Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Verilen emek karşılığını, emek veren değil, bir başkası almak. "Biz durmadan çalışalım parsayı da başkası toplasın olmaz öyle şey!"
1. Biriyle çekiştiği bir konuda yenilmek.
2. Elde etmeye çalıştığı bir kazancı bir başkasına kaptırmak.
Üzerinde durmamak, caymak, vazgeçmek, aldırış etmemek.
Kovmak, işten atmak. "Patron üç işçinin pasaportunu eline verdi."
Kavga, kargaşa, gürültü çıkarmak. "Patırtı çıkarmadan oturun, babanız uyuyor."
Gizlenen ya da hoş karşılanmayan bir durum aniden ortaya çıkmak. "Kim der di ki savaş bu sabah patlak verecek. "
Bir fikir elde edebilmek için, durumu bir şey ile kıyaslamak.
Bir olay ya da davranıştan tecrübe kazanmak, hisse kapmak, tutulacak yolu belirlemek.
Adam yerine koymak, değer vermek.
Kalmak, yok olmamak, yaşamak. "Milletimiz ilelebet payidar olacaktır."
1. Azarlanmak.
2. Kendine düşen kazanç miktarını almak.
Satılacak mala ilk olarak kaç para değer biçildiyse satıcı buna razı olmalıdır.
Bir kimse, maddi alanda olsun, manevi alanda olsun, yeteneğinin ölçüsünü bilmeli, sınırı aşan davranışlarda bulunmamalıdır.
Çok uysal olursan ezilirsin. Hep dik başlı olursan yalnız kalır, herkesi karşında bulursun. Hüner, gerektiğinde uysal, gerektiğinde sert olmayı...
Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
Ar damarı çatlamış, utanmaz, arlanmaz. "Perdesi yırtılmış adamın, baksana neler söylüyordu!"
Uzun adımlarla yürümeye başlamak. "Pek vaktimiz yok, pergelleri açın da geç kalmayalım."
Bir işin sonunun nasıl olacağı şimdiki gidişinden belli olur.
Mağlubiyeti kabul etmek, başkasının üstünlüğüne boyun eğmek. "Yenileceğini anlayınca sırtı yere gelmeden pes dedi."
Bir şeyi izlemekten vazgeçmemek. "Adamın peşini bırakmayın sakın!"