Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922)
Osmanlı İmparatorluğu,1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk devleti. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır.
Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan
Osman Gazi, Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır.Devlet,
Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması yaygın kabule göre 1299 yılında olmuştur.
İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cebelitarık Boğazı (ve 1553'te
Fas kıyıları'na, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde
Avusturya,
Macaristan ve
Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde
Sudan,
Eritre,
Somali ve
Yemen'e uzanmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve vergiye bağlanmış
Boğdan, Erdel ve
Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar (1627) ve Lundy (1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir
köprü işlevi görmüştür.Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır.Osmanlı İmparatorluğu, eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir.
Kuruluş
1299 yılına gelindiğinde Anadolu'da hüküm süren
Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma süreci içindeydi. Bu yıllarda
Osman Bey, yakın arkadaşları ile birlikte
Bilecik, Yarhisar ve İnegöl'ü fethetti. 1301'de Yenişehir fethedildi. Osmanlı Beyliği, 1299'da resmen kuruldu.(Bunun yanı sıra tarihçilerin bazıları beyliği kuruluşunu 1301 kabul eder.
Halil İnalcık'a göre ise beylik 1302'de gerçekleşen Koyunhisar Savaşı ile kurulmuştur. 1302'de Bizans İmparatorluğu kuvvetleri, Osman Bey'i durdurmak için yola çıktı. Osman Bey, Bizans İmparatorluğu ile yaptığı ilk savaş olarak kabul edilen Koyunhisar Savaşı'nın kazananı oldu.
1326'da Osman Bey,
Bursa'yı kuşattı. Fakat kendisinin rahatsızlanması üzerine kuşatmaya
Orhan Bey devam etti. Aynı yıl
Bursa fethedildi ve başkent yapıldı.Döneminde kendi adına para bastırarak beyliği devlet haline getirdi.1329'da III. Andronikos'un başında bulunduğu Bizans ordusu ile yaptığı Maltepe Savaşı'nı kazandı.1331'de İznik'i, 1337'de İzmit'i topraklarına kattı.Ayrıca kendisinin döneminde devletin sınırları, komşu Türk beyliklerinin toprakları yönünde de genişlemeye başladı. 1345'te
Karesioğulları Beyliği Osmanlı egemenliği altına girdi. Böylece Osmanlı, hem beyliğin donanmasından yararlandı, hem de Rumeli'ye geçiş için alınması gereken önemli bazı noktalara sahip oldu.1352'de, taht kavgaları ile mücadele eden Bizans yöneticilerinden Kantakuzen'e isteği üzerine yardım kuvveti gönderen
Orhan Bey, yardımın karşılığı olarak Gelibolu Yarımadası'nda bulunan
Çimpe Kalesi'nin sahibi oldu.
Çimpe Kalesi'nin ele geçirilmesi ile Osmanlı Devleti, ilk Rumeli toprağını kazandı.
Orhan Bey'den sonra yerine
I. Murad geçti.
Murad Hüdavendigâr olarakta bilinen I. Murad, Osmanlı topraklarını Balkanlar yönünde genişletmeyi sürdürdü. İlk olarak
Edirne yakınlarında yapılan Sazlıdere Savaşı ile Türk ilerleyişini durdurmak isteyen bir Bizans-Bulgar ordusunu yenilgiye uğrattı ve zaferin ardından
Edirne'yi ele geçirdi. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak isteyen Macar, Sırp, Bulgar, Eflâk ve
Bosna birleşik ordusu ile Edirne yakınlarında karşılaştı. Yapılan
Sırpsındığı Savaşı'nda karşı tarafı yenilgiye uğrattı. Döneminde,
Bulgaristan,
Yunanistan ve
Sırbistan'ı ele geçirmeyi başardı. Döneminde,
Hamitoğulları Beyliği'nden para karşılığı Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç, Eğirdir ve
Isparta'yı;
Germiyanoğulları Beyliği'nden çeyiz yoluyla
Kütahya, Simav, Tavşanlı ve Emet'i aldı.Balkan ve Avrupa devletlerinin Osmanlı'nın Avrupa yönündeki ilerlemesini durdurma çabaları
I. Kosova Savaşı (1389) savaşı ile devam etti. Osmanlı, savaşın kazananı oldu fakat I. Murad, savaşın bitmesinin ardından şehit edildi.
I. Murad'ın
I. Kosova Savaşı sonrasında şehit edilmesi üzerine Osmanlı tahtına daha sonraları
Yıldırım Bayezid olarakta tanınacak olan
I. Bayezid geçti. I. Bayezid, Balkanlar'ın yanı sıra Anadolu'da siyasi birlik sağlama çabasına girişti. Bu kapsamda
Aydınoğulları,
Germiyanoğulları,
Hamitoğulları, Menteşeoğulları ve
Saruhanoğulları beyliklerini topraklarına kattı.1392'de
Candaroğulları topraklarını ele geçirdi.Saltanatı süresince dört kez
İstanbul'u abluka altına aldı. Bunlardan üçüncüsünü 1396 yılında yaptı fakat Haçlı ordusunun Niğbolu'ya kadar gelmesi üzerine ablukayı kaldırdı.Eylül 1396'da yapılan
Niğbolu Savaşı'nı kazandı.Savaşın ardından İstanbul'u dördüncü kez abluka altına aldı fakat bu albukayı da doğuda beliren
Timur tehlikesi sebebiyle kaldırdı.
Çin'e sefer düzenlemek isteyen ve batısında güçlü bir devlet barındırmak istemeyen
Timur, daha önceleri savaşarak yenilgiye uğrattığı Karakoyunlu ile Celayirîli hükümdarlarının Osmanlı'ya sığınmasını ve istediği şartların kabul edilmemesini ileri sürerek Osmanlı'ya savaş açtı. İki
ordu,
Ankara'nın Çubuk Ovası'nda karşılaştı. 1402'de yapılan
Ankara Savaşı'nda Yıldırım Bayezid, kendisine bağlı Türk beylerinin Timur'un tarafına geçmesininde etkisi ile de yenilgiye uğradı; oğullarından Mustafa ve Musa ile birlikte Timur'a esir düştü.Yıldırım, 1403'te Akşehir'de vefat etti.Timur, Yıldırım'ın vefatı üzerine Musa'yı serbest bıraktı.
Yükselme Devri
Babasının ölümü üzerine tahta çıkan
II. Mehmed, ilk iş olarak babasının Venedikliler, Cenevizler, Macarlar ve Sırplar ile yaptığı barış anlaşmalarını yeniledi.[52] Ardından İstanbul'u kuşattı, 29 Mayıs 1453'te şehri fethetti ve ülkenin başkenti yaptı. Böylece Ortodoks Kilisesi'ni de himayesi altına aldı. Fetih, tarihçiler tarafından Orta Çağ'ın sonu ve Yeni Çağ'ın başlangıcı olarak kabul edildi. 1460'da
Mora Despotluğu'na, 1461'de
Trabzon Rum İmparatorluğu'na son verdi. Balkanlar'da Osmanlı topraklarını genişletmeye devam etti. 1468'de,
Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdı.
Karamanoğulları'nı koruyan ve Venedik'le işbirliği yapan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ı
Otlukbeli Savaşı'nda yendi ve devletin sınırlarını Fırat Nehri'nin batısındaki Anadolu topraklarına kadar genişletti. Girit Adası hariç tüm Ege Denizi adalarındaki Venedik hakimiyetini sonlandırdı. Sadrazamı Gedik Ahmet Paşa'nın Toroslar'ı ve Akdeniz kıyılarını ele geçirmesiyle Memlûklar ile sınır komşusu oldu. Yine Gedik Ahmet Paşa'nın Kuzey Karadeniz'e yaptığı seferler ile Kefe, Sudak ve
Kırım Hanlığı, Osmanlı himayesine girdi. Böylece Karadeniz'deki Ceneviz hakimiyeti sonlandırıldı ve deniz, bir Türk gölü haline geldi.
II. Mehmed, döneminde çıkardığı kanunları Fatih Kanunnamesi adıyla kitaplaştırdı. 1480'de düzenlenen Otranto Seferi sonucunda Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto, Osmanlı topraklarına katıldı fakat 1481'de
II. Mehmed'in vefatı sonucunda sefer yarım kaldı.
II. Mehmed'in ölümü üzerine tahta,
yeniçeri desteği alan
II. Bayezid geçti.
II. Bayezid, 1483'te
Hersek'i, 1484'te Kili ve Akkerman'ı Osmanlı topraklarına kattı. Döneminde, Memlûklar ile yapılan savaş sonuçsuz kaldı.Cem'in 1495'te ölümünden sonra Avrupa'da seferler yapmaya devam etti.Venedikliler ile 1499-1503 yılları arasında yaptığı savaşlar sonucunda devlete Modon, Koron, Navarin ve İnebahtı limanlarını kazandırdı; ülkeyi vergiye bağladı. 1500'lerin başında güçlenmeye başlayan İranlı Safeviler, Anadolu'da Şii mezhebini yaymak için çalışmaya başladı. Bu çalışmalar sonucunda 1511'de, Osmanlı'ya karşı
Şahkulu İsyanı çıkarıldı.İsyan, aynı yıl Şahkulu'nun yakalanıp öldürülmesi ile bastırıldı.Nisan 1512'de, baskılar sonucunda tahtı oğlu Selim'e bırakmak zorunda kaldı. Olaydan bir ay sonra ise vefat etti.
Daha sonradan
Yavuz Sultan Selim adıyla da anılacak olan
I. Selim, babasının döneminde başlayan Şii tehdidine karşı mücadeleye girişti. Safeviler ile yaptığı
Çaldıran Savaşı'nı (1514) kazandı ve ülkenin başkenti Tebriz'e kadar ilerledi.Bundan sonra, Memlûklar'a karşı harekete geçti. Yapılan Mercidabık (1516) ve Ridaniye (1517) savaşları sonrasında
Suriye,
Filistin ve
Mısır'ı devletin topraklarına kattı; Memlûk Devleti'ni yıktı.Hicaz'ı, egemenlik altına altına aldı ve devleti Hint Okyanusu'na açılma olanağına kavuşturdu.Hz.Muhammed Peygamber'in Kutsal Emanetler olarak kabul edilen eşyalarını İstanbul'a getirtti ve hilafetin Osmanlı Hanedanı'na geçmesini sağladı; halife unvanını kullanan ilk
Osmanlı padişahı oldu.1520'de, batıya sefer düzenlemek amacıyla yola çıktığı sırada Edirne'de vefat etti.
Babasının ölümü üzerine tahta çıkan
I. Süleyman, saltanatının ilk yıllarında Belgrad'ı ve Rodos'u fethetti.
Macaristan Krallığı ile yaptığı
Mohaç Savaşı (1526) sonucunda krallığı kendisine bağlı bir hale getirdi. Ardından 1529'da
Avusturya Arşidüklüğü'nün başkenti olan Viyana'yı kuşattı ancak başarısız oldu.1533'te
Cezayir hükümdarı
Barbaros Hayreddin Paşa, İstanbul'a geldi ve imparatorluğun hizmetine girdi.Bir sonraki yıl ise
kaptan-ı derya olarak görevlendirildi.Aynı yıl Süleyman, Bağdat ve Tebriz'i imparatorluğun topraklarına kattı.1536'da,
Fransa ile ittifak kurdu.Bu ittifakın bir parçası olarak yapılan Nice (1543) ve Korsika (1553) kuşatmalarının galibi oldu.
I. Süleyman, batıda Muhteşem Süleyman, doğuda Kanuni Sultan Süleyman olarak tanındı ve saltanatının son yıllarında, üç kıtaya yayılan imparatorluğunun topraklarında yaşayan insan sayısı 15 milyona ulaştı.1565 yılında
Malta'yı kuşatmasını başlattıysa da, kuşatma başarısız oldu.
Gerileme Devri
Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde
Karlofça Antlaşması’ndan (1699) başlayarak,
Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir. Bu dönemin sonlarına doğru, Osmanlı Devleti'ne Avrupalılar tarafından "Hasta Adam" denmeye başlanmıştır. Çünkü bu dönemde Osmanlı Devleti, büyük oranda toprak kayıpları yaşamıştır.
Bu dönemde
Karlofça ve İstanbul Antlaşması’yla kaybedilen yerleri geri almak ve mevcut toprakları korumak amacıyla batıda Avusturya ve Venedik, kuzeyde
Rusya ve doğuda
İran ile savaşlar yapılmıştır.
Bu yüzyılda Avrupa’dan geri kalındığı
Pasarofça Antlaşması’ndan itibaren kabul edilmiş ve yapılan ıslahatlarda Avrupa örnek alınmıştır.
26 Ocak 1699 tarihinde
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile imzalanan Karlofça Antlaşması, Osmanlı-Kutsal ittifak Savaşları'nı bitirmiştir. Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti'nin toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemi başlamıştır. Papa tarafından Osmanlı Devleti'ne karşı
Almanya İmparatorluğu, Avusturya Arşidüklüğü,
Polonya Krallığı,
Rusya Çarlığı,
Malta Sen Jean Şövalyeleri Tarikati ve Venediklilerden(İtalyan) oluşan bir ittifak ile uzun süren savaşlar sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti, Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Beyliği Avusturya'ya,
Ukrayna ve Podolya Lehistan'a,
Mora ve Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakmıştır.
Bu yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, kaybettiği toprakları geri alarak Avrupa'da tutunmayı ve eski gücünü korumayı amaçlamıştır. Ancak bir süre sonra bu amacına ulaşamayacağını anlayınca elindeki toprakları koruma politikası izlemeye başlamıştır.