Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
İşsiz güçsüz, sokaklarda dolaşan kimse.
Önemsiz görmek, sözünü etmeye değer bulmamak. "O, kale alınacak bir insan değil."
Kalemde çalışan görevli, yazman.
1. Yazı yazmak.
2. Bir yazıyı düzeltmek.
3. Bir yazıda değişiklik yapmak. "Ben senin gibi kalem oynatmayı beceremiyorum."
Karşı taraftan birinin yardımını alarak davasını kazanmak.
Bir şeye bütün içtenliği ile güvenmek, bir şeyi doğrulamak. "Kalıbımı basarım ki o, bu işi yapmamıştır."
Görünüşünden bekleneni yapamaz olmak, umulanı ortaya koymamak.
Bir hastalık, bir sıkıntı karşısında güçlü gücünden bir parçasını yitirerek zayıflar ama zayıf olan, ölecek duruma gelir.
Gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz.
1. Sık sık iş değiştirmek.
2. Çıkar sağlamak için değişik kılıklara girmek.
Sevgi karşılıklıdır.
İş becerme yeteneği bulunmayan kişi, düzenbazın kendisine yutturduğu şeyi kazanç sanır.
[I](kalp: Gösterişli ama işe yaramaz kişi. kaltaban...
Güzel bir davranış ve sözle birilerinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek. "Bir demet çiçekle annemizin kalbini kazanabiliriz."
Sevgi karşılıklıdır.
"Bir toplantı, eğlence veya iş, en çok ilgili kişiler bulunmadan yapılırsa tadı çıkmaz" anlamında alay yollu kullanılır.
"Sıkıntı üstüne sıkıntı, terslik üstüne terslik, borç üstüne borç, aksilikler birbirini kovalıyor" anlamında kullanılır.
Büyük bir üzüntü içinde olup yakınmak. "Dört çocuk tek başıma kaldım, çaresizim, içim kan ağlıyor ama kimseye açılamıyorum."
Çok sinirlenmek, öfkelenmek. "Kan başına sıçramıştı, sağa sola bağırıp duruyordu."
Cinayet işlenmek, kan dökülmek. "Şu adamı götürün gözümün önünden, yoksa kan çıkacak. "
Ölüme yol açmak, yaralanıp ölmek veya birini yaralayıp öldürmek.