Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Çok kan akıtılmış olmak, çok insan öldürülmek. "Düşmanla göğüs göğüse gelmiştik, biliyordum ki birazdan kan gövdeyi götürecek ve pek çoğumuz...
Kan dökerek öç almayı istemek.
Çok eziyet, sıkıntı çekmek.
Çok büyük sıkıntı ve eziyet çektirmek. "Bana kan kusturmaya yemin etmişler, haydi görelim."
Çok yorgun, terli, bitkin ve perişan durumda olmak. "Elindeki kazmayı bırakmaya niyetli değildi, kan ter içinde kalmış bedenini doğrultarak yüzüme...
1. Kan görünce bayılmak.
2. (Adam öldüren kimse korku ve heyecandan) şok geçirmek, kaçamamak, olduğu yere yığılıp kalmak.
Birini öldürme hırsı içinde olmak. "Bırak elindeki bıçağı dedim ama dinletemedim, kana susamış gibiydi."
Elindekiyle yetinmesini bilen kişi yokluk nedir bilmez.
Korumak, gözetmek, himayesi altına almak. "Yeğenini kanadının altına aldı."
Birini korumak, gözetimi altına almak.
Gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.
Bir kimsenin zararı, kötülüğü için uğraşmak.
Eli yere kadar uzatarak yapılan selâmlama.
Davranışları yavaş, sevimsiz, konuşması insana sıkıntı veren, hoşa gitmeyen kimse.
Soysuz, iğrenç işler yapmaktan geri durmayan. "Toplum bu kanı bozuk insanlardan temizlenmelidir."
Kötülük, kötülük yapılarak düzeltilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır.
(yumak: Yıkamak)
1. Hareketli, coşkun olmak.
2. Birine içten bir sevgi beslemek, yakınlık duymak. "Çocuğa, ilk rastladığımda kanım kaynamıştı."
Yaralanmayı veya öldürülmeyi göze alarak. "Kanım pahasına da olsa, o adamlara, buradan adımlarını attırmayacağım."
Sevimli, kendisini sevdiren, sempatik, sıcakkanlı.
1. Birini öldürtmek veya öldürmek.
2. Bir şeyi harcamak, ziyan etmek.