Üst
El-Cezeri ve Filli Su Saati

El-Cezeri ve Filli Su Saati

Bundan sekiz yüzyıl kadar önce El-Cezeri,insanlığın çeşitliliğine ve o dönemde İspanya'dan Orta Asya'ya kadar yayılan islam dininin evrenselliğine duydugu hayranlığı göstermek için bu ayrıntılı saati tasarlamıştır.Bu zenginliği eserine yansıtmak üzere kullandığı Yunan (Arşimet) su prensiplerini,Hint saati (gati) ve Hint fili,Mısır Zümrüdüanka'sı,Arap figürleri,İran halısı ve Çin ejderleriyle takviye etti.Kale üzerindeki figürün Selahhatin Eyyubi olduğu,El-Cezeri'nin büyük lidere duyduğu saygıyı ifade etmek için kullandığı düşünülmektedir.Ayrıca,saatte kullandığı her hayvan bir miti dile getiriyordu;

Fil: Kraliyet ve soyluluğu,
Zümrüdüanka: Yeniden doğuş ve hayatı,
Ejder: Güç ve yenilmezliği.

El-Cezeri Kimdir?​

El-Cezeri
El-Cezeri
Tam adı Ebû’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezerî (bazı kaynaklarda; Bediüzzaman Ebü'l-İsmail bin Rezzaz el-Cezeri) olan El-Cezeri 1136 yılında Cizre'nin Tor mahallesinde doğmuş ve 1233 yılında Cizre'de ölmüştür. İsmini yaşadığı şehirden alan El-Cezerî öğrenimini Türk Medresesi Camia'da tamamlayan İsmail, burada fizik ve sibernetik alanlarında yoğunlaştı ve halen kullanılmakta olan ve aşılmamış onlarca buluşa imza attı. Batı literatüründe M.Ö. 300 yıllarında Yunan matematikçi Archytas tarafından buharla çalışan bir güvercin yapılmış olduğu belirtilse de robotikle ilgili bilinen en eski kayıt da Cezeri'ye aittir.

Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim adamı olan El Ceziri, "Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap" El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ'ati’l Hiyel adlı eserinde ortaya koydu. 50’den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanma olanaklarını çizimlerle gösterdiği bu olağanüstü kitapta Ceziri, "Tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin,doğru ile yanlış arasında kalacağını" söyler. Bu kitabın orijinali günümüze kadar ulaşamadıysa da, bilinen 15 kopyasından 10’u Avrupa’nın farklı müzelerinde, 5 tanesi Topkapı ve Süleymaniye kütüphanelerinde yer almaktadır.

Teorik çalışmalardan çok pratik ve el yordamıyla ampirik çalışmalar yapan Ceziri'nin kullandığı bir başka yöntem de yapacağı cihazların önceden kâğıttan maketlerini inşa edip,geometri kurallarından yararlanmaktı. İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı,geliştirdiği saatte kullanan Ceziri,sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış,otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştı.Ceziri,otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard’ın otomatik dokuma tezgahından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine,ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi.Bazı makinelerinde hidro mekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezeri,bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı.Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Ceziri'nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır.Fizikçi ve Mekanikçi Bediuzzaman El-Ceziri'nin diğer bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii’nin ünlü Güneş Saati'dir. Bugün sibernetiğin ve bilgisayarın ilk adımlarını attığı ve ilk robotu yapıp çalıştırdığı kabul edilen El-Ceziri,Cizre'de yaşadı.

Filli Su Saati​

El-Cezeri,öncülerinden daha iyi tasarlanmış,daha verimli ve daha yüksek kapasiteli makineler gelişrirmek istemekteydi.Bu açıdan bakıldığında saatin görüntüsü ihtişam duygusu uyandırmakla beraber,temel özelliği gibi delik bir kasenin düşey batması yerine,ağzı etrafında çevrilerek bir saatlik çevrimin tamamlanmasıdır.Bu özellik zaman ölçüm sisteminin kalbini oluşturur.

Delikli kase,filin karnına yerleştirilen bir su tankının içinde yüzmekteydi.Suyla dolan kap yavaşça batarak yana yatmakta,bu esnada da kendisine bağlı üç ipi çekmekteydi.Bu üç ip,teker teker bırakılan otuz tane topu,ejderlerin hareketini ve kendi etrafında dönen katip figürünü kontrol eden mekanizmaları harekete geçirmekteydi.

El-Cezeri'nin dehası,çevrim süresinin kasenin dibindeki delikle hassas ayarlanabilmesinde yatar.Kasenin dolması,batması ve yeni bir çevrimin başlaması tam yarım saat sürer.Kase dibe battığında kuş sesine benzeyen,flüt gibi bir ses çıkarmakta,Zümrüdüanka kuşu kendi etrafında dönmekteydi.Bu esnada serbest kalan bir top,Selahattin Eyyubi figürünün arkasındaki kadranı çevirmekteydi.Sağa ya da sola doğru dönen Selahattin Eyyubi,bu hareketiyle hangi şahinin hangi topu bırakacağına karar vermektedir.Şahinin bıraktığı,ağzına düşen topun ağırlığıyla aşağı inen ejder,topu fil bakıcısının arkasındaki vazonun içine bırakmaktaydı.Bu,fil bakıcısının kolunu hareket ettiriyordu ve topun vazoya girmesiyle bir zil sesi duyulmaktaydı.Selahattin Eyyubi'nin yukarısındaki kadranda yarım saatte bir yarıya kadar dolan daireler saati göstermekteydi.Bu hareketler serisi,yarım saatte bir tekrarlanarak devam etmekteydi.

Saatin sabah ve akşam günde iki kere kurulması gerekecekti.Bunun için,otuz metal topun ilk yerlerine geri getirilmesi,ayrıca,gece ve gündüz uzunluğunun günbegün değişmesi sebebiyle bir "saat" denilen süre farklılığı gösterdiğinden,su seviyesinin korunması gerekiyordu.

548.webp
548.webp

Filli Su Satinin Çalışma Mekanizması


59.webp
59.webp

El-Ceziri'nin Filli su saatini gösteren 13. yüzyıl el yazması

60.webp
60.webp

Orjinaline uygun olarak Dubai'de inşa edilmiş Filli Su Saati

Özellikleri
Yükseklik: 7 metre
(Orjinalinin yaklaşık 3 katı)
Genişlik: 1.7 metre
Uzunluk: 4.5 metre
Ağırlık: 7.5 ton
 
Son düzenleme:
ilginç. acaba zamanı ne kadar doğru tahmin ediyor.?
 
Istanbul Sultan Ahmet meydaninda sergilenen 1001 Islam icadi sergisinde bu filli su saatini görmüstüm,sanirim 2010 yilindaydi.Muhtesem bir organizasyondu.
Sergilenen islam icadlarini bir kitapta toplamislar okudukça gururlaniyorum,bilmedigimiz bir çok icad var.Eger temin edebilirseniz mutlaka okumanizi tavsiye ederim.

66.webp
66.webp
 
Suriye –  Hama şehrinde bulunan Asi (Orontes) Nehri üzerindeki dev su değirmenleri   “Naûra”lar
Suriye – Hama şehrinde bulunan Asi (Orontes) Nehri üzerindeki dev su değirmenleri “Naûra”lar
Su nakil ve pompa sistemlerinin keşfine kadar insanlar suya ulaşma konusunda olukça sıkıntı içerisindeydiler. Yerleşimler genelde nehir kenarlarında veya suya yakın bölgelerde kurulsa da, su seviyesindeki mevsimsel değişimler büyük sıkıntı oluşturuyordu.

Dahası debisi düşük sulardan kapları doldurmak ve onları şehirlere nakl etmek de uzun süre problem oldu.Bu sıkıntılar insanları zamanla bir çözüme zorladı. Medeniyetler kendi fikirleri ve diğer uygarlıkların birikimleri ile ortaya çeşitli buluşlar koydular.

Kaldıraç (Shadoof) Sistemi:​


Antik Mısırda yazın seviyesi düşen Nil’in alçakta kalan yatağından suyu almak için kaldıraç sistemi kullanılmaktaydı. Mekanizma ortadan sabitlenmiş uzunca bir çubuğun ucuna bir kovanın bağlanmasından oluşuyordu. Denge ağırlığına sahip kovanın bağlandığı çubuk, ortasında kurulmuş iki ayak tarafından destekleniyordu.

Gayet iş görür bir yapıya sahip sistem uzun asırlar etkili bir biçimde kullanıldı. Mısır, Kuzey Afrika, Mezopotamya ve Anadoluya yayıldı. Elân Mısır’ın bazı bölgelerinde ve Anadolu’nun ücra yerlerinde bu mekanizmanın kullanımına rastlamak mümkündür.

-
-

Dev Su Değirmenleri​


Nehir yatağının çok derinden geçtiği bölgelerde suya ulaşmak için su çarkı veya değirmeni kullanılmaktaydı. Mö. 100 yılında bilinen ilk örneklerine rastlanan sistem İran’da Persler tarafıdan keşfedildi ve Romalılar tarafından geniş bir alanda kullanıldı. Mekanizma çark üzerinde bulunan kürek bölümlerine akıntının etkisi ile suyun dolması, bununda kasnağı çevirmesi prensibine dayanıyordu.

Böylece kürek bölümüne dolan sular dönen kasnak ile yukarı taşınır buradan su kemeri yahut ana tank’a sevk edilirdi. Bu şekilde pompalanan su, su kemerleri ile de saraylara, bahçelere, meydanlara, hamamlara, hanelere nakl edilirdi. Söz konusu basit fakat etkili sistemden Romalı mimar Vitruvius “De Architectura” adlı eserinde övgüyle söz etmesi dikkat çekicidir.Pers ve Romalılar tarafından uzun süre kullanılan bu sistem müslüman Araplar tarafından da kullanıldı ve geliştirildi.

Araplar çarkın iç kısmını oluşuran kasnağa monte ettikleri uzunca bir mil ile su naklinin yanında hububat öğütme, iplik bükme ve kumaş dokumada da mekanizmadan yayrarlanmışlardır. Kullandıkları bu mekanizmaya dair ilk kalıntılar Basra körfezi yakınlarında Şattülarap kanalları kazılarında tesadüf edilen 7. asır’a ait bulgulardır.

Araplarca geliştirilen mekanizma yine Araplarca bir tarafından Mezopotamya, Anadolu, Fars, Sind ve Hind’e kadar yayılırken diğer taraftan da Kuzey Afrika, Endülüs ve oradan da Avrupa’ya intikal ettilirilmiştir.

[ATTACH align="right" alt="Su değirmeni pompalama sistemi "Naûra" (Noria)"]15448[/ATTACH]
İspanyanın 751 de fethinden sonra Araplar “Naûra” olarak adlandırdıkları sistemden yüzlercesini Endülüs’ün derin vadilerinde inşa ederek şehirlere su nakletmişler ayrıca geliştirilen diğer özellikleriden de yer yer faydalanmışlardır.Arapça “Naûra” ‘dan İspanyol diline “Noria” şeklinde geçen bu dev su değirmenlerinden birisi, kiliseye çevrilen meşhur Kurtuba Ulu Cami yanında elân devretmenktir.

Suriyede Asi (Orontes) nehri üzerine bulunan Hama şehrinde ise bu değirmenlerin en nadide örneklerinden birisini görmek mümkündür. Çapı 20 metre, kasnağı 120 kompartımandan oluşan devasa değirmenlerden birisidir.

Endülüs Emevilerinden örendikleri bu sistemi daha sonra Güney Amerika’daki kolonilerinde uygulayan İspanyollarla dünyanın çeşitli bölgelerinde çok sayıda “Naûra” kurulmuştur. Günümüz dünyasında dahi bu tip su pompaları modern pompalarla başarı ile rekabet edebilmekte hatta bazı bölgelerde kullanımı daha etkili olmaktadır.

El Cezeri ve Krank Mekanizması​


Pek çok müslüman bilim adamı su ve hayvan gücünün kapasiteli kullanımı ile enerji elde edilebileceği, açığa çıkan bu güçle de yapılan işte verimin arttırılabileceni teori olarak çok defa işlemiştir. Bunlar arasından 2 büyük kaşif vardır ki makineler üzerinde önemli çalışmalar yapmış ve günümüz medeniyetinin temellerini oluşturmullardır.

-
-

El Cezeri ve Takiyüddin Raşid !​


Avrupalıların Al Jazari dedikleri Diyarbakır Cizreli Cezeri, Robotik bilminin kurucuları arasında yer almasından başka başarılıda bir teknik ressmandır. Pek çok önemli buluşlarından birisi de krank bağlantılı çubuk sistemidir.

Tek bir parmak dahi kıpırdatmadan çok büyük miktarlarda suyu kaldırmak için tasarladığı bu dahiyane buluşuyla ilk defa krank sistemini kullanan insan olmuştur.Cezeri tomruk ve hayvanın yukarı aşağı hareketine dayanan zincir ve sürgü makaralı, krank mekanızmalı bir makine tasarlamıştı.

Herhangi makinenin parçası olaran krank sisteminin Avrupada kullanımı ise ancak 15. asır ortalarına tekabül ettiği görülür. Dönen hareketi doğrusal harekete çeviren bu mekanizma günümüzde oyuncak arabadan lokomotif motorlarına değin pek çok alanda kullanılmaktadır.

Krank şaftından başka Cezerî’nin en büyük buluşlarından birisi de suyla çalışan su pompasıdır. Tasarladığı 5 farklı su drenaj makinelerinden ikisi “Shadoof” kaldıraç sisteminin gelişmiş modelleridir. Ancak bir tanesi çok farklı bir mekanizmaya sahiptir !

Sistem çark, bakır pistonlar, emiş ve çıkış boruları ve tek yönlü klape vanadan oluşuyordu.

Mekanizma su değirmenine benzer olarak bir akarsu kenarında, kasnak şeklinde dizili kürekleri akıntıya zıt gelecek şekilde tasarlanmıştı. Bu zıt kürekler, tekerleğe ve pistonlara güç vererek kolu hareketlendiriyor böylece iç zincir mekanizması çalışıyor ve pistonlu pompa harekete geçlmiş oluyordu.

Cezeri'nin  Kitab'ül Hiyel adlı yazma eserinden pistonlu pompası
Cezeri'nin Kitab'ül Hiyel adlı yazma eserinden pistonlu pompası
Piston çekildiğinde su, içine gömülü vaziyetteki giriş borusu tarafından emiliyor, bu sırada tahliye vanası yerçekimi ve pivot noktasının pozisyonu nedeniyle kapalı kalıyor;

Piston itildiğinde ise silindire dolmuş su, giriş borusundan daha dar çıkış borusu ve tahliye vanasından dışarı veriliyor; giriş vanası da bu süreç sırasında yer çekimi ve pivot noktası pozisyonu nedeniyle kapalı kalıyordu.

Bu hareket tekrarla bir taraf itme pozisyonundayken diğer taraf çekme poziyonuna geçiyor bu devirdaim su aktığı sürece devam ediyordu.Sistemde bir yandan emerken diğer yandan çıkış yapan çift yönlü pistonların ilk örnekleri kullanılmış ayrıca çift yönlü vana sitemi ahenkli çalışması için güçlendirilmişti.

Sıhhi tesisat ve sulamada faydalanılan bu pompa 12 metre yüksekliğe kadar rahatlıkla pompalama yapabilmekteydi.
 
Geri
Üst