Üst

Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü

# A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
Ugur
1. Rehberlik etmek, yolu bilmeyene tarif etmek, nasıl gidileceğini anlatmak. 2. Nasıl davranılacağını, ne yapılacağını öğretmek. "Benim elimden...
Görüntüleme
19
Ugur
1. Bulunduğu yerde yabancı olup gideceği yolu ve yeri bilmemek. 2. Görgüsüz davranmak.
Görüntüleme
21
Ugur
1. Birinin geçmesine engel olmak. 2. Issız yerlerde, yollarda soygunculuk yapmak. "Düğün alayının yolunu kesmiş eşkıyalar."
Görüntüleme
19
Ugur
Yaşayışını inandığı, doğru bildiği bir düzende sürdürmek. "Sen de kendine özgü bir yol tuttun demek!"
Görüntüleme
18
Ugur
Bir şey, davranış ya da yapışın usul ve kuralları. "Madem yol yordam bilmezsin neden kalkışırsın böyle bir işe."
Görüntüleme
16
Ugur
1. Bir yere gitmek üzere bulunduğu yerden ayrılmak. "Sabah erkenden yola çıkacaklarmış."
Görüntüleme
15
Ugur
Bir zorunluluk sebebiyle yola çıkmak, yol almaya başlamak. "Çabuk olun, onlar yola düşmüşlerdir bile."
Görüntüleme
15
Ugur
Ters tutumunu düzeltmek, uslanmak, istenilen biçimdeki davranışı kabul etmek. "Kaygılanma, eninde sonunda yola gelecektir."
Görüntüleme
15
Ugur
Birinin bir konudaki ters tutumunu düzeltmek.
Görüntüleme
15
Ugur
1. Bir taşıt bir sebeple yolundan ayrılmak, gitmez olmak. 2. Kötü yola sapmak, doğru yoldan ayrılmak, azgınlığa düşmek. "Komşunun çocuğu iyice...
Görüntüleme
19
Ugur
Gitmek istediği yere gidememek, alıkonmak, bir engel dolayısıyla gecikmek. "Çekilin önümüzden, bizi biraz daha oyalarsanız yoldan kalacağız."
Görüntüleme
15
Ugur
Yolu üzerinde bulunan o yerden geçmesi gerekmek, o yer, yolu üzerinde bulunmak. "Sizin köye de yolum düştü, babanı gördüm, sana selâm söyledi."
Görüntüleme
15
Ugur
Bir yoldan kimseyi geçirmeyecek biçimde düzen kurmak. "Askerler tam teçhizatlı yolu tutmuşlar, bekliyorlardı."
Görüntüleme
19
Ugur
İstenilen biçimi almak, gerekli olan şekilde gelişmek.
Görüntüleme
25
Ugur
1. Karşılamaya gitmek. 2. Yolda karşısına çıkmak. "Bütün kasaba halkı yeni gelen kaymakamın yoluna çıkmıştı."
Görüntüleme
21
Ugur
Bir işi olumlu bir duruma sokmak, istenilen şekle getirmek. "İşlerini kısa zamanda yoluna koymayı başardı."
Görüntüleme
22
Ugur
Gelmesini beklemek. "Az yolunu beklemedi oğlunun."
Görüntüleme
23
Ugur
1. Kanunî olmayan yollardan kazanç sağlamak. 2. Çözüme ulaşmak, gereken çareyi bulmak. "Onu razı etmenin yolunu buldum, çabuk benimle gel."
Görüntüleme
19
Ugur
Hangi yoldan gideceğini bilememek, şaşırmak. "Çocuklar yollarını kaybetmişler, tam aksi yönde ilerliyorlardı."
Görüntüleme
21
Ugur
Kötü yola düşmek, doğru yoldan ayrılmak. "Yolunu sapıtmış şu adamı Allah’tan başka kim doğru yola getirebilir?"
Görüntüleme
19

Sözlük İstatistikleri

Sözlükler
7
Terimler
80,501
Görüntüleme
1,354,100

Sözlük İstatistikleri

Sözlükler
7
Terimler
80,501
Görüntüleme
1,354,100
Geri