Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Nereye gittiği bilinmemek, sezdirmeden gitmek, görünmez hâle gelmek. "Ali ortadan kayboldu."
Kişinin malı çok ama bunlar ortak malıysa yalnız kendisine ait azıcık malı bulunması daha iyidir.
Kargaşa çıkarmak, herkesi birbirine düşürmek. "Şimdi gelip ortalığı birbirine katacak diye korkuyorum."
Tedirginlik kalmamak, toplum içindeki karışıklık yok olmak. "Çok şükür ortalık düzeldi."
Kargaşa çıkmak, toplumda düzensizlik baş göstermek. "Ortalık yine karıştı, insanlar birbirine girdi."
1. Gizli olan ne varsa açıklamak.
2. Çıkarıp göstermek. "Bütün sırlarını ortaya dökmek için harekete geçti."
Kötü bir durumu gizlemek, yayılmasını önlemek. "Dairede yapılan yolsuzlukları örtbas edeceklerini sandılar."
Geri düşünceli, yenilikleri kolay kabul etmeyen (kimse).
Çok güçlük çıkarmak, zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak.
Oldukça uzun zamandan beri, eskiden beri. "Öteden beri sevmem ben onu."
"Takip edilen yol yanlıştır, bu yolla bir yere gidilemez, sonuç alınamaz, bir yere kadar gidilir ama daha fazla gidilemez" anlamında kullanılır.
Kişinin kimliğini öğrenmek için soyunu sopunu bilmek gerekir.
Bir ağızdan çıkan söz, başkalarının ağzına geçer, her tarafa yayılır.
Bir toplantıya katılan, bir meseleyi konuşan kimselerin aynı düşüncede olup aynı yönde oy kullanmaları. "Sınıf başkanını oy birliği ile seçtik. "
Bir işin sonucunu belirlemek üzere oy verilmesini istemek, oylama yoluyla bir topluluğun görüşünü almak. "Bu görüşü oya koymayı teklif ediyorum...
Aldatmak, kurnazlıkla birini tuzağa düşürmek. "Bana kötü bir oyun ettiler."
Aldatılmak, tuzağa düşürülmek. "Onların oyununa gelmemeye çalış, dikkatli ol."
Mızıkçılık etmek, birlikte yapılması gereken işten tek taraflı vazgeçmek. "Oyunbozanlık etme de gel birlikte eğlenelim."
Çok özen gösterip titizlikle, ayrıntılarına varıncaya değin ele almak.
Bir kabahat için özür dilerken daha büyük bir kabahat işleyen kimse için söylenir.