hastalıklardan korur.
  • Ilık bir şekilde tüketildiğinde boğaz ağrısını giderici etkisi de vardır.
  • Mideyi rahatlatır ve sindirim sistemi sağlığını olumlu yönde etkiler.
  • Lohusa şerbetinin gazı önlediği ve annenin doğum sonrası vücudunda oluşmuş yaralara da iyi geldiği söylenir.
  • Eski zamanlarda, kızamık ve zatürre gibi hastalıkların tedavisinde başvurulan doğal ilaçlardan biri olduğu da söylenmektedir.
  • Lohusa şerbetinin tüm bu yararlarının yanında, şeker içermesi sebebiyle diyabet hastalarının bu şerbeti içerken temkinli olması gerekliliği dışında bilinen hiçbir zararı yoktur. Sadece anneler değil, dileyen herkes istediği miktarda tüketebilir.
Malzemeler
  • Yarım kilo lohusa şeker
  • 5 su bardağı toz şeker
  • 20 su bardağı su
  • 2 adet çubuk tarçın
  • 7-8 adet kuru karanfil
Hazırlanışı
  • Lohusa şekeri, toz şeker ve suyu geniş bir tencereye alın.
  • Orta ateşte tüm şeker eriyene kadar kaynatın, şeker eridikten sonra yaklaşık 20 dk daha kısık ateşte şerbeti kaynatın.
  • Bir parça tülbentin içine çubuk tarçın ve karanfilleri koyarak ağzını bağlayın.
  • Kaynamakta olan şerbetin içine bu küçük paketi atın ve şerbeti 15 dakika daha kaynatın.
  • Kaynaya şerbetin altını kapatın ve soğuduğunda sürahilere doldurarak buzdolabına alın.
  • Eğer tatlı gelirse biraz soğuk su ile sulandırabilirsiniz.
 

GÜL ŞERBETİ​

Gül ŞerbetiGül suyu, geçmiş çağlardan beri sağlık ve güzellik için kullanılmıştır. Ayrıca oldukça yumuşak ve insanı kendinden geçiren bir kokusu vardır.

Hint ve Arap toplumları tarafından gerek cilt yenileyici olarak, gerek dini törenlerde, hatta yemeklerde bile sıklıkla kullanılmaktadır.

Bugün sizlere, özellikleri saymakla bitmeyecek bu mucizeyi nasıl kolayca hazırlayıp kullanabileceğinizi anlatmak istiyoruz.

Gülün Genel Faydaları​

  • Sindirim: Gül yapraklarını yemeklerinizde kullanarak bağırsaklarınızı temizleyebilir ve kabızlığı önleyebilirsiniz. Gül yaprakları salatada, hatta çay yapımında bile kullanılabilir.
  • Göz iltihabı: Gözünüzde iltihaplanma varsa, gül yapraklarını demleyip içebilirsiniz. Etkisini hemen gösterecektir.
  • Cilt: Gül suyu cildin tazelenmesine, kırışıklıkların giderilmesine, hatta yaraların daha çabuk iyileşmesine yardımcı olur.

Gül Suyunun Özellikleri​

  • Gül suyu, iltihap sökücü ve dekonjestandır ve uzun bir günün sonunda vücudunuzdaki yorgunluğu giderebilir. Gül suyunu sabahları kullanırsanız, gözlerinizin altındaki kararmaların azaldığını fark edeceksiniz.
  • Baş ağrılarını dindirir. Bir mendili gül suyu ile ıslatıp alnınıza koyabilirsiniz.
  • C vitamini açısından zengindir. Vücuttaki kolajen sentezini hızlandırıp, serbest kökleri etkisiz hale getirerek yaşlanma sürecini yavaşlatır.
  • Rahatlatıcıdır.
  • Ciltteki siyah noktaları, çatlakları ve kırışıklıkları giderir.
  • Saç köklerini güçlendirir ve kan dolaşımını arttırır. Böylece saç dökülmesinin önüne geçer.
  • İçerdiği tanin, pektin, E ve B vitaminleri ile cildinizi sıkılaştırıp temizleyen ideal bir toniktir.
  • Antibakteriyel özelliği ile, yara, çıban ve sivilcelere karşı oldukça etkilidir.
Gül şerbeti nasıl yapılır? Osmanlı saray sofralarının gözde içeceği gül şerbeti enfes rayihası, güzel görünüşü ve serinliği ile yemek arası ve sonrasında tercih edilirmiş. Ferahlatıcı, iç rahatlatıcı özelliği ile yazın sıcak günlerinde, ramazan iftar ve sahurlarında hafif bir içecek arayışını karşılayacak gül şerbetini hazırlamak çok kolay... İşte gül şerbetinin resimli tarifi…

Gül Şerbeti Malzemeleri​

- Üç yemek kaşığı gül mayası (gül şurubu)
- Bir su bardağı toz şeker
- Sekiz su bardağı kaynamış sıcak su
- Bir adet limonun suyu
- Buz küpleri
- İstenirse: Bir tatlı kaşığı hibiskus yaprağı

Ev Yapımı Gül Şerbeti Tarifi​

Gül Şerbeti
- Gül mayası genişçe çelik veya cam bir kabın içine alınır. Üzerine bir bardak şeker ile sekiz bardak kaynamış su ilave edilerek maya eritilir. Hazırlarken kaynak suyu kullanmak daha iyi olabilir. Şeker miktarı gül mayası yapımında kullanılan şeker ve ağız tadına göre farklılık gösterebilir. Bu sebeple başlangıçta sekiz bardak değil bir litre kullanıp, tadına bakarak, gerektikçe su miktarını arttırmakta fayda var.

- Karıştırarak sekerin erimesi sağlanır. Sıkılan limonun suyu üzerine ilave edilip tekrar karıştırılır ve ağzı kapalı olarak soğumaya bırakılır. Limon asidi dayanıklılığı artırmanın ötesinde gül kokusunun şerbete daha iyi çıkmasına yardımcı olur.

- Tamamen soğuduktan sonra, rengini ve kokusunu veren gül yaprakları süzdürülür. İnce bir süzgece alınan gül yapraklarının üzerine kaşık yardımıyla baskı uygulanarak süzme muamelesi tamamlanır. Gül şerbeti cam bir sürahiye konulur. İstenirse tekrar tülbentle süzülebilir. Gül Şerbeti soğuk olarak, hatta buz ilavesiyle ikram edilir. İstenirse üzerine yağsız hafif kavrulmuş badem veya dolmalık fıstık, file badem, toz karanfil serpilebilir, gül veya taze nane yaprağı, zencefil konulabilir. Sunum öncesi istenirse toz karanfil ilave edilebilir.

- Bazen daha kırmızı bir renk elde etmek için kırmızı güller veya bir tatlı kaşığı kadar hibiskus bitkisinin yaprağı kullanılır. Çünkü bu şerbet umumiyetle açık renkli pembe kokulu güllerden yapılır. Lohusa veya kızamık şekerini, gıda boyasını tercih etmiyoruz. Bu gaye ile bulunabilirse siyah kısımları alınmış gelincik çiçekleri de kullanılabilir.

Gül Şerbeti Yapımı ile İlgili Püf Noktaları ve İlave Bilgiler​

  1. Gül Mayası: Yıkanıp, bir tencereye alınan gül yapraklarının üzerine iki - üç yemek kaşığı kadar toz şeker ve limon tuzu eklenir. Ovulup yoğrularak gül yapraklarının koku ve rengini eriyen şekere geçmesi sağlanır. Macunlaşan bu karışım Gül Mayası adını alır, cam bir kavanoza konulup ağzı kapalı olarak buzdolabında bekletilir. Bu mayadan şurup, reçel ve şerbet yapılır.
  2. Farklı Gül Şerbeti Tarifleri: Biz yukarıdaki usulü tercih etsek de evde gül şerbeti yapımı için limonataya gül şurubu ilavesi, gül şurubuna soğuk su katılması, gül mayasının üzerine kaynamış şerbet dökülmesi gibi değişik şekilde hazırlama tarzları vardır. Bazıları da gül yaprakları süzüldükten sonra şeker ilave edip daha sonra su katarak şerbete dönüştürmek üzere şurup elde eder. Kimisi üzerine sıcak su dökmek yerine baharatlarla birlikte kaynatmayı tercih eder. Bir bardak su eklenmiş gül mayası kavanozunu her gün çalkalayıp gölgede bir hafta, güneşte bir kaç gün bekletip gerektiğinde şerbetleştirmek üzere şeker ilavesiyle şurup elde edenler de var. Ayrıca limon tuzu ve su eklenmiş gül yapraklarını on gün kadar güneşte tutulup gölgeye alınarak, şekerli suya bu karışımdan ilave edilip karıştırılarak da şerbet yapılabilir. Basit bir şekilde gül mayasına şeker ilavesi ile bekletilerek elde edilen gül şurubu veya gül reçelini soğuk suyla açarak da şerbete ulaşılabilir.
  3. Sunum Alternatifleri: İsteyenler hazırlama aşamasında veya sunum öncesi çubuk tarçın ilave edebilirler. Gazlı içeceklere sağlıklı bir alternatif olarak düşünülse de çocukları ve bazı büyükleri çekmek için maden suyu eklenerek pipetle sunulabilir.
  4. Rafine şekersiz olur mu? Maya ve şerbet hazırlığında süzme bal kullanarak da yapmak mümkündür.
  5. Gül şerbeti nasıl saklanır? Reçel ve şerbete göre daha sınırlı bir ömrü olan şerbet sunulacağı zamana kadar ağzı kapalı olarak buzdolabında muhafaza edilir.
  6. Gül şerbetinin Faydaları: Mide, karaciğer ve kalbe iyi gelmesi, diş eti iltihaplarına ve yüksek ateşe karşı yardımcı olması, hazmı kolaylaştırması umulur.
  7. Osmanlı Gül Şerbeti Hangi Gülden Yapılır? Yoğun kokulu ve katmerli Okka, Hokka veya Sadberk Gülü (Rosa Centifolia) isimli kokulu ve bol yapraklı gül öncelikli tercih olabilir. Sakız gülü (Rosa Alba), Şam gülü (Rosa Damascena) ve kokulu Isparta misk gülü (Rosa Moschata), kokulu pembe yediveren güller diğer seçenekler olabilir. Aktarlardan alınabilen kurutulmuş kokulu gül yaprakları veya tomurcuk gonca top kuru güllerle de gül kurusu şerbeti yapılabilir.
  8. Şerbet ve Şurup: Arapçada içmek manasına gelen “şariba” kelimesinden Türkçeye, Türkçeden de batı lisanlarına geçmiştir. İtalyan ve Fransızların sorbesine kaynak olmuştur. Osmanlı mutfağında hususi bir yeri olan ferahlatıcı şerbet rayihalı meyvelerin veya kokulu çiçeklerin şekerli veya ballı su ile muamele edilmesiyle elde edilip içecek veya tatlı hazırlanmasında kullanılır.
  9. Şurup çok defa şerbetle aynı manada kullanılsa da kaynatılarak kıvamı yoğunlaştırılmış içeceklerdir. Suyla seyreltilen şuruplar şerbete dönüştürülmüş olurlar. Değişik baharatlar ilavesi ile hazırlanan nar, demirhindi, reyhan, meyan kökü, keçiboynuzu, kuşburnu, kayısı, çilek, şeftali, vişne, üzüm şerbetleri yüzlercesi içinden sadece birkaçıdır. Hususi şerbet takımları kullanılarak yapılan sunum misafire değer verildiğinin de işaretidir. Osmanlı saraylarında hususi günlerde de yapılan şerbet ikramı geleneği bugün bazı bölgelerde söz kesilme, nişan ve sünnet sonrası devam ettirilmektedir.
Gül Suyu Yapımı

Gerekli malzemeler

  • Yarım kilo gül yaprağı
  • Kapaklı bir tencere
  • Yarım litre temiz su
  • Hava kilidi olan cam şişe
Hazırlanışı:
  1. Gül yapraklarını toplayarak işe başlayın. Pembe ve kırmızı yapraklar genelde en hoş kokulu olanlardır. Yarım kilo yaprak toplamanız gerektiğini unutmayın.
  2. Ayrıca, eğer yaprakları kendiniz topluyorsanız, sabah saatlerinde toplamaya özen gösterin. Bu saatlerde yapraklar, içerdikleri maddeler yönünden daha zengindir.
  3. Tencereyi saf su ile doldurun. Bu tür toniklerin yapımında, özellikle de cilt için kullanılacaksa saf su kullanmak daha iyidir.
  4. Suyu doldurduktan sonra, gül yapraklarını ekleyin ve ocağı yüksek ateşe getirin.
  5. En önemli kısım, su kaynamaya başladığı an ateşi kısmanız gerektiğidir. Suyun buharlaşmasına izin vermemelisiniz, zira gülün yağı, ve tüm faydalı özellikleri bu buharla uçup gidecektir.
  6. Ateşi kıstıktan on dakika sonra, ocağın altını tamamen kapatın.
  7. Bir saat boyunca dinlenmeye bırakın.
  8. Soğuduktan sonra, suyu iyice süzün.
  9. Son olarak, suyu cam şişeye doldurup buz dolabına koyun. Ertesi günden itibaren gül suyunuzu kullanmaya başlayabilirsiniz.
  10. Gül suyunun serinliği cildinizi temizleyecek ve canlandıracaktır.

Gördüğünüz gibi gül suyu, hazırlaması çok kolay olan doğal bir ilaçtır.

Gül Şerbeti Tarifi İçin Malzemeler

Şerbeti Hazırlamak İçin;


- 1/2 su bardağıhazırladığınız gül şurubu
- 4 su bardağısu
- 2 yemek kaşığıtoz şeker(damak tadınıza göre azaltabilir veya artırabilirsiniz)
- 1/2 adetlimonun suyu

Şurup İçin:

- 250 gramkokulu gül yaprakları
- 1,5 su bardağıtoz şeker

Gül Şerbeti Tarifinin Püf Noktası

Gül yaprakları ve şekeri yoğururken eldiven kullanmanız ellerinizin boyanmasını engeller.

Gül Şerbeti Tarifi Nasıl Yapılır?

Şurubun Hazırlanışı:


- Gül yapraklarının beyaz kısımları kesilir. İyice yıkanır ve durulanır.
- İyice kurutulan gül yaprakları toz şekerle beraber iyice yoğurulur. Bu işlem sırasında eldiven takabilirsiniz.
- Yoğurma işlemine yaklaşık 10-15 dakika şeker iyice eriyene kadar devam edin.
- Yoğurduğunuz kabın ağzını sıkıca kapatın ve buzdolabında yaklaşık 10-12 saat bekletin.
- Bekleme süresinin ardından temiz bir tülbetten gül yaprakları ve şekeri geçirin. Tahta kaşıkla ezerek suyunu iyice süzdürün.

Şerbetin Hazırlanışı:

- Bir tencereye suyu, şekeri ve şerbeti koyun ve hafif kaynatın. Kaynayınca limon suyunu sıkın ve fazla kaynatmadan ocaktan alın.

- İyice soğuduktan sonra şişelere alın ve buzdolabında bekletin. İşte bu kadar, afiyetler olsun.

Gül Şerbeti Tarifinin Servis Önerisi

Dilerseniz hazırladığınız şerbeti buz poşetine doldurarak dondurup, sodanızın içine küp küp ekleyebilirsiniz.
 

SİRKENCÜBÜN ( SİRKENGEBİN) ŞERBETİ​

Sirkencübün (sirkengebin) şerbetiOsmanlı'nın "sirkencübîn" veya "sirkengübîn" tabiriyle elma sirkesi ve baldan oluşan şerbeti bin bir derde şifa oluyor.

Elma sirkesi üzerine hemen her vesile ile bilgiler aktarıyoruz. Bu bilgilerin çok çok eski geçmişi olan birine bugün yer verelim. Osmanlı'nın "sirkencübîn" veya "sirkengübîn" tabiriyle elma sirkesi ve baldan oluşan şerbet, sadece bir şerbet değil elbette sağlığa büyük yararı var.

Elma sirkesi ve bal bugün de dünya çapında sağlık üzerindeki olumlu etkileri anlaşılıp çok yaygınlaşmıştır.

Elma sirkesini de balı da doğal ve işlenmemiş halde kullandığınızda sağlığa faydaları artar. Bu iki doğal ürün çeşitli tedavilerde ve bazı hastalıkların önlenmesinde çok etkilidir.

Bu iki ürünün bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve mikroorganizmaların neden olduğu çeşitli hastalıkları önlediği pek çok kez kanıtlanmıştır.

Ancak pek çok kişi bu iki malzemeyi birlikte kullanıp etkilerini artırarak sağlıkları için çok yararlı bir karışım hazırlayabileceklerini bilmiyor.

İlginizi çekebilir: Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirmenin 7 Yolu Elma sirkesi ve balı birlikte kullanmanın faydası nedir?

İşlenmemiş bal ve organik elma sirkesi enfeksiyonları önlemek ve tedavi etmek de dahil olmak üzere hayat kaliteniz üzerinde kötü etkisi olan pek çok şeye iyi gelmektedir.

Bu iki maddeyi karıştırarak enflamasyona karşı güçlü bir tedavi, etkili bir antibiyotik, sağlıklı bir antioksidan elde edersiniz. Ayrıca, pek çok yaygın ve kronik hastalığa iyi gelmektedir.

Karışımın başlıca yararları:

- Eklem ağrılarını önler ve tedavi eder. Bu yüzden artriti olan kişilere önerilir.
- Mide yanması ve karın ağrısına karşı etkili bir toniktir.
- Sindirime iyi gelir, bağırsak hareketlerini dengeler ve kabızlıkla savaşır.
- Kolesterol seviyelerini dengeler, yüksek tansiyonu önler.
- Kilo vermeye yardımcı olur.
- Boğaz ağrısı ve solunum yolu problemleri için en etkili tedavilerden birisidir.
- Enerji verir.
- Serbest radikallerle savaşma özelliği sayesinde cildinize iyi gelir.
- Ağız kokusunu yok eder.
- Enflamasyonu azaltır.

"Modern yaşam" hastalığına karşı

Günümüzün "modern yaşam tarzı" bedeninizin sürekli strese ve fazla miktarda yağ ve şeker içeren yiyeceklerden dolayı yüksek asiditeye maruz kalmasına sebep oluyor. Yani resmen artık "hastalık" kategorisinde!..

Bu "modern yaşam tarzı" bedeninizin pH dengesini bozup, mide yanmasına sebep olur. Ayrıca çeşitli enfeksiyon ve hastalıklara zemin hazırlar.

"Sirkencübîn"i sabah kahvaltıdan ve herhangi bir fiziksel aktivite yapmadan önce içmelisiniz. Böylece hem pH dengenizi düzenler hem de daha enerjik olmanızı sağlar.

Bu ana etkisi sayesinde bal ve elma sirkesi karışımı bedeninizin kendisini koruma becerisini arttıran en iyi alternatif tedavilerden birisidir.

Nasıl hazırlanır


Tarifi uygulamaya başlamadan önce kullandığınız malzemelerin işlenmemiş ve %100 organik olduğundan emin olun. Piyasadaki pek çok ürünün içerisinde katkı maddeleri vardır ve bu maddeler kullandığınız ürünlerin şifalı etkilerinin azalmasına sebep olur.

İşlenmiş veya organik olmayan elma sirkesi ve bal kullanırsanız bu karışımın etkisi daha az olacaktır çünkü kullandığınız malzemelerin besin değeri düşüktür.

- 1 tatlı kaşığı işlenmemiş bal
- 1 tatlı kaşığı elma sirkesi
- 1 bardak su

Elma sirkesi ve balı bir bardak ılık su içerisinde, tamamen çözülene kadar iyicene karıştırın. Hepsi bu..

Şerbetin etkisini iyice artırmak istiyorsanız, kahvaltıdan yaklaşık 20 dakika önce aç karınla içmelisiniz.

Ayrıca şerbeti kendi ihtiyaç ve tercihlerinize göre, gün içerisinde de içebilirsiniz.

Gelelim uyarılara

Şerbeti günde 3 bardaktan fazla içmemeye özen gösterin, aksi taktirde bu sağlığınız için zararlı olabilir.

Her gün içecekseniz, özellikle hanımlar, yüksek miktarda elma sirkesi tüketiminin potasyum seviyelerinde azalmaya ve kemik yoğunluğu kaybına sebep olduğunu unutmayın.

İfrat ve tefritten sakınma binlerce yılın tecrübesinden süzülüp gelen bir öğüttür.

Bu yüzden yukarıdaki uyarılarımıza dikkat edip, bu tarz yan etkiler görürseniz kullanmayı anında bırakmalısınız.

Elma sirkesi idrar söktürücüler, laksatifler, şeker hastalığı ve kalp hastalığı ilaçlarının etkilerinde değişikliklere sebep olabilir. Bu tarz ilaçlar kullanıyorsanız, bu tedaviye başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

Saçlarınızın da elma sirkesine ihtiyacı var
Saçlarınız mat ve cansız mı? Parlaklığını geri kazanın!

Kepek mi yapıyor? Önleyin.

Çok mu dökülüyor? Dökülmesini azaltın..

Sirkedeki vitaminler ve mineraller, masraflı ve üstelik birtakım zehirli zehirsiz mahiyetlerini bilmediğiniz kimyasallarla dolu kozmetik ürünlere çok para harcamadan saçlarınızın doğal güzelliğini geri getirmek için harikadır.

Bunu düzenli olarak kullanmak elektriklenmeyi önler, kepek ve aşırı saç dökülmesi gibi problemleri önlemeye yardımcı olur.

Malzemeler

- 2 yemek kaşığı elma sirkesi
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- Yarım bardak su

Hazırlanışı

Bütün malzemeleri bir sprey şişeye koyun ve iyice karışana kadar sallayın. Bitti. Şimdi elinizde harika bir saç kremi var.

Bu karışımı saçlarınızın köklerinden uçlarına uygulayın.

20 dakika bekletip durulayın.
 

BADEM ŞERBETİ​

Badem  ŞerbetiBADEM ŞERBETİ MALZEMELERİ:

- 1 su bardağı toz badem
- 5 su bardağı süt
- 1 çay bardağı ayıklanmış kabak çekirdeği
- 1 çorba kaşığı toz kakule
- 3 çorba kaşığı gülsuyu
- Yarım çay kaşığı safran
- 5 çorba kaşığı tozşeker

BADEM ŞERBETİ YAPILIŞI:

Badem, süt, kabak çekirdeği, kakule, gülsuyu, safran ve tozşekeri blenderden geçirin.
Şerbeti ılıtıp, kapaklı cam bir kaba alın. Üzerini streç filmle kaplayıp, bir gece buzdolabında dinlendirin. Süzgeçten geçirip, arzuya göre buz parçaları ile servis yapın.

Afiyet Olsun.

Badem Şerbeti Besin Değerleri

Karbonhidrat (g) : 23.6
Protein (g) : 20.2
Yağ (g) : 46.0
Lif : 8.2
 

NANE LİMON ŞERBETİ​

nane  Limon şerbetiHoş kokusu ve mideyi rahatlatmasıyla bilinen nane, en ferahlatıcı şerbetlerden birine de hayat verir. Üstelik bu şerbeti kolayca hazırlayabilirsiniz. Nane yaprakları, limon suyu, içme suyu, karanfil ve bal bir şişeye koyularak iyice karıştırılır, soğutarak tüketilir.

Malzemeler:

• 4 adet limonun suyu
• 10 dal taze nane
• 200 gr toz şeker
• 1 yemek kaşığı bal
• 3 adet karanfil
• 2 lt su

Yapılışı:

1. Su hariç tüm malzemeleri kapalı bir cam kavanozun içinde 2-3 dk çalkalayın ve yaklaşık 8 saat bekletin
2. Daha sonra suyu ekleyip kaynatın. Soğuduktan sonra temiz bir tülbentten geçirip süzün ve servis yapın.

Afiyet Olsun.
 

ÇİLEK ŞERBETİ​

Çilek ŞerbetiMALZEMELER

- Bir buçuk kg çilek
- 3 litre su
- 3 su bardağı toz şeker

YAPILIŞI

Çilekleri ayıklayıp yıkayın. Bir tencereye çilek ve toz şekeri koyup, elinizle iyice ezin. Suyu ekleyip ocağa koyun ve bir taşım kaynatın. Kaynadıktan sonra altını kapatıp, soğumaya bırakın. Daha sonra tülbentten geçirip buzdolabında soğutun ve servis yapın.
 

DUT ŞERBETİ (URUMU)​

Dut Şerbeti (urumu)"Karadut şerbeti" veya "Urumu dut şerbeti" de denilir. Daha çok dut reçelinin suyundan bir miktar ayrılıp, sulandırılarak yapılır. Temizlenip yıkanan dutun suyu çıkarılır. Şeker ilavesiyle kaynatılır. Ocaktan almadan önce limon suyu veya limon tuzu eklenir. Bir taşım kaynadıktan sonra ocaktan alınır. Şişelere doldurulur, gerektiğinde su ile inceltilerek ve soğutularak içilir.

KARADUT ŞERBETİ TARİFİ (Urmu Dut Şerbeti)

Karadut Şerbeti nasıl yapılır? Ekşi karadut veya siyah “urmu dut” olgunlaştığında bile fazla tatlanmayan ve güçlü bir boyar madde içeren dut çeşididir. Sağlığa birçok faydası olduğu düşünülen karadut evde katkısız meyve suyu yapmak için nefis bir meyvedir. Pekmezi, şurubu, reçeli ve çayı da yapılan karadutun şerbeti, ramazan akşamları sıcak havalarda serin, ferahlatıcı ve mideyi rahatlatan bir içecek arayanlar için mevsiminin de denk gelmesiyle denenmesi gereken güzel bir lezzet… Buzdolabı olmayan devirlerde yaz sıcağında şerbetleri soğutmak için dağlardan getirilen kar kullanıldığı düşünülürse çağın imkânları ile Osmanlı saray mutfağı şerbetlerini tatmak çok kolay… Ev yapımı kolay karadut şerbetinin tarifi:

Karadut Şerbeti Tarifi İçin Gerekli Malzemeleri

- Yarım kg taze ekşi karadut
- Bir buçuk litre su
- Bir su bardağı toz şeker
- İstenirse: Bir adet çubuk tarçın, üç – dört adet karanfil
- Buz küpleri
  1. Süzdürülen karadutlar tencereye alınır ve üzerine su eklenerek ocağa konulur.
  2. Bu aşamada istenirse çubuk tarçın da ilave edilerek kaynatılır.
  3. Dutlar rengini verip pörsümeye veya renkleri açılmaya başlayıncaya kadar orta ateşte ağzı kapalı olarak pişirilir.
  4. Toz şeker ilave edilir. Karıştırılarak şekerin erimesi sağlanır. Ağzı açık olarak yedi - sekiz dakika kadar daha kısık ateşte pişirilir.
  5. Karadut şerbeti ılındıktan sonra süzgeçten veya tülbentten geçirilir. Cam sürahi, kavanoz veya şişelere konularak buzdolabında tamamen soğuduktan sonra istenirse buz ilavesiyle servis edilir.
  6. Sunumda şeker seviyesi daha düşük ve kıvamı daha az olsun istenirse su veya maden suyu ilavesi yapılabilir. Ağzı kapalı bir kapta buzdolabında birkaç gün muhafaza edilebilir.
Karadut Şerbeti Yapımı ile İlgili Püf Noktaları ve İlave Bilgiler
  1. Lezzet tercihi ve farklı yapılış şekilleri: Karadut şerbetinin şekerlilik ve kıvam seviyesi hususlarındaki beğeni kişiye göre değişebileceğinden ocaktan almadan önce tencereden alınacak bir miktar şerbet soğutularak tadı kontrol edilip duruma göre şeker veya su ilave edilebilir. Yukarıdaki tarif yeterli içim kolaylığı sağlasa da daha duru bir şerbete ulaşmak için tekrar tekrar süzmek isteyenler olduğu gibi karadut şerbetinde meyve posası bulunması gerektiğini düşünenler de var. Posa isteyenler hazırlama öncesi sapları da çıkarılmış karadutları blendırdan geçirip şerbete ilave edebilirler. Bazı şerbetlere ocağı kapatmaya yakın eklenen limon suyunu biz ilave etmedik.
  2. Ekşi Karadut Şurubu: Ekşi karadut şurubu elde edilmesi için şeker miktarı iki katına çıkarılır. Konsantre karadut şurubu ikram edileceği zaman su ilavesi ile seyreltilerek şerbetleştirilir. Diğer bir usulde üzerine akşamdan şeker dökülen karadutlar sularını bırakmaları için buzdolabında bekletilir. Ertesi gün elekten veya robottan geçirerek karadut suyu çıkarılır. Süzülüp limon tuzu, karanfil, çubuk tarçın ilave edilerek cam sürahi veya şişelerde buzdolabında saklanır. Diğer bir şekilde sabah karadutlara su eklenir, kısa bir süre orta ateşte kaynatılıp soğuyunca tülbent veya süzgeçle süzerek sürahiye aktarılarak karadut şurubu elde edilir. Bazı yörelerde su ve şeker ilave edilmeden sadece süzgeçten geçirilerek şerbet elde edilir. Bu dut nektarına tatlandırmak için şeker, ömrünü uzatmak için limon tuzu, serin olması için soğuk su ilave edilerek sunulur.
  3. Sunum Alternatifleri: İsteyenler hazırlama aşamasında veya sunum öncesi çubuk tarçın ilave edebilirler. Gazlı içeceklere sağlıklı bir alternatif olarak düşünülse de çocukları ve bazı büyükleri çekmek için maden suyu eklenerek pipetle sunulabilir.
  4. Karadut suyu: Robot haznesine alınan karadutlara şeker eklenerek karıştırılır. Üzerine üç dört bardak su ilave edilip tekrar çekilir. Süzgeçten geçirilen karadut suyu buzdolabında soğutularak sunulabilir. Karıştırma öncesi birkaç damla limon suyu, dövülmüş karanfil eklenebilir.
  5. Karadut kurusu: Karadut kurusu varsa haşlayıp şeker ve baharat ilavesi suretiyle şerbeti elde edilip sıcak veya soğuk içilebilir. Aynı malzeme karadut çayı yapımında da kullanılır.
  6. Karadut Şerbeti Faydaları: Hususiyetle pamukçuk (aft) ve ağız yaralarına şifa olarak tavsiyelen bir meyvedir. Resveratrol adlı hormonu içermektedir. Antibiyotik özelliği ile Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına, diş eti iltihaplarına, öksürüğe, şeker (diyabet) hastalığına, içerdiği flavonoidler sayesinde kanser, demans, Alzheimer ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığına, yüksek kan basıncına, A vitamini eksikliğinde, içerdiği demirle kansızlığa (anemi, demir eksikliği), uykusuzluğa, halsizliğe ve yorgunluğa karşı enerji vererek faydalı olduğuna, saç ve dişleri güçlendirdiğine, içerdiği liflerle sindirim sistemine destek olduğuna, serbest radikalleri tesirsizleştiren bol antioksidanlarla bağışıklık sistemini kuvvetlendirirken yaşlanmayı geciktirdiğine inanılır. Bütün bu maddeler karadut şurubu faydaları arasında da sayılmaktadır.
  7. Karadut Lekesi: Yerken veya toplarken ellerde oluşan giderilemeyen bulaşıcı karadut lekeleri karadut yaprakları veya az olgun meyveleri ile ovulursa çıkar.
  8. Karadut Ağacı: Karadutun bilimsel adı morus nigra İngilizcede black mulberry olarak geçer. Eksi karadut hafif mayhoş ekşimtırak nispeten sert mor veya hemen hemen kara renkli bir meyvedir. Bu meyveler olgunlaşınca iki- üç santim uzunluğunda olabilirler. Beyaz dutun siyahı olan tatlı duttan farklıdır. Duttan çok böğürtlene benzeyen meyvenin rengi olgunluk seviyesine göre pembe, kırmızı ve siyahtır. Şurupluk dut olarak da bilinen karadut bütün Anadolu’da bulunsa da en fazla yetiştiği yer İzmir'in Tire ilçesi, Gaziantep, Kahramanmaraş, Amasya yöreleridir. Beyaz dut gibi bir kere değil, mayıs - eylül arası sürekli meyve verir.
 
Bunlar da ilginizi çekebilir...
Galvanizm Nedir?
  • Ugur
  • Ugur,
  • Ansiklopedi
  • 0    64
Mobbing (Yıldırma) nedir?
  • MURATS44
  • MURATS44,
  • Ansiklopedi
  • 3    2K
Cushing Sendromu Nedir?
  • MURATS44
  • MURATS44,
  • Sağlık
  • 0    125
Heimlich Manevrası  Nedir? Nasıl Yapılır?
  • Ugur
  • Ugur,
  • Ansiklopedi
  • 0    9K
Yakuza Nedir?
  • Ugur
  • Ugur,
  • Ansiklopedi
  • 2    117
Geri