Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Acımasız, merhametsiz, acı veren şeylere aldırmayan. "Onun gibi katı yürekli bir insan daha görmedim desem yeridir."
Gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz.
(kavurga: Ateşte kavrulmuş mısır)
Büyük gereksinimlerde çok fedakârlık yapmak gerekir.
Umursamamak, önem vermemek, ilgi göstermemek. "Onun bu kötülüklerine kayıtsız kalmak mümkün mü?"
Sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağlayacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken sıkıntılara katlanmalıdır.
İçten içe, gizlice gelişen olaylar veya duygular bir yerde patlak verir.
Büyük çıkarlar beklenen durumlarda küçük fedakârlıklar yapılmalıdır.
Yönetime karşı topluca karşı gelmek, baş kaldırmak. "Maden işçileri kazan kaldırmış diyorlar."
Hiçbir iş karşılıksız yapılmaz.
Kazancı olmayan kişinin evinde yemek pişmez.
Dimdik (duran, oturan, yürüyen).
"Durum, mesele senin sandığın gibi değil" anlamında kullanılır.
Sen başkasına kötülük yapma yolunu tutarsan başkası da sana kötülük yapma yolunu tutar.
İnatçı ölse de inadından vazgeçmez.
Tehlikeler, zararlar olmasa her şey alabildiğine gelişir.
Büyüklerin tuttuğu yol, küçüklere örnek olur.
Sakal, kişiye değer kazandırmaz.
Düşünme yeteneğini kaybetmek, aklını oynatmak, delirmek, bunalım içinde olmak. "Doktor, keçileri kaçırmış diyorlar!"
Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.
(yar: Uçurum.)
İmrenerek, iştahla, ele geçirme isteği ile bakmak.