- Görüntüleme: 8K
 - Cevaplar: 1
 
Bermuda Şeytan Üçgeni, Atlantik Okyanusunda çok sayıda uçak ve  geminin kaybolduğu, eskiden manyetik olduğu sanılan fakat günümüzde bir  okyanus akıntılarının etkisiyle oluşan bir doğalgaz kaynağına ev  sahipliği yaptığı düşünülen alanın olduğu bölgenin adıdır. Bu bölge  Amerikan sahil koruma örgütünün 7 nolu bölge müdürlüğünün 5720 sayılı  sirküler yazısında şöyle tarif edilmektedir: "Bermuda üçgeni ya da  şeytan üçgeni diye anılan hayal ürünü yer, Atlantik'te, ABD'nin   güneydoğu kıyılarında, açıklanamayan gemi, tekne ve uçak kayıplarının   çok yüksek oranda yer aldığı bir alandır. Bu üçgenin köşelerinde  Bermuda, Florida'daki Miami, ve Puerto Rico'daki San Juan olduğu kabul  edilmektedir.
 Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim   adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım   güçlerin yaptırımı" olarak algılandı ve öyle lanse edildi. Bu   açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis'in orada bulunup (bu düşünceyle  paralel olarak Atlas Okyanusu  ismini almıştır.) Kayıp Kıta'nın hiçbir  zaman anlaşılamayan teknolojik  ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin  etkisinden veya o bölgenin  defalarca Dünya dışı varlıkların  ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu,  hatta Kristof Kolomb'un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde  uçan tanımlanamaz cisimlerden  bahsedildiği iddia edilmiştir. Bu  esrarengiz üçgen ile ilgili olarak  yapılan son iddia ise uzun yıllardır  devam eden araştırmaların birkaç  yıl önce bir sonuç verdiğinin iddia  edilmesi ile ortaya çıktı. Bu son  iddiaya göre tüm bu gizemli olaylar  aslında basit bir doğal gaz cilvesi idi.
Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır. O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.
Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.
bermuda.webp
Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır. O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.
Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.
bermudasey.webp
- Önceki Konu
 
- Sonraki Konu