Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, o yüzden bir süre yabancılık çeker, onlardan uzak durur.
Bir iş ya da çevrede yabancı olmaktan dolayı ortaya çıkan zorlukların etkisinde kalmak. "Ona hiç yabancılık çektirmedi."
1. Baba ocağından uzak yerler, gurbet.
2. Yabancı kimseler, yabancılar. "Yiğidim yad ellerde kalmasın, dönsün geri Rabbim."
Anmak, hatırlamak. "Seni her gün yad ederiz buralarda."
Semirmek, üzerine biriken yağ katılaşmak.
"Yediğin, içtiğin helâl ve afiyet olsun" anlamında söylenir.
Çok şişman, çok yağlı. "Birkaç ay sonra yağ tulumu olacak, şuna birisi söylese de çok yemese."
Dalkavukluk etmek, övmek, pohpohlamak. "Öğrenci öğretmenine yağ çekiyor, gözünün içine bakıyor, bu şekilde iyi not alacağını sanıyordu."
Bir iş için gerektiği kadar fedakârlıkta bulunmayan kişi sonucun kusurlarını hoş görmelidir.
Araları çok iyi, içli dışlı, samimi olmak. "Öyle yağlı ballı olmuşlardı ki birbirlerine her şeylerini anlatıyorlardı."
Çalıştırdığı kimselere bol kazanç sağlayan kimse, kuruluş, aile ya da yer. "Herkese nasip olmaz öyle yağlı kapı."
Kolayca ve bolca yararlanılabilecek kaynak, basitçe sömürülebilecek iş veya kimse. "Bulmuşsun bir yağlı kuyruk, çek babam çek!"
Bol paralı, çok alışveriş yapan zengin alıcı. "İki üç yağlı müşterimiz de olmasa kapamak zorunda kalacağız bu dükkânı."
Bir şey çok alıcı bulup çok satılmak, kolay müşteri bulmak. "Kapanın elinde kalıyor, yağma gidiyor, koş koş, sen de yetiş!.."
Hakkı olanın da olmayanın da kolayca yararlandığı, kimsenin korumadığı, her yanından sömürülen kaynak.
"Öyle şey olmaz, buna izin vermezler, kolay kolay elde edemezsin" anlamında bir tutumun ya da davranışın yanlışlığı ifade etmek için kullanılır.
Kazanma fırsatı varken ondan yararlanıp para veya mal edinmek. "Bana bak aslanım, daha ne istiyorsun, yağmur yağarken küpünü doldur yoksa pişman...
Yağmurdan yararlanacakların sayısı zarar göreceklerden daha fazladır, yeter ki yağmur yağsın.
Bir tehlikeden, güç bir durumdan kaçarken daha kötüsüyle karşılaşmak.
Tarafların çıkarlarını düşünerek çekişe çekişe yaptıkları pazarlık. "Benimle Yahudi pazarlığı yapmaya kalkma lütfen."