Erdoğan'ın 'kimsenin yaşam tarzına karışılmadı' demişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Reina saldırısıyla ilgili muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada "Yaptığım her işin, attığım her adımın, ağzımdan çıkan her sözün kamuoyunun önünde cereyan ettiği bu uzun süre içinde hayat tarzından dolayı baskı gören bir kişi var mıdır? Bütün bunlar ortadayken, bakıyorsunuz birileri sosyal medyayı kullanıyor, birileri köşelerinden... Hala utanmadan sıkılmadan bunları yazabiliyor. Herkes gibi ben de tasvip etmediğim görüşleri eleştirmişimdir ama asla temsil ettiğim kamu gücünü kullanarak kimsenin hayat tarzına müdahale sayılabilecek bir yola başvurmadım" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, görev süresi boyunca kimsenin yaşam tarzına karışılmadığını ileri sürdü.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ne kadar inkar etse de Türkiye’de bizzat AKP eliyle veya AKP’nin yarattığı atmosfer sayesinde yaşam tarzını hedef alan gelişmelerden sadece birkaçı şöyle:

>> Hemşire Ayşegül Terzi, İstanbul’da bindiği bir otobüste şort giydiği için tekmeli saldırıya uğramıştı. Saldırgan ise serbest.


>> 4 aylık hamile olan Ebru Tireli, Manisa’da bir parkta spor yaparken “Bir daha burada spor yapmayacaksın” diyen şahıslar tarafından saldırıya uğramıştı. Tireli kendini, “Üzerimde açık bir yer de yoktu” diyerek savunmak zorunda kalmıştı.



>> Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım 2014’teki konuşmasında "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir” demişti.


>> Erdoğan, 4 Kasım 2013'teki konuşmasında “Genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Muhafazakar demokrat yapımıza bu ters. Talimatını verdik, denetimi yapılacak” demişti. Bu açıklamanın ardından öğrenci evlerine polis baskınları yapılmıştı.


>> 5 Haziran 2016’da KADEM’in düzenlediği bir toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anneliği reddeden, evini çevirmekten imtina eden bir kadın iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun eksiktir, yarımdır” demişti.


>> Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Temmuz 2014’te AKP Bursa teşkilatının Merinos Parkı'nda düzenlediği bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada "Kadın ise o da iffetli olacak. Mahrem-namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacaksın.” demişti.


>> 26 Nisan 2013’teki konuşmasında “Alkol kullanımının yaşam tarzı olarak savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Bizim milli içkimiz ayrandır” diyen Erdoğan, ‘ayran’ çıkışını geçen günlerde de yinelemişti.


>> Gece saat 22.00 ile sabah 06.00 arasında market ve bakkallarda perakende alkollü içki satışı 24 Mayıs 2013'te çıkarılan yasa ile yasaklanmıştı.


>> Nisan 2013’te “Yolculardan gelen tepkiler”i gerekçe gösteren THY, hosteslerin kırmızı ruj sürmesini ve saçlarını üstten toplamasını yasaklamıştı.


>> AKP Genel Merkez Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, 22 Mayıs'ta Twitter hesabından yaşam tarzına ilişkin şu mesajları paylaşmıştı: "CHP'li İzmirli Gençler özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafaya çekmek, sabaha kadar eğlenmek."


>> 30 Nisan 2011 Muş Mitingi’nde konuşan Erdoğan “Biliyoruz ki Sayın Kılıçdaroğlu Alevilik kültürüyle yetişmiş bir insandır, Alevidir” demiş, alanda bulunan insanlar bu sözler üzerine yuhalamıştı.


>> 6 Ekim 2013’te bir televizyon programına katılan dönemin Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ATV’de yayınlanan bir yarışmada sunuculuk yapan Gözde Kansu’nun dekoltesinin çok açık olduğunu savunarak “Öyle bir kıyafet gitmiş ki olmaz bu yani. Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilemez” demişti. Çelik’in bu sözlerinden sonra Kansu’nun işine son verilmişti.


>> Erdoğan, 25 Mayıs 2012’deki konuşmasında “Sezaryene karşıyım. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etme hakkı olmamalı” demişti. Bu açıklama ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise, “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün” demişti.


>> 2011 genel seçimleri öncesinde Metin Lokumcu’nun polis şiddeti sonucu ölümünün protesto edildiği gösteride bir kadın eylemcinin panzer üzerine çıkması ardından Erdoğan, “Kadın mıdır, kız mıdır bilemem, panzere çıkmış” demişti.

>> Hemşire Ayşegül Terzi, İstanbul’da bindiği bir otobüste şort giydiği için tekmeli saldırıya uğramıştı. Saldırgan ise serbest.
Aslında idam cezası verilmeliydi(!). Bir kişi tekme yedi diye söylenmeyen kalmadı. Çünkü mini etekliye dokunamazsın laf söyleyemezsin. Ama kapalı olupta onlarca kişinin tekmeli saldırısına uğrayıp , en ağır küfürler edilmesi önemsiz. Buna bir şey söylenemez. O insanlar yargılanamaz. Çünkü onlar ilerici(!) Başı kapalı olan tekmelenip küfürler yese de önemi yok. Ama mini etekli biri tekmelenmişse olmaz. KEsinlikle kabul edilemez (!)

>> 4 aylık hamile olan Ebru Tireli, Manisa’da bir parkta spor yaparken “Bir daha burada spor yapmayacaksın” diyen şahıslar tarafından saldırıya uğramıştı. Tireli kendini, “Üzerimde açık bir yer de yoktu” diyerek savunmak zorunda kalmıştı.
Kendini böyle savunmuş ama neden saldırıya uğradığının açıklaması yok. Kişisel mesele de olsa , bu sözü kullanmaktaki amaç nedir? Saldırının asıl nedeni ne ? acaba kimle ne derdi vardı?

>> Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım 2014’teki konuşmasında "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir” demişti.

Kadın ile erkek zaten eşit olamaz. Fıtrata ters demişse bu yapıyla alakalıdır. Fıtrat ne demektir önce onu bi öğrenmek lazım. Ayrıca Rabbimiz kadınla erkeği hiç bir konuda eşit tutmamışken böyle bir açıklamanın mantıksızlığına diyecek yoktur.

Rabbimiz bazı yönlerden erkeği bazı yönlerden kadınları üstün tutmuştur. Erkeğinde kadınında kendine özel üstünlükleri vardır. Bunu insnaoğlunun değerlendirmesi bile abes. Rabbimiz nasıl yarattıysa o geçerlidir. Kadınlar erkeklerle neden eşit olmak için bu kadar çabalıyor ki? Rabbimizin yaratış şeklini sorgulamak kimin haddinedir?

Cennet Annelerin ayakları altındadır .. diyerek yüceltilen kadınlar neden bu derecenin altına düşmek için çırpınır.

Kadın ve Erkek hiç bir şekilde eşit olamaz. YAradılış fıtratına zaten uymuyor. Bunu insanoğlu değil Rabbimiz belirlemiş. Üstüne yorum yapılamaz.

>> Erdoğan, 4 Kasım 2013'teki konuşmasında “Genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Muhafazakar demokrat yapımıza bu ters. Talimatını verdik, denetimi yapılacak” demişti. Bu açıklamanın ardından öğrenci evlerine polis baskınları yapılmıştı.
Genç kızla bir erkeğin aynı evde ne işi var? Ne işi olabilir ? Bu yazıyı yazan kendi kızını okuması için gönderip bir erkekle aynı evde yaşamasına müsade edebilir de gönül rahatlığı ile uyuyabilirse sorun yok. Gerçi onun için sorun olmayabilir. Çünkü kafası ancak bir noktaya kadar çalışır.

Genç bir kızla bir erkek aynı evde kalacak ve buna engel olmak isteyenler de suçlu olacak. NAsıl bir zihniyet bu? Buna karşı çıkanlar kendi kızlarının aynı durumda olmasını kabul etsin sonra konuşsun.

>> 5 Haziran 2016’da KADEM’in düzenlediği bir toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anneliği reddeden, evini çevirmekten imtina eden bir kadın iş hayatında ne kadar başarılı olursa olsun eksiktir, yarımdır” demişti.
Cennet Annelerin ayakları altındadır.... Fazla söze gerek kalmayacak kadar açık

>> Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Temmuz 2014’te AKP Bursa teşkilatının Merinos Parkı'nda düzenlediği bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada "Kadın ise o da iffetli olacak. Mahrem-namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacaksın.” demişti.
Doğru demiş. Kim demişse ağzına sağlık. Böyle dsavranışlar bazılarına normal gelebilir ama islam örf ve adetinde , islamın yapısında bu yok. İslamla alakası olmayanların kabul edebileceği bir konu.

"Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır." (Şems Suresi, 7-10)"Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir." (Ahzab Suresi, 33/59)


>> 26 Nisan 2013’teki konuşmasında “Alkol kullanımının yaşam tarzı olarak savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Bizim milli içkimiz ayrandır” diyen Erdoğan, ‘ayran’ çıkışını geçen günlerde de yinelemişti.
(Ey iman edenler, içki, kumar, putlar, fal okları şeytanın necis işleridir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık hepiniz vazgeçin!) [Maide 90,91]

(- Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.) [maide suresi 90. Ayet]

>> Gece saat 22.00 ile sabah 06.00 arasında market ve bakkallarda perakende alkollü içki satışı 24 Mayıs 2013'te çıkarılan yasa ile yasaklanmıştı.
Bu içki severliğiniz neden? Allahın haram kıldığını neden inkar ediyorsunuz? Kuranı kerimde yer verecek kadar önemli kıldığı bu içki konusunda neden bu kadar ısrarcısınız. Allahın emrettiğine neden bu kadar karşısınız.

İçkinin yasaklanmasını insanoğlu değil Rabbimiz emretimişken Allah'a savaş açıp onun haran kıldığına sarılmak neyin nesidir?

>> Nisan 2013’te “Yolculardan gelen tepkiler”i gerekçe gösteren THY, hosteslerin kırmızı ruj sürmesini ve saçlarını üstten toplamasını yasaklamıştı.
Bunlar sadece AKP düşmanlığının ürünleri. Kuranı kerimde Nisa suresi sadece kadınlara ayrılmış. Nisa kelime nalamıyla kadın demektir. Rabbimiz MÜSLÜMAN BİR KADININ nasıl olması gerektiğini , neye hakkı olup neye hakkı olmadığını en ince ayrıntısına kadar yazmışken bunun yasaklanmış olmasına karşı olmak neyin inadıdır?

Kırmızı ruj ve saçların üstten toplanması yasaklanmış. Acaba bu yazıyı yazanın islamla alakası ne ölçüde acaba? Bu satırların araya eklenmesindeki amaç ne kadar çok yazarsam o kadar etkili olur, düşüncesi olabilir mi?

Ayrıca her kurumun kendi kuralları vardır. O kurala uyan çalışır uymayan çalışmaz. Zorlama yok. kırmızı ruj sürüp saçları yukardan toplayınca daha mı verimli iş çıkıyor ortaya. Ya da fazladan kazandırdıkları nedir ?

>> AKP Genel Merkez Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, 22 Mayıs'ta Twitter hesabından yaşam tarzına ilişkin şu mesajları paylaşmıştı: "CHP'li İzmirli Gençler özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafaya çekmek, sabaha kadar eğlenmek."
Aynen de öyle. Aksini iddia eden var mı ? Bu güne kadar hep böyle değilmiydi. Meydanlarda "içkime dokunma" diye eylemler yapıp kapalı insnaları hor görüp hayattan soyutlayan her türlü engeli koyup eğitiminden tut yaşam hakkına kadar her konuda kısıtlanan insanları dile getirmek işimize gelmiyor.



Bu eylemleri yapanlar chp teşkilatıydı. Hala çıkmış neleri bahane ediyorlar. Bence bunlar ahirette ne yapacaklarını düşünüp kendi hallerine ağlasınlar. Ama ahirette inançları yok ki. Onlar da haklılar.Nasıl olsa ölmeyecekler. MAhşer gününde hesap vermeyecekler. Onlara serbest

>> 30 Nisan 2011 Muş Mitingi’nde konuşan Erdoğan “Biliyoruz ki Sayın Kılıçdaroğlu Alevilik kültürüyle yetişmiş bir insandır, Alevidir” demiş, alanda bulunan insanlar bu sözler üzerine yuhalamıştı.
Bu sözde yuhalanacak bişey yok. Orda yuhalanan lafı geçen şahıstır. O günün haberlerine iyice bakalım. Bu devlete ve milelte o güne kadar yaptığı büyük iyilik ve vatanseverliğinden dolayı , hatta günümüzde de fetoyu ve pkk yı desteklemeyip korumadığından dolayı tebrik ve takdir göstergesi olarak vatandaşın sevgi gösterisine uğramıştır. Oradaki vatandaşlar kılıçdaroğluna sevgi hislerini yuhalayarak göstermiştir. Ama bu satırlarda yuhalanan SAYIN BAŞKAN ERDOĞAN'mış gibi gösteriliyor ki buna kargalar bile güler. Olayın aslını bilmeden sadece kopyalayıp yazanlara da biraz dikkat edin de orda neler olduğunu anlayın demekten başka bişey denmez.

>> 6 Ekim 2013’te bir televizyon programına katılan dönemin Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ATV’de yayınlanan bir yarışmada sunuculuk yapan Gözde Kansu’nun dekoltesinin çok açık olduğunu savunarak “Öyle bir kıyafet gitmiş ki olmaz bu yani. Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilemez” demişti. Çelik’in bu sözlerinden sonra Kansu’nun işine son verilmişti.
Bir önceki satırla tamamen tezat. Bir üstte söylenen suçmuş gibi gösterilip burda savunuluyor. NE alaka?
Saldıracak başka konu kalmadı

>> Erdoğan, 25 Mayıs 2012’deki konuşmasında “Sezaryene karşıyım. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etme hakkı olmamalı” demişti. Bu açıklama ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ise, “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün” demişti.
İlk cümle doğru ikincisi yanlış. Orda ananında çocuğunda günahı yok. Eğer öyle demişse çok büyük yanlış yapmış. Tabi dediyse. Bunun söylenmiş olacağını sanmıyorum ama eğer söylendiyse büyük hata. KAbul edilemez.

>> 2011 genel seçimleri öncesinde Metin Lokumcu’nun polis şiddeti sonucu ölümünün protesto edildiği gösteride bir kadın eylemcinin panzer üzerine çıkması ardından Erdoğan, “Kadın mıdır, kız mıdır bilemem, panzere çıkmış” demişti.
Elinde taşla bu ülkenin liderine saldıran birini koruyup kollamak ancak vatan hainlerinin malzeme yapacağı bir konu. Ayrıca bu satırın başlıkla ne alakası var. Bir madde fazla olsun , uzun olsun hikayesi. Amaç sadece devlet düşmanlığı başka birşey değil.