Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Bir şeyin (daha çok sözün) önemini belirtmek, üzerine dikkati çekmek, vurgulamak. "Altını çize çize söylüyorum. Eninde sonunda sen de geleceksin."
Tutumluluk değersiz görünen şeyleri değerlendirmekle olur.
1. Bir şeyi bulmak için aramadık yer bırakmamak. "Evin altını üstüne getirdik ama tabancayı bulamadık. "
2. Söz ve davranışlarıyla çevreyi...
Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.
(sarraf: Kuyumcu.)
O an ki durumu temelli olmayan bir çözümle kurtarmak veya bir işi kesin neticeye vardırmış gibi görünmek. "İnsanları altmış altıya bağlamakta...
"Herkes başının çaresine baksın, güçsüzleri düşünme, gücü yetmeyene ne olursa olsun" anlamında kullanılır.
Herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun.
Sert konuşan birine karşı yumuşak, olumlu, onu haklı görüyormuş gibi tavır almak. "Amacına ulaşmak istiyorsan onunla konuşurken alttan al, pes...
Biraz geriden, pasif hareket edip gizli gizli yenme yollarını kollamak. "Vay hınzır vay!.. Alttan güreşip aklın sıra başarı kazanacaksın ha!"
Karşı koyan birini boyun eğmek zorunda bırakmak, teslim olmaya zorlamak. "Düşmana aman dedirtmek boynumuzun borcu oldu artık. "
Önce direnirken zor karşısında boyun eğip canının bağışlanmasını istemek, galip gelenin merhametine sığınmak. "Aman dileyene kılıç kalkmaz."
Mertliğinize güvenip size teslim olan düşmanın canına kıyılmamalıdır.
1. Göz açtırmamak, rahat bırakmamak.
2. Düşmanı acımayıp öldürmek, merhamet etmemek. "Böyle kahpe insanlara sakın aman vermeyin!"
Teslim olmak, önce direnirken zor karşısında boyun eğmek. "Nihayet düşman amana geldi."
Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.
1. Mahşer günü.
2. Sıkıntılı kalabalık, telâşlı, tehlikeli, kimsenin kimseyi tanımadığı kalabalık. "Yangın yeri ana baba gününe dönmüştü."
İnsanlar içinde bize anne kadar candan bağlı dost yoktur.
1. Pek küçük kucak çocuğu.
2. Sıkıntıya, güç işlere alışkın olmayan, nazlı çocuk veya genç. "Şu torbayı kaldırışına bak hele, tam bir ana kuzusu."
Hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar.
Bir kimseyi işini yaptırabilmek için pohpohlamak, gereğinden fazla överek istediğini elde etmeye çalışmak.