* Gerekli olan duruma karşıt (olarak).
* Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz.
* Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert.
* Bir şeyin içe gelen yanı,arkası.
* Kesici bir aletin kesmeyen yanı.
* Bir şeyin aksi, karşıtı.
* Hayvan pisliği.
* Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz.
* Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert.
* Bir şeyin içe gelen yanı,arkası.
* Kesici bir aletin kesmeyen yanı.
* Bir şeyin aksi, karşıtı.
* Hayvan pisliği.